O seçim, bu siyasetçi, filanca STK veya herhangi bir olay yok bugün gündemimizde… Ne mi var? Kendimiz! Çoğu zaman unutuyoruz kendimizi de sahip olduğumuz güzellikleri de… Hazır iş yoğunluğu da yılbaşı sonrası azalmışken, şöyle köpüklü bir kahve söyleyin kendimize bakalım : )
Gündelik hayatta örneğin bir tatsızlık olur… Hayatımızın milyonda bir yerini kapsamayacak konu için sahip olduğumuz tüm güzellikler ve iyilikleri unutur kafamızın içinde büyütür de büyütürüz… Sağlıklıyız, sevdiklerimiz yanımızda, yapacak bir işimiz, çok şükür irili ufaklı pek çok sorunun üstesinden gelecek gücümüz varken, anlık bir tatsızlığın kimyamızı bozmasına müsaade ederiz… “Etmeyip de ne yapalım?” dediğinizi duyar gibiyim… Ben de yapıyorum öyle şeyler, kendime sonra çok kızıyorum ama böyle böyle öğreneceğiz yaşadıklarımızla baş etmeyi, mutlu anlarımızı çoğaltmayı…
* Bir ayrıntıya takılıp resmin tümünü ıskaladığınız her an kayıptır! Varsa bir eksiklik tamamlayın ama elinizden gelen her şeyi yaptıysanız kabul edin ve geçip gidin… Orada kaldıkça sizi mutsuzluk ‘bataklığında' çeken sürece yenilmeyin…
Bazen hayatta istediklerimiz olmaz… O bazı anlarda istediğiniz şeyleri daha sonra da istemeye devam edeceğinizin hiçbir garantisi yok! Zamanı gelmediyse bir şeyin vakit alması veya olmaması da hayırlısı…
* Yaşamın bir dengesi var onun bozulmaması hayatımız boyunca isteyeceğimiz en gerçekçi şey olur. Yanlış rayda ilerleyen trenin oradan çıkmadan doğrusuna girme şansı yok!
Ve hayatta mücadele etmeden, uğrunda emek harcamadan, çabalamadan hiçbir şey elde edemeyeceğimiz gerçeğine değinmeksiniz kendimize eğilmemiz eksik kalırdı! Elde ettikten sonra muhafaza etmek için daha çok çalışmamız gerekiyor. Bu dünyada hiçbir şeyin sahibi olamazken insan, hazıra konması zaten imkânsız!
* Hak etmeden elde edilen şeyin ne kıymeti bilinir ne de değeri; size ait hiç olmaz zaten…
Herkes yaptıklarından sorumludur durumunun bir de ne ektiysen onu biçersin karşılığı var. Size biri kötülük yaptı diye kızarken, siz de ona aynı şekilde karşılık vermeye kalkarsanız ondan bir farkınız kalmayacağı gibi art niyetli kişinin girişimini hayata geçirmesinde belirleyici adımı atmış olursunuz. Başkasının size yaptığı kötülüğün sınırları vardır, etkisi belirli ölçülerdedir… O kötü niyet sizi de etkisi altına aldığında zararı iki taraf için de katlanır.
*Kendi özünüzün, sözünüzün iyiliğine, doğruluğuna inanın, güvenin. Vicdan, hoşgörü ve merhametinizi besleyin; karşılığını huzur ve mutluluk olarak muhakkak alacaksınız.
Bu hayat sizin… Mimarı da inşaatçısı da sizsiniz… Hatta malzemesi bile : ) Dilediğiniz şekli verebilir, istediğiniz renkte boyayabilirsiniz, arzu ettiğiniz tadı katmak da elinizde… Bahane yok! Ertelemek; yaşanabilecek güzel anlar hesabınızdan kayıp! Kendinize inanın, mucizeler bir anda olmaz, zahmetsiz hiç gerçekleşmez… İstediğiniz şey uğrunda çalışmak sizleri yormayacak aksine halini kurduğunuz mutluluklara ışık hızıyla yakınlaştıracak.
Her şeyden önce sağlık ve huzur diliyorum hepinize… Mutluluk ve başarı ise sizin ellerinizde, beyninizde, kalbinizde…
Hoş-geldin 2018...