Ece Temelkuran'ın “İyilik, güzellik” iddiasının etkisi altında kaldım sanıyorum… Bir şey söylemeden veya yapmadan önce biraz kendimize iyilik ve güzellik namına çeki düzen vermemiz gerektiğini düşünüyorum… Sakinlik, sükûnet derken ‘şiddetle' iyilik, güzelliğe ihtiyaç duymak da neyin nesi varın siz çözün…
Silivri Kapalı Spor Salonu'nun bakıma alınma kararına mı sevinelim, bakım onarım bitene kadar her türlü spor faaliyetine kapatılıp orayı kullanan sporcuların yersiz kaldığına mı üzüleyim… Duyarlılık gösterdiniz eyvallah, da bizde malum bazı yatırımların onarılması yapımından uzun zaman alabiliyor! Ve o kadar sportif yatırıma rağmen pratikte nasıl bir düzen uydurulmuşsa kocaman kocaman salonlar kilit altında tutuluyor spor yapacak çocuklar sokakta eli kolu bağlı baka kalabiliyor!
Ha siz ‘şimdi düştü elimize birini cezalandırıyoruz' derken, yüzlerce çocuğa o faturayı ödetmekten rahatsanız ne ala! Ben çok rahat değilim yalnız o mevzuda… O okul bahçelerinde kilit altında tutulan spor salonlarında parasını veren spor yapıyor da Kapalı Spor Salonundakilerin önemli kısmının ayağına spor ayakkabı alacak durumu yok!
Beğenmediğiniz insanların doğru eylemlerini katlayamadığınız sürece onları değil kendinizi bir zahmet sorgulayın!
Şeytan diyor; aç ağzını, yum gözünü!
Araftayım; ha uydum, ha uyacağım… İşin ucu masum çocuklara dokunmasa kendi kendime uyguladığım sansürün s'si kalmayacak!
Bir diğer çetrefilli mevzu; CHP kongre startını verdi… 4 Aralık 2017…
Tek adayla gidileceği rahatlığı bazılarının fena canını sıkıyor aldığım duyumlara göre… O kadar da süt liman bir durumda CHP'nin kongresini tamamlamama olasılığı söz konusu benden çıtlatması!
Bugünlük bu kadar yeter…
***
KENDİNİZİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN; KENDİNİZİ İZLEMEK…
“Yaşadığımız sürece hep birilerini izler, onun hakkında yorumlar yaparız, izlediğimiz kişinin sadece dıştan görünüşünü yani bizim izlediğimiz yanları hakkında kendimizce iyi ya da kötü yorumlar yaparız. Bu yorumlarımız çoğu zaman iyi niyetle yapılan yorumlardır. Kendimize göre “Şöyle yapsa daha iyi olur”, “Neden böyle davranıyor, yaptığı, izlediği yol yanlış” diye yorumlar yaparız. Ama iç durumu bilmeden, yaşadığı sorunları anlayamadan, ruhsal sorunlarını bilmeden bu yorumların ne kadar doğru olduğu tartışılır.
Bizler yorum yaparken sadece dış gözlemleyici olarak izleriz filmi. Ve ister iyi niyet ister beğenilmeyen yönler hakkındaki yorumlarımız için asla kendimizi o kişinin yerine koymayız. Oysa ona yardımcı olmak için Onun yerine geçip dışardan bir izleyici gibi değil de kendi filmimizi izlercesine izlemekle daha doğru yorumlar yapabiliriz.
Aslında herkesin zihin gücünü kullanarak kendi kendini izleme yeteneği vardır. Bu yöntemle kişi kendi senaryosunu kendi yazdığı filmini izleyerek yaşamındaki yanlış ve doğruları izleyerek yaşamını daha güzel hale getirebilir. Nasıl mı?
Kendimiz hakkında başkalarının yorumuna kızar ya da inanırız. Peki kendi kendinizi seyredip “bakar kör” olduğumuz, fark edemediğimiz şeylerin farkına varmak sizin kendi kendinizi düzeltmenize, daha iyi olmanıza yardımcı olacak bir yöntemle kendinizin doktoru olmak istemez misiniz?
***
Gelin birlikte bu yöntemi uygulayalım… Ne dersiniz?
Sessiz bir ortama geçin ve gözlerinizi kapatın. Şimdi içinde olduğunuz durumu genel olarak yaşamaya ama içinizde yaşamaya başlayın. İçinde bulunduğunuz yaşamın sıkıntılarını, sorunlarını, eşinizle, çocuklarınızla, işyerinizle ne tür olursa olsun aynı o anı yaşıyormuşçasına yaşayın…
Şimdi de ikinci perdeye geçelim…
Şimdide aynı olayı başkasının gözünden bakarak izleyin. Tamamen başkasının gözünden bakarcasına izleyin. Şimdi neyi farklı görüyorsunuz? Karşıdan nasıl görünüyorsunuz? Ne istiyorsunuz? Neler fark ettiniz acaba? Kendi filmini izlemek kendi hayatınızın, ya da yaptıklarınızın, yaşadıklarınızın, ilişkilerinizin yanlış ya da doğrularını fark ettirmedi mi?
İşte kendiniz hakkında en iyi yorumu yapacak olan siz kendinizsiniz. Yorumlarınızı içtenlikle yapın ve hayatınızı daha iyi yaşayın.
En iyi günler, sıkıntısız yaşamlar herkesin olsun… Kendi doktorunuz kendiniz olun… Çünkü sizi sizden iyi tanıyan ve size sizden iyi ve doğru yorumlayan yoktur.” * Alıntı