Herkesin bildiği kendi doğrusu, kimse gerçeklerden emin olamıyor! Bu nasıl bir süreç böyle… 5 yılda bir olunca daha önceki seçim dönemlerinde de aynı kara delikleri yaşadık da unuttuk mu? CHP'nin aday adaylarını bir kenara çekip, AK Parti'de özellikle Sami Barlas ile bambaşka bir boyut kazanan yerel yarışa kitlendi herkes… Siyasetle ilgilenmeyen insanlar bile sürece enteresan biçimde dahil oldular. AK Parti dışındaki siyasi görüşlere sahip insanların da ilgisini cezbeden gelişmeleri yorumlamak çok zor. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; kimse hiçbir şeyden emin değil.
Sadece siyasiler adaylıklarından değil, seçmen de oyunun rengi konusunda geniş bir skala ve olasılıklar arasında gelip gidiyor… Ve kime, nereye göre oy vereceği hususunda belirsizlik hat safhada…
***
Dün biriyle konuşuyorum, konu Özcan Işıklar'ın üçüncü dönem adaylığına geldi dayandı… “Aday adaylığı ve 29 Ekim'deki konuşmasından sonra Başkan Bey bizi öyle yükseltti ki, bu aralar sergilediği pasiflikle onu da kendimizi de kaybettik” dedi… Aday Adayları beklemede de görevdeki belediye başkanı neyi bekliyor inanın ben de düşündüm kaldım. Aynı kişi, “Başkan Bey'in vaatleri arasında öncelikli sırada yer alan huzur ve toplumsal barış önemli ama ondan önce de Silivri bir Teksas değildi hiçbir zaman. Kendisinden asıl beklediğimiz değişim” diye ekledi.
Doğru söze ne denir ki?! Sustum kaldım… Benim susma özgürlüğüm ve konforum var ama üçüncü dönem için aday olan Özcan Işıklar'ın yok bence. Sessizliği olarak ifade edilen şeyi yalnız konuşmak olarak algılamayın! Yaptıklarının konuşulmasını sağlayacak. Bir belediye başkanının gündemden düşme, hele ki üçüncü kez güven tazelemeye niyet ettiği seçimlere 4 ay kala, lüksü yoktur…
Konuşulduğu konuların daha yapımı bitmeyen meydanların ilk yağmurda sular altında kalması, iki hafta önce asfaltı dökülen yolların yayalara biriken sular sebebiyle geçit vermemesi vs. olmamalı… Göz göre göre, tüm uyarılara kulak tıkaya tıkaya yapılan hataların özrü yoktur, bedeli vardır! Işıklar'a en ağır bedelleri ‘ekip', ‘yol arkadaşları'nın ve onun onlara tanıdığı denetimsizlik opsiyonu sonucu ödetilmesi de ayıptır; muhalefete, rakiplere de yapacak iş bırakın! ‘Kendimden başka rakibim yok' sözünü çok sever Başkan Bey, bence ‘Kendimden başka düşmanım yok'u da bu aralar kulağına küpe yapsın! Ve en acısı bir insanın en büyük düşmanı kendisidir!
Şansı insanı 50 bilemediniz 500 kez kurtarır ama ona da bin defa güvenemezsiniz ki!