CHP ve Silivri Belediyesinden beklentilerimin üzerinde bir evsahipliğiydi kuşkusuz. Programın otel bölümü zaman sarkmalarına rağmen son derece doyurucuydu. Katılım bir kere muhteşemdi. CHP'den beklenti mi arttı nedir düşünmeden edemedim doğrusu… Konu tarım, Trakya ve CHP olunca böyle bir yoğunluğu normal mi karşılamak gerekir acaba? ‘Millet otelde görünür Pazar günün son güneşli günlerin tadını çıkarmak için kaçar' diye düşünürken Gümüşyaka'da TÜRAM'a gelmeden önceki son sapakta gözlerim hayretten yuvalarından fırlayacaktı. Allah'ım o ne kalabalık öyle… 12.00 olarak ilan edilen program saat 14.00'e sarkmıştı ama insanlar büyük bir sabırla beklemiş. Keşke beklentileri biraz daha fazla karşılık bulsaydı. CHP Genel Başkanının buradaki kalabalığı selamlamadan ziyareti bitirmesi iyi olmadı. Çünkü kalabalığın önemli bir bölümü onu görmek, dinlemek için gelmişti. Oteldeki uzun konuşmasının (her noktası çok faydalıydı kuşkusuz) bir bölümünü burada yapsa CHP politikaları ve seçmenden beklediği destek adına daha yararlı olurdu. Kaldı ki otelde Kılıçdaroğlu'nun hitap ettiği kalabalığın büyük bir bölümü kendi partilileriydi. TÜRAM'daki kalabalık bir tık daha farklı kesimler içeriyor izlenimine kapıldım.
Çok fazla birleşeni olan ve yoğun bir programı yönetmenin eksiklikleri muhakkak olacaktı; kaçınılmaz olan gerçekleşti…
Silivri Belediye Başkanının önemli işler yaptığına CHP Genel Merkezi en az Silivri halkı kadar inanıyor diyebilirim dün gözlemlediklerimden. Bazı şeyler de büyük ölçüde beklenti ile alakalı. Bir ilçe belediye başkanı en önemli bakanlıklarımızdan birinin yapmadığı görevi yerine getirmekle öne çıkıyorsa bu azımsanmayacak bir başarıdır. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a hep yerel basın gözüyle bakmaya alışmışlığın dışında genel merkez ve parti üst yetkililerinin gözüyle değerlendireyim diye düşünürken aslında büyük işler başarıp, küçük meselelerde sarpa sardığı görüşümü yenileyebilirim.
Rant, yağma, talan ve tarım topraklarımızın yok edilmesinden bizi koruyacak her çaba desteği hak ediyor. Hem de öyle böyle bir destek değil; nereden ve kimden geldiğine bakmadan, sadece niyetinden yola çıkarak. Silivri yerelinde tarım ve deniz, pek tabi ki bunlarla uyumlu bir sanayi bizim gelişimizi destekler. Büyümek mesele değil, gelişmeyi ıskalamamak esas ince ayarı konumuzun. Yoksulluğu yönetmek yerine yok etmek hