İki seçim üst üste gelince kendimce Bulgaristan'dakiyle Referandum arasında bir totem yaptım. AK Parti eliyle Bulgaristan'da kurulan DOST partisi Tayyip Erdoğan'a boyun eğmeyen Hak ve Özgürlükler Hareketinden daha çok oy alırsa (ki hiç adil olmayan bir yarıştı aralarındaki), 16 Nisan'da Evet çıkacak şeklinde… Deli saçması bir kuruntu diye düşünebilirsiniz… Ama çok farklı şeylerin oylandığı, içerik bakımından değişik mevzular için kurulan sandıkların anlamı bir yerde aynılaşıyordu… Türk hükümetinin muazzam desteğine rağmen DOST baraja takıldı. HÖH meclise girdi ama hedeflediği 3. değil 4. parti olarak. Üçüncü parti ile arasında önemli bir fark da yok! Ama HÖH üçüncü parti de olsa ülkeyi her yönden istila eden aşırı milliyetçilik dalgası hükümete girmesine imkân bırakmadı zaten. DOST eliyle Bulgaristan'da körüklenen aşırı ırkçılık ateşi HÖH'ün daha doğrusu burada yaşayan Türklerin daha bilmem kaç seçim sonrası için bile hükümet ortaklığını rafa kaldırdı. O da değil de resmen Bulgaristan'daki Türkler birbirine kırdırıldı. Bunu Bulgar rakipleri veya ırkçılar yapsa anlarsınız da Türkiye eliyle yapılmış olması çok acı. HÖH de DOST da hedeflediğine ulaşamadı; Türkler hepten kaybetti.
Gelelim Referanduma; Hayır diyenlerin terörist ilan edildiği, vatan haini saflarına kolayca çekildiği sürece… Bu ülkenin yarısı Evet diyorsa diğer yarısını Hayır diyor! Evet diyenler ısrarla Hayırcılara “Siz bizden değilsiniz, hatta düşmansınız” muamelesi yapıyor. Hayırcı'ların Evetçilerle ilgili suçlamaları yok mu? Var ama kabul edelim terörist ve vatan hainliği suçlamalarından daha masumlar…
Bu ayrıştırmayı, bölünmeyi, ötekileştirmeyi bize başkası yapamaz… Kendi kendimize yapıyoruz… Varsayalım ki Referandumda Evet oyları %55 veya %60 oranında kabul gördü. %40 bile olsa sonuçtan memnun olmayan önemli değil mi? Az bir şey mi?
İnsana başkalarının düşmanlığı, kendinden bildiklerinin ki kadar dokunmuyor, zarar vermiyor unutmayın!
SAHİLDE DÜZENLEME SANCISI
Silivri sahilinde “çay bahçeleri” ve “büfe” ayrımı ortadan kalktıkça işletmeciler açısından sancılı süreç devreye giriyor. Çay bahçeleri ve restaurant –cafe işletmeciliği tanım ile uygulamaları da birbirine girmiş vaziyette. Verilen yerlerin çok üstünde yeşil alan işgalleri, işletme ruhsatları açısından meydana gelen adaletsizlik, otopark sorunu vs… Sıkıntılar o kadar çok ve köklü ki; esnaf ve işletmeler açısından iş yapma umudunu öldürüyorlar. İşletmecinin yüzü gülmezken, gelen müşteriyi bekleyen hizmeti sorgulamak lazım… Adım başı seyyar satıcılar da çabası… Erseven Site sakini yaşadıklarını şöyle anlatamıyor, “Balkonlarımızda akşamları oturamaz olduk, gördüklerimizi ifade etmeye utanıyorum...”
İşletmeciler ayrı dertli, çevrede yaşayanlar farklı sıkıntı içinde… Referandum bitsin diye bekliyorum ama ardında da erken yerel seçim var; aktarılan sıkıntılar çözülecek gibi değil… Konuyu unutmuş değilim bununla ilgili kapsamlı bir çalışma yapmamız gerektiği aşikar.
ÇANAKKALE GEZİLERİ BAŞLIYOR
Silivri Belediyesi Çanakkale 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. Yılında, binlerce Silivriliyi Çanakkale'ye götürecek. Silivri Belediyesi'nin her yıl düzenlediği Çanakkale Gezi programı başlıyor. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. Yıldönümünde de binlerce Silivrili bir ay süresince Çanakkale'nin eşsiz tarihine tanıklık edecek. Rehber eşliğinde Kilitbahir Kalesi, Namazgâh Tabyası, Mecidiye Tabyası, Koca Seyit, Şahindere Şehitliği, Alçıtepe Köyü, Şehitler Abidesi, Seddülbahir Köyü ve Müzesi, Ezineli Yahya Çavuş, Anzak Köyü, Albayrak Sırtı, Kanlısırt, Kırmızısırt, Bomba Sırtı, 57. Alay Şehitliği, Conkbayırı ve Bigalı Köyü Atatürk Evi gibi tarihi atmosfere sahip yerler ziyaret edilecek.
Hafta içi ve hafta sonu olarak gerçekleşecek gezide her gün 4 araç kaldırılacaktır, geziler için kayıtlar, Silivri Belediyesi İletişim Merkezi, İletişim Noktalarından alınmaya başladı.
ŞENTOP GELİYOR
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Çarşamba günü Silivri'ye geliyor. Şentop, STK'lar ve medya mensuplarıyla buluşarak Referandumda yapılması hedeflenen anayasa değişikliklerini anlatacak.
SANDIKTA KİM GÖREV YAPACAK?
Bir öğretmenimiz soruyor “Seçim görevleri belli oldu. Okullardan 2 ya da 3 öğretmen görevlendirilmiş. Sandıklarda kim görev yapacak acaba?
Gardiyanlar var diye bize tenezzül mü etmediler, güvenmediler mi?”…