“Kılıçdaroğlu, değişimin alasını 2019’da yaptı!”

“Kılıçdaroğlu, değişimin alasını 2019’da yaptı!”

13.07.2023 10:45:12

CHP'de seçim sonrası yaşananları değerlendiren Mümün Koçoğlu, değişimin önünü tıkamakla eleştirilerin hedefi olan Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'na sahip çıkarak, “CHP'de değişimin alasını Genel Başkanımız 2019 İstanbul seçimlerinde sergiledi. Kazanacağına inanmadığı için aday olmak istemeyen Ekrem İmamoğlu'nu bizzat ikna ederek, o zaman bu duruma karşı çıkan herkesi karşısına alarak İstanbul'u 25 yıl sonra CHP'ye kazandırdı. Yerel seçimlerde büyük şehirleri de Genel Başkanımız sayesinde kazandık, şimdi ise bütün suçu ona yıkmak haksızlık” dedi.

2014-2019 döneminde ön seçimle adını Özcan Işıklar'ın meclis listesinin başına yazdıran, 2019'un CHP belediye başkan aday adaylarından ve 2020 yılında CHP İlçe Kongresinin Başkan Adaylarından Mümüm Koçoğlu ile genel seçimleri sonrası ile 2024'de giden süreci konuştuk.
“SONUÇLAR ÇOK KÖTÜ DEĞİL BELKİ AMA BİZİM AÇIMIZDAN İYİ OLMADI”
Sevginar SALİ: Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçim sonuçlarını, değerlendiriyorsunuz?
Mümün KOÇOĞLU: Aslında sonuçlar çok kötü değil belki ama bizim için iyi ya da beklediğimiz olmadı.
“HÜKÜMET, DEVLETİN GÜCÜNÜ KULLANDI”
Daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura hiç kalmadı. Bu dönem kaldı. 22 Yıldır iktidarda olan bir hükümet var. Her yönüyle örgütlenmiş, gerek devlet içerisinde, gerek siyasi olarak… Tüm bunları güçlü seçim argümanı olarak kullandılar. Yazılı, görsel, sosyal medya organları üzerindeki kontrolünün yüzde 95'i hükümetin elinde. Cumhur İttifakı devlet gücünü kullandı. Bu bir gerçek. Başkası olsa kullanır mıydı? Belki onlar da kullanırdı. Bu da ayrı bir mevzu.
Önemli Büyükşehirlerin bizde olmasına rağmen 4 yılda yeni organizasyon ne kadar sağlandı tartışılır.
“ÖRGÜTLERE ÇOK FAZLA İŞ DÜŞMEDİ”
Bu seçimde örgütlere çok fazla iş düşmedi. Avrupai seçimlere döndü. Bayrak göremedik. Belki de yüz yüze etkileşim bile yapılmadı. Sosyal medya üzerinden troller çok daha etkili bir propaganda ve algı yönetimi yaptı. Bunlar sosyoloji ve psikoloji meselesi. Bir uzmanın kalkıp bir video üretmesi, resim oluşturması belki bir saat statta konuşma ile yaratamayacağınız algıyı beş saniyede oluşturabildiği durumları yaşıyoruz.
Sevginar SALİ: Siyasi mücadele gerçeklikten sanala mı yöneldi?
Mümün KOÇOĞLU: Hiç olmadığı kadar. Belki daha da pratik oldu. Bir mücadeleye girerken tabi insan faktörü da var. Sahada çalıştırmak isterseniz lojistik anlamda size bir takım külfetleri de olacak; ulaşımı, yemeği, insanların sağlığı. Bu tip faktörleri düşünmek zorundasın. Bu, yerel seçimde etkili olacak ama genel seçim öyle değil. Avrupa'ya gittiğimiz zaman bir seçim olduğunda, çok fazla fark etmezdik.
Seçime katılım oranı yüzde 85-90'lara geliyor ama parti örgütlerini sahada çok fazla görmedik. Bunun sebebini sorgulamak lazım.
Beka sorunu söylendi, defalarca vurgulandı, geldiğimiz noktada insanlar ne ekonomiyi ne başka bir şeyi düşünmeden bu noktadan kararını verdi.
“TOPLUMSAL ALIŞKANLIKLAR, SİYASİ TERCİHLERİ BELİRLİYOR”
Sevginar SALİ: Siyasi tercih noktasına dönecek olursak…
