Haftanın ilk günü …
Pazartesi…
Bu gün yakından tanıdığım, dost bildiğim biri Noyan Altınorak'ın Cenazesi var. Öğle namazı sonrasında sonsuzluğa uğurlanacak …
Acı haberi ilk olarak yakın dostu Nedim Altınkeser'den aldım…
Klasik bir laf olacak ama gerçekten inanamadım…
Şaşırma nedenim; yiyip içmesine çok dikkat eden, hayatın tanına varmak için elinden geleni yapan, her adımını özenle atan biriydi. Ve, bedenine zarar verecek her hangi bir şeyin yanından geçmezdi diye biliyorum…
Nur içinde yatsın…
***
Yine bu gün…
Silivri Belediye Meclisinin Kasım ayı çalışmalarının ilk oturumu …
Saat 16.00'da yapıldı…
Toplam 3. Maddelik gündem vardı…
O nedenle başlamasıyla sona ermesi bir oldu…
Gelen, izleyicilere dağıtılan çayımızı içemeden toplantı bitti…
Bir madde oylandı…
Diğer, iki madde, komisyonlara havale edildi...
***
Ve… Selimpaşa Mahallemizde yaşanan bir olay …
Hani bilinen Timur'un Fil hikayesi, bu hikayeyi kimileri Nasrettin Hoca'ya ait olarak anlatırlar kimileri tarihteki bir komutan üzerinden ama o kadar önemli değil. Önemli olanı bizim Selimpaşa'da geçen olaya benzemesi …
Olay mekan …
Selimpaşa Mahallesi sakinleri, önceleri FETÖ Yurdu diye yakınırdı 15 Temmuz sonrası kamulaştırılmış, şimdi “Geri Gönderme Merkezi” olacakmış…
***
Ve… AKP Silivri İlçede “istişare” toplantısı vardı…
Ne kadar eski ilçe başkanı varsa oradaymış, diyeceğim ama galiba son genel kurulda seçilen Dilek Demiral yokmuş. Varsa bile elime ulaşan fotoğrafta göremedim…
Eski Silivri Belediye Başkanı ve eski ilçe başkanlarından şimdi Milletvekili olan Tülay Kaynarca da oradaymış...
Önümüzdeki yapılacak ilk yerel seçimde muhtemel Belediye Başkan adayları üze-rine değişik yerlerden yorumlar aldım, bu “istişare” meselesini de biraz oraya bağladım...
***
Her ne kadar partiden ihraç durumu olsa da, Genel Başkan adayı Meral Akşener ilçe bazında tutuluyordu. Bu nedenle MHP Genel Merkezine sessiz bir tepki vardı Silivri özelinde. Bu herkesin bildiği bir durum. Silivri İlçe yönetimi ne düşünür bilemem. Bilmem de mümkün değil. Benim gözlemim böyle ama gayet tabii ki ülkemde, bir siyasi organizasyonda önemli olanı “yönetimin beyanı” onu esas almak durumundayım …
***
Yine … Hafta içinde …
Tapu Müdürlüğünde görevden el çektirilenler olayı yaşandı Silivri'de …
Ne olduğu, neden olduğu bir türlü açıklığa kavuşmadı…
Gerçi hepimizin bildiği “Tapu” akçeli işlerin döndüğü yerdir…
Bu gün etrafta dolaşan benzer söylentiler hep vardır…
O nedenle “Malumun ilanı” diyeni de var “yok bu defa başka işmiş” diyeni de...
Neyse. Ne demek istediğimi umarım ifade edebilmişimdir…
***
Ve 10 Kasım günü yine onun huzurundaydık…
Bu defa da geçen yoldan daha kalabalık ve daha canlı bir kitleydi…
Özlemle andık…
Sanki her yıl onu daha çok arar olduk…
Bu defa çelenk koymak yasak değildi. O bakımdan muhalefet rahattı...
Tören, saat 09.05'te saygı duruşu başladı. Ardından İstiklal marşı ve çelenklerin koyulması. Başta Kaymakamlık çelenklerin koyulması için sırasıyla çağırılmaya başlandı. Kaymakamlık, Belediye, İstanbul Rumeli Üniversitesi, Silivri Başsavcılığı ve TBMM'sinde grubu bulunan siyasi partilerin çelenk koymalarına sıra geldi AKP söylendi, CHP söylendi. Sıra da HDP olması gerekir diyerek beklendi ama o ne? MHP'yi söyledi…
Her ne kadar Genel Başkanları ve bazı milletvekilleri içerde olsa bile henüz parti açık olduğu için bu durum bana tuhaf geldi...
***
Bu gün günlerden Cuma.
Ve haftanın son günü…
Belediye Meclisinin Kasım ayı çalışmalarının ikinci oturumu vardı…
Gündem çok zayıf…
Toplantıyı yöneten ikinci Meclis Başkan Vekili Devrim Uzun …
Ne zaman başladı, ne zaman bitti anlayamadım…
Ve… Birkaç gün öncesinde olduğu gibi bu gün yine Cumhuriyet Gazetem satış noktasında yok… Gazete Bayii gelmedi diyor, o kadar. Göndermediler mi, yoksa dağıtım şirketi mi getirmedi bilemiyorum …
Ben, zannetmiyorum ki, emekçilerinin içerde oluşundan, gazeteyi hazırlayacak kimsenin kalmamasından kaynaklanan bir durum olsun. Biliyorum ki, o işi yapacak binlerce Cumhuriyet hayranı mevcut …
Bence …
Bu işte, başka bir iş var!
İyi haftalar…
İŞTE MUHALEFET BU !
Biraz, üzerinde durmak lazım.
FETÖ denilen bir TERÖR örgütü, Devletin her yanına sızan bir gurup deniyor Devleti elinde bulunduranlarca …
Yani… Öyle bir devlet ki kendine muhalif olan bir hareketin darbe yapacak ölçüde içine sızdığından haberi olmayacak …
Gerçekten “haberimiz yoktu” demek, devletin istihbaratın aklı ile alay etmektir, dalga geçmektir…
Bildiğim kadarıyla o devletin polisi ve istihbaratı bilhassa “asker ve polise” eleman devşirmeden önce o kişinin “yedi sülalesini” araştırırdı. Bu güne kadar gördüğüm ve bildiğim kadarıyla bilhassa “solcuların” sızma imkanı olmamıştır. Olma imkanı da olamazdı zaten…
Demek, istediğim…
“Sıdıklarından haberimiz yok” diyen hangi düzeyde olursa olsun doğruyu söylemekten imtina etmektedir …
Neyse…
Genel siyasetin gündemi değişmedi …
Yine gerginlik yine yarın ne olacak endişesi…
Yalnız…
Endişelerimi biraz olsun dağıtan CHP'nin Parti Meclisi bildirisi oldu …
“İşte muhalefet bu” dedim kendi kendime...
YORUMSUZ
Bir dostumun yorumunu aktarıyorum …
“Bu gün önlendi denilen ama darbe şartlarını iliklerimize kadar yaşadığımız bu ortam aslında “7 Haziran 2015”den sonra hükümeti kurma görevini AKP'den başkasına vermeyenlerin başlattığı bir girişimdi. Anayasamızda hiçbir şey değişmemişken “tarafsızlık yeminini ayaklar altına alınması” süreci …
Hatta, hatta , 17/25 Aralık 2013 tarihine kadar, ortaklığın bozulduğu o “ayakkabı kutularından çıkan dolarlar” günlerine kadar götürebiliriz bu süreci…”
O LAFLAR NE OLACAK?
Tapu ve Ecrimisil meselesinde durumda değişiklik yok, hep ayni…
Belli, AKP cephesi sorunun üzerinden atlamış…
Sanki bana inat…
Tek kelime eden yok…
İyi de…
“Tapuları dağıtıyoruz”
“Tapu sorununu çözüyoruz”
“Tapu sorunu çözdük”
Lafları ne olacak ?
GEÇ OLSA DA …
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Ve 10 Kasım 1938
Hatırlamayan yoktur…
Geçmiş olsa bile özlemle anıyorum …
İSTER İNAN İSTER İNANMA
“İktidarların emrinde polis, jandarma, top, tüfek, mahkemeler, yargıçlar, savcı ve hapishaneler. Yazarın elinde ise yalnızca bir kalem . Bu adil mi?”
(Stefan Weig - 8/11/2016-Milliyet/
Melih Aşık köşesi)