Fiziksel değil belki ama ruh sağlığınıza iyi gelecek bir şeyler paylaşmak istiyorum bugün... Gerçi ne demişler; ruh hasta olmadan, beden hastalanmazmış... ‘Önleyici tıp' manasında kabul edin... Gerçek ihtiyaçlarımızın yerine koyduğumuz saçma şeylerin bizleri ne kadar yorduğunun farkına vardım bu yazıyı okuyunca...
Bence size de çok iyi gelecek...
Bi köpüklü kahve eşliğinde okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum : )
***
“ 'Ben hayattan ne istiyorum?' sorusunu sormak yerine, daha güçlü bir soru sorun: 'Hayat benden ne istiyor?'
Yüzeydeki görünüşün altına indiğinizde, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu görmekle kalmaz, aynı zamanda bütün hayatın başladığı kaynak ile de bağlantılı olduğunu görürsünüz.
Gerçek sevgi size ıstırap vermez. Bunu nasıl yapabilir ki? O birden nefrete dönüşmez, gerçek sevinç de acıya dönüşmez.
Zihin kendi başına işlev bozukluğuna sahip değildir. O olağanüstü bir alettir. İşlev bozukluğu siz kendinizi zihinde aradığınızda ve onu gerçek benliğinizle karıştırdığınızda başlar. O zaman egosal zihin haline gelir ve tüm yaşamınızı ele geçirir.
Siz kendinizi geçmişe giderek bulamazsınız. Siz kendinizi şimdi'ye gelerek bulursunuz.
Nasıl hiçbir ses sessizlik olmadan var olamazsa, hiçbir şey de onun olmasına olanak veren uzay (boşluk) olmadan var olamaz. Her fiziksel nesne ya da beden hiçbir-şeyden gelmiştir, hiçbir-şey tarafından kuşatılır ve en sonunda hiçbir-şeye geri dönecektir.
Zihin affedemez. Bunu sadece siz yapabilirsiniz.
Sürekli şikayet edip kurban rolü oynamaktan vazgeçin... Ya olduğu gibi bırakın ya değiştirin ya da kabullenin. Bunun dışında tüm seçenekler deliliktir.
Siz önemlisiniz!
İçsel dinginlikle teması yitirdiğinizde, kendinizle teması yitirirsiniz. Kendinizle teması yitirdiğinizde, kendinizi dünyada kaybedersiniz.
Stres, burada iken, orayı istemekten kaynaklanır.
Siz kendinizi geçmişte ya da gelecekte bulamazsınız. Kendinizi bulabileceğiniz tek yer Şimdi'dir.
Yargılamak; ya bir insanın bilinçsiz davranışını O'nun gerçek kimliği ile karıştırmak, ya da kendi bilinçsizliğinizi bir başka insana projekte edipbunu O'nun kendi kimliği ile karıştırmaktır.
Şimdi'nin sunduklarını, bizzat talep etmişçesine kabul et.
Düşünceler çoğu zaman negatif ve acı vericidir.
Gelecekten beklentilerimiz vardır, gelecekten bazen korkarız.
Şu anda bir şeylerden şikayet ederiz.
Geçmişte yaptıklarımız bizi rahatsız eder.
Tüm bu düşünceler egomuz tarafından üretilir fakat gerçek kimliğimiz egomuz değildir. Egonun ürettiği düşünceleri objektif bir şekilde gözlemleyip o düşünceler girdabına kapılmama çabası bizi ruhani hürriyete götüren ilk adımdır.
İlişkiler acı ve mutsuzluk yaratmazlar. Sizin içinizde zaten mevcut olan acı ve mutsuzluğu su yüzüne çıkarırlar.
Mutsuzluğun temel nedeni asla durumun kendisi değildir, sizin durum hakkındaki düşüncelerinizdir.
Ve hayat zihninizin sandığı kadar ciddi bir şey değil.”
*Eckhart Tolle