Mümün KOÇOĞLU: Kişileri değil anlayışı, tartışmalıyız. Toplumu dönüştürmeden, siyasi tercihlerde farklı sonuç beklemek bana gerçekçi gelmiyor. İnsanlar, sabah otobüse binip işe gitmek, eve dönüp uyumak, sabah tekrar işe gitmekten hayati ibaret sanıyorsa ona yapacak bir şey yok. İnsan, tatil yapabilmeli, dışarıda yemek yiyebilmeli, kültür sanat aktivitelerine katılma imkanı olmalı. Eğitim, tüketim, üretim birçok alışkanlığımızı düzenlemeliyiz. Çok büyük ve dinamik bir ülkeyiz. Kaynaklarımız çok ama israfımız ondan da fazla. Bu, siyasilerden ve devlet anlayışından kaynaklanıyor. Ümit edelim düzelir. Öncelikle iyi niyet lazım. İnsanları düşünmek. Hatalarımızdan geri dönelim, amaç sadece kazanmak değil. Kırıp dökerek kazanmaktansa belki de hiç kazanmamak daha iyi çünkü sonradan toparlanması, telafisi çok zor oluyor. Benim anlayışım bu yönde. Seçim belki 2-3 aylık süreç ama kazandığınız zaman o 5 yıl oluyor. Bunu taşımak zor.
Bir önceki yerel seçimlere baktığımızda Genel Başkanımız başarılı bir performans sergiledi. Kendi kazanacağına inanmayan adayları ikna edip aday yaptı. Doğru bir çalışma ile Ekrem Bey bugün İBB Başkanı. Bu bir başarı. Büyükşehirlerdeki başarıda Genel Başkanımızın payı unutulmamalı. Şimdi başarısız diyerek suçluyoruz.
Bir de seçimde aday olmakla, adayı desteklemek çok farklı şeyler. Aday zaten uçmuştur. Hele son günler üzerindeki baskıyı düşünemeyiz bile. Milletvekilliği listelerini yaparsınız, sizi günde 500 kişi arar.
“BENCE EN DOĞRU ADAYDI”
Sevginar SALİ: Kemal Kılıçdaroğlu en doğru aday mıydı?
Mümün KOÇOĞLU: İttifaka ve hedef kitlesine göre öyle. Kişiler bu duruma farklı yorum getirebilir. Geçmiş dönemde çıkardığımız adaylara baktığımızda Kemal Kılıçdaroğlu doğru aday. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı bence en doğru adaydı. 5 sene sonra kim olmalı o ayrı bir mevzu.
“BAŞARILI BİR PERFORMANS SERGİLEDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: Geriye dönüp baktığınızda “İyi ki Silivri İlçe Başkanlığı seçimini kaybetmişim” dediniz mi hiç?
Mümün KOÇOĞLU: Tabii bu bir seçim. Delegasyon böyle uygun görmüş. Delege seçimlerine girdiğimizde başarılı bir performans sergilediğimizi düşünüyordum.
Sonraki süreçte de ben belki çok destek olamadım seçilen başkan ve yönetimine ama hiç köstek olacak bir hareket de yaptığımı düşünmüyorum. Zaten kendi partime kalkıp zarar verecek bir durumum söz konusu dahi olamaz.
Tıpkı ‘İyi ki ilçe başkanı olmamışım' diye bir şey aklımdan geçmesi gibi. Bu benimle mücadele eden arkadaşlarıma çok büyük bir saygısızlık olur. Bize de o zaman İlçe Başkanlığı görevi delegasyon tarafından verilmiş olsaydı en iyi şekilde yapmaya çalışacaktık. Biraz iyisi olur, biraz kötüsü olur orası kamuoyu takdirine ama hiçbir zaman ne aklımdan, ne gönlümden ‘keşke aday olmasaydım' ya da ‘iyi ki seçilmemişim' diye bir düşünce geçmedi.
“PARTİ İÇİNDE KİMSENİN KİMSEYE KIZMAMASI LAZIM”
Parti içindeki kimsenin kimseye kızmaması lazım. Bakın ben seçim kaybettim, kızmıyorum. Demek ki bazı şeyleri hatalı etmişiz, yanlış yapmışız. Kazananın da daha kucaklayıcı, yumuşak, hoşgörülü olması gerekiyor. Yani bugün tamam, biz %35 oyu milletvekili seçiminde aldık. Ama “%35 bize yerel seçimde yeterli mi?'' onu düşünmemiz lazım. Bu %35'i alırken bu gün partide olmayan, geçmişte bir takım sebeplerden dolayı partiden gitmiş olan ama gönlünde hep CHP aşkı olan eski üyelerimiz de var. Yani biz burada “Bu vatandaş bana zamanında şöyle yapmıştı da, ben işte başkanken bana bunu dedi' gibi şeyler söyleyip “Ben bunu almıyorum, partiye alırsam bu sefer muhalefet olur'' demek çok yanlış. Bugün kazanmamız gereken bir yerel seçim var. Ama ben mesela olmuş olsaydı, tabii birtakım istisnalar harici kesinlikle bu partiden bir sebeple giden arkadaşlarımızı geri kazandırmak için elimden ne gelirse yapardım.
“BAKIN, KAZANAMAYIZ!”
Genel olarak Kemal Bey, kalkıp hiç bizim partimizle alakalı olmayan kesimlere bile gitmesine rağmen biz burada, Silivri'de, kendi partimize gönül vermiş ve hâlâ içinde Cumhuriyet Halk Partisi'ni yaşayan eski üyelerimiz ve kişilere gitmiyoruz. Bakın, kazanamayız!

“MHP BÜTÜN DESTEĞİNİ SİLİVRİ'YE VERİR”
Sevginar SALİ: CHP'nin kazanması önleyecek, şu an çok da farkında olmadığınız, ne var sizce?
Mümün KOÇOĞLU: Şu an çalışan bir belediye var. İktidarın da gözbebeği. İstanbul'da 39 ilçe arasında MHP'li sadece bir tane ilçe var. Ben kişisel olarak şunu söyleyeyim; bugün Silivri'nin Bağcılar Belediyesinden, Zeytinburnu Belediyesi'nden, Fatih Belediyesi'nden daha fazla hükümet desteğini aldığını düşünüyorum. Neden? Çünkü MHP açısından İstanbul'da 50 yıl sonra alınan ilk belediyeye bütün desteğini Silivri'ye verir. Yani bunu özellikle seçimlerde çok daha fazla hissedeceğiz. Yani MHP'li bir belediye olmasından dolayı çok daha fazla ihtimam gösterildiği kanaatindeyim. Ben bir gözlemci olarak söylüyorum, bu benim kişisel fikrim, yanlış da olabilir.
“YİĞİDİ ÖLDÜR, HAKKINI YEME”
Sevginar SALİ: Silivri, İBB ve Ankara'da siyasi birlik aranması gereken bir kıstas mı?
Mümün KOÇOĞLU: Silivri'ye kim ne yaparsa Allah razı olsun. Yiğidi öldür, hakkını yeme. Karşılığında “Biz daha iyi ne yapabiliriz?'' diye söyleyeceğiz. CHP'nin onlar kadar bir şeyler yapabilmesi genel iktidar olmadan zor. Ben gerçekçi bir insanım. Bir tane köprüyü biz burada yapamadık. Engel de olunuyor. Bu da bir gerçek. Ben de geçen dönem büyükşehir meclis üyesiydim, görüyoruz. Yani bugün Ekrem Bey'in Mansur Bey'in hangi şartlarda iş yaptığını biliyoruz.
“BAŞKAN İLE MECLİSİN FARKLI OLMASI DENETİM AÇISINDAN FAYDALI OLUR”
Şunu da isterdim, yani meclis tamam zaten onlardan, yani baktığımızda Cumhur İttifakı ama keşke 2. turda alabilseydik de denetleme yetkileri olurdu elimizde. Keşke öyle olsaydı. Bu bir handikap değil bir paylaşımcılık aslında. Örnek vereyim; grup kararına karşı çıkamıyorsunuz. Belediye Başkanı bir karar verdiği zaman, onlar gruba geliyor. Grupta da zaten çok fazla bir şey söylemiyorsunuz. Yani meclis üyeleri 24 saatini belediyede geçiren insanlar değil. Belediye başkanı bu işi yürütüyor, işte bütün olayın %90, 95'ine hâkim. Tabii meclis de takip ediyor. Belediye Başkanı kalkıyor oturuyor “Ben bunu böyle yaptım'' diyor. Gruplardan da arkasından takip ediyorsunuz. Ya bırak meclis farklı olsun. Meclis onu tam denetlesin. Yani bir şey yapmaya çalıştığı zaman desene “dur bakalım, ne yapıyorsun gel anlat'' diye. Bu iş yerlerinde de her yerde böyle. Bir denetleyici olmadığı zaman karar veren tek olduğunda alıp götürüyorsunuz.

“GENEL BAŞKAN, DEĞİŞİMİN DİK ALASINI YAPTI”

Sevginar SALİ: İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun “Değişim Hareketi”ni nasıl yorumluyorsunuz?

Mümün KOÇOĞLU: Değişim Hareketinin sebebi seçimi kaybetmek. Başarısızlığı bir sonraki seçimde telafi etmek için yapılan bir şey. Aslında Genel Başkan, değişimi sever. Kimse inanmadığı halde bir ilçe belediye başkanına gitti, “Seni İstanbul adayı görmek istiyorum” dedi.  Ekrem İmamoğlu o zaman “Hayır, ben istemiyorum” dese de “Hayır ben seni aday görmek istiyorum” deyip, ikna ederek değişimin dik alasını yaptı ve İstanbul'da seçimi kazandırdı.

“SEÇİMİ HEPİMİZ KAYBETTİK”

Genel Başkana “başarısız” dersek seçimde onunla beraber olan insanları da başarısız olarak değerlendirmemiz lazım. Aday, önüne yemek koyarsanız yer, kolundan nereye çekerseniz oraya gider. Genel Başkanımız seccadenin üstüne bastığı bir fotoğraf çıktı. Kendisinin hiçbir suçu yok. Aday, nereye bastığını bilmez. Hepimiz insanız. Biz yapay zekâ değiliz ki. Onun etrafında olan ve destekleyen insanların birçok şeye dikkat etmesi lazım. İl Başkanı, asistanı, genel başkanın nereye bastığına dikkat edecek. Genel Başkan, ilçeye geldiğinde İlçe Başkanına emanettir. İlçe Başkanı nereye götürürse oraya gider. Selimpaşa derse Selimpaşa'ya gider, Ahmet beyin evine derse oraya gider. Genel Başkan adaydır nereye bastığını bilmez, sen çekeceksin, sen tutacaksın. Gözünü açacaksın. Yapamıyorsan bırakacaksın. Her şey bir ekip işi.

Genel Başkanının etrafına Belediye Başkanları oturmuş. Ne güzel. Seçime beraber giriyorsunuz. Kaybedince “Genel Başkan kaybetti!” Yok, hepimiz kaybettik.

“DEĞİŞİM, BELKİ DE KÖKTEN YAPILMALI”
Bir değişim gerekiyorsa belki de kökten yapılmalı. Baştakini değiştirmek bir şey fark etmeyecek. Muhakkak Genel Başkanın da yaptığı hatalar vardır. Seçime giderken sizi yanlış yönlendirebilirler. Biz bunları geçmişte yerel seçimlerde de gördük. Ama dört yıl önce değişimin dik alasını yapan bir Genel Başkanımız var bunu kabul edelim.
“İLK DEFA 2. TURA KALAN BİR CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VAR”
İlk defa 2. tura kalan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Genel seçimlerde Ankara, İstanbul, İzmir'de 1. çıkmış ve genel seçimlerin önünü açmış bir Genel Başkanımız var. Bundan önce Genel Seçimlerde büyükşehirlerde sürekli Cumhur İttifakı kazanıyordu.
“ÖNCE BİR YERİMİZİ SAĞLAMLAŞTIRALIM”
Şimdi hata yapmazsak, kendi işlerimizi yaparsak, elimizdekinin değerini ve kıymetini bilirsek, önce onu sağlam tutarsak ondan sonra bir şeyin geleceği varsa kişilere gelir. Başarısını sağladıktan sonra halk zaten onu bir yere getirir. Biraz sabırlı olmamız gerekiyor.
Bugünlerde Mustafa Sarıgül, “Keşke zamanında Baykal'a karşı çıkıp o işleri yapmasaydım. Şimdi çok daha farklı yerlere gelebilirdim.” diyor. Önce bir yerimizi sağlamlaştıralım. Bulunduğumuz görevlerde örgütlenmelerimizi yapalım. Genel Başkanımız zaten zamanı geldiğinde bırakacak.
“MEVCUT BAŞKANDAN DAHA İYİSİNİ YAPABİLECEĞİNE İNSANLARI İNANDIRMALI”
Sevginar SALİ: 2024'te CHP Silivri'de seçimi kazanma şansını arttırmak için nasıl bir belediye başkan profiline sahip olmalı. Nasıl bir strateji izlemeli?
Mümün KOÇOĞLU: Doğal olarak biraz tecrübe gerekecek. Karşımızda hafife alınmayacak bir yerel iktidar var. Fiziki anlamda, düzenleme olarak birçok çalışması var. İnsanların daha çok ne beklediklerini de görmek lazım. Aday olacak kişinin bu işi yapabileceğine insanları inandırması lazım. Hatta bir tık daha üstüne, mevcuttan daha iyi yapabileceğine ikna etmeli.
Geçmişte 10 yıllık, benim de son 5 yılın içinde olduğum bir süreçte baktığımızda insanlar muhakkak bir kıyaslama yapacaklar. Aday kimliğinin ekibinde farklı argümanlarla da desteklenmesi lazım.
“BELEDİYE PERSONELİ EKSİDEN DAHA MUTLUYDU”
Eş dost, komşularımızla konuştuğumuzda yapılan çalışmalar bir yana Belediye personelinin de genel anlamda fiziki olarak daha iyi şartlara sahip olmasına rağmen, eskiden daha mutlu olduğunu gözlemliyoruz. Bana gelen dönüşler öyle. Diyeceksiniz ki, “Ha CHP'lisin diye öyle geliyor” ama onunla alakası yok. “Geçmişte maaşlarımız biraz daha iyiydi, bu kadar yoğun çalışmıyorduk” diyorlar.
“ÖZGÜRLÜKLERE DAHA FAZLA ÖNEM VEREN BİR PARTİYİZ”
Özgürlüklere daha fazla önem veren bir partiyiz. Örgüt toplantısında bir üyemiz, Belediye Başkanını, milletvekilini çatır çatır eleştirebiliyor. Bu bir özgürlüktür aslında. Belki de 100 yıldır bizim dinamik olmamızın sebeplerinden bir tanesi bu. Diğer partilerde bunun böyle olduğunu pek düşünmüyorum. Bunun dezavantajımıza dönüşmesini önleyip, avantaj olarak değerlendirmeliyiz.
“ADAY, İYİ BİR EKİP, İLÇDE DE ÜYELERİ TOPARLARSA BAŞARILI BİR SEÇİM SÜRECİ GEÇİRİRİZ”
Aday izin iyi bir ekibin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İlçeye de çok büyük görev düşünüyor. Geçmişte olan kırgınlıkları unutup partiyi tüm üyeleri toparlarsa, ki birçoğu partiye gitmek için can atıyor, tabi ki istisnalar olacaktır, bu noktada gerek merkezde gerek beldelerdekilerle o birlikteliği yaratırlarsa çok daha rahat bir seçim süreci geçireceğimize inanıyorum.
Silivri'nin bir CHP gerçeği var. Bunu kimse inkâr edemez. Silivri'nin yolları altınla da döşense bu CHP gerçeği değişmez. Yaşam tarzı, kültürü, anlayışı bizim partimize yakın. Şansımız yüksek. “Ama biz kazanacağız CHP'nin oy oranı yüksek, Genel Seçimde yüzde 35 oy aldık, ittifak olarak yüzde 65 oy aldık, sonuç böyle olacak” diyerek rehavete kapılırsak çok büyük yanılgı içine düşeriz.
“SEÇMEN AYRIM YAPARAK GAYET MANTIKLI OY KULLANDI”
2019 Seçimlerine baktığımızda, Silivri'de seçimi kaybediyoruz ama Ekrem İmamoğlu buradan İBB'ye farklı çoğunlukla oy alıyor. Seçmen, oyunu kullanırken gayet mantıklı ve düşünerek hareket ediyor.
Kim belediye başkan adayı olacaksa ve yeni yönetim istirham ediyorum her yönüyle geçmiş kırgınlıkları bir tarafa bırakıp parti içinde kucaklaşmayı sağlasınlar. Arkadaşlarımızı partiye davet etsinler. Çok az bir süremiz kaldı. Birlikteliği sağladığımız takdirde inanıyorum ki mutlu sona ulaşacağız.

“ÇOK RAHAT VE KENDİNE GÜVENEN BİR BELEDİYE BAŞKANI GÖRÜYORUM”

10 Yıllık bir iktidardan sonra MHP'li Cumhur İttifakı adayı geldi, 3-5 ayda burada ciddi bir çalışma yaparak CHP'nin iktidarını aldı. Muhalefetken kazanan bir Belediye Başkanından iktidardayken Belediyeyi almak biraz daha zor. Çok rahat, kendine güvenen bir Belediye Başkanı görüyorum. Övmek için söylemiyorum. Bu bir tespittir.

“GÜZEL BİR ADAYLA SEÇİMİ ALIRIZ”
Bizim de çok cevher arkadaşlarımız var. Kadrolarımız çok sağlam. CHP, kadro üretir. Devletin her noktasında kadro üretebilecek potansiyele sahibiz. Güzel bir adayla bu seçimi alırız.

“KÜSKÜNLERİ PARTİYE GERİ KAZANDIRALIM”

Sevginar SALİ: Küskünlere çok değindiniz, “Selami Değirmenci'yi tekrar partiye alsınlar” mesajı verdiğinizi düşünenler olabilir açalım mı bunu? Tam olarak kastınız ne?
Mümün KOÇOĞLU: Yok, bir ismi kesinlikle söylemiyorum. Mesela Değirmenköy, Çanta, Gümüşyaka'da görev yapan birçok arkadaşımız var. Kast ettiğim onlar. Kendileri bana da çok destek vermişlerdi. Sağ olsunlar. Bu arkadaşlarımız CHP ile yatıp kalkan insanlar. Geçmişte örgüt için çok aktif çalışmış insanların partiye geri kazandırılması noktasında öneride bulundum.

Sevginar SALİ

YORUM YAP