Yeni bir hafta ve muhtemelen eskisinden kalan sorumlulukları sırtlamaya devam edeceğimiz bir süreç… Kimimiz Cumartesi, kimimiz Pazar gününü fırsat bilip iş temposuna kısa bir mola verdikten sonra bugün iş başı yapmakta. Tabi aramızda her iki günü de tatil olarak geçirme imkanına sahip olan şanslılar var bir de : )
Bu Cumartesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle daha bir renkli geçti tabi. Hayatını renklendirme şansına sahip olanlar için diledikleri her günü bayrama dönüştürmek mümkün… Bu olanağa senede bir gün bile kavuşamayanları da unutmamak lazım tabi. Sıradan insanların bunu düşünmesinden çok, yetkili ve yöneticilerimize bu konuda sorumluluğun ağırlığını hatırlatmakta bir sakınca görmüyorum açıkçası.
Özellikle çocuklar için keşke her gün bayram olsa… Büyükler başının çaresine bakmak için gerekli tecrübeye sahip oluyorlar nasıl olsa…
ÖZELLİKLE Mİ SEÇİLİYOR?
İki gün önce sahilde şahit oldum… Dün de iş yerine gelirken sokakta aynı tartışmanın içinde bulduk kendimizi. Silivri'nin temizlik işlerini yapan Merkez İnşaat özellikle mi sokakları süpüren kişileri 60 yaş üstü kategoriden seçiyor? Kişisel duyarlılığım var kabul ediyorum ama küçük yaşta çocuklar veya yaşı çok ilerlemiş insanlara verilen işlere dikkat edilmeli. Fiziksel güçlerinin görevlerine yetip yetmediğine özen gösterilmeli. Neresinden bakarsanız bakın hoş bir görüntü ve izlenim bırakmıyor. Kimse o yaşta keyiften çalışmıyor belli bir ihtiyaç ve zorunluk var durumunu tahmin ediyorum. Silivri Belediyesinin sorumluluğu “Temizlik işini yapın da nasıl yaparsanız yapın” çerçevesinde değil muhakkak, ilerisi olmamalı…
DİLEK SIRDAŞ…
Yakın dönemlerde başlayıp, farklı mecralar ama medya sektörü içinde Silivri'de faaliyet gösterdik… 15 yılın ardından yüz yüze tanışmak, kaynaşmak KAGİDER sayesinde oldu. İki çekingen, kendi dünyasında yaşayan, işine çocuğu muamelesi yapan kadın… Dilek Sırdaş'ın iş tecrübesi Silivri'de radyoculuk sektörünün doğuş ve gelişimiyle paralel bir seyir izlemekte. Başarı için öyle derin stratejiler, akla hayale gelmeyen atraksiyonlar değil işini severek ve emek vererek yapmanın, gelişmeleri takip ederek sürdürmenin ne kadar yeterli olduğunun ispatı Dilek Sırdaş. Küpe FM yıllardır kulağımıza küpe olma ısrarını sürdürmekte; her geçen gün bu yaklaşımı yeni kişilere ulaştırarak.
Keşke herkesin sevdiği işi yapma fırsatı olsa. Olmadı… Yaptığı işi sevme imkanı bahşedilse bir şekilde. Küpe FM'den ilk kez içim biraz burkularak ayrıldım… Okuduğum işi yapmak yerine gazeteciliği tercih etme nedenimi hatırlamıyorum. Birkaç yıl öncesine radyoculuğa adım atma imkanım da oldu ama gazeteye verdiğim emeğe haksızlık olur diye cesaret edemedim. Aynı anda birkaç işi yapıp başaran insanlara hayranım; ben onlardan biri değilim muhtemelen.
İşini çok sevip, annelik ve eş sorumlulukların sınırını da ihmal etmeden hayatlarını idame ettiren kadınların ne kadar büyük ve önemli bir şey başardığını, bulundukları fedakarlığı anlamak lazım. Yoksa onlara haksızlık etmiş oluruz. Ailesinin, eşinin veya başka imkanların hazırcılığına sırtını dayamayıp, emeğiyle ayaklarının üzerinde duran kadınların ne kadar kıymetli olduğunu anlamak için aynı değer ve algıda olmak lazım muhtemelen.
Kadınlarla yaptığı söyleşilerde eşlere edilen teşekkürleri düşünüyorum da SİAD'ın erkek üyeleriyle böyle bir yazı dizimiz olsa aynı performansı gösteremezlerse çok üzülürüm : ) Dilek Sırdaş, sizi herkes gibi biliyordum tabi ama yakinen tanımaktan çok büyük keyif aldım. Ve renkli, dinamik, heyecanlı Küpe FM ailesi sıcak evsahipliği için teşekkürler… Yayın hayatınızda başarı ve keyif daima sizlerle, yolunuz açık olsun! İyi haftalar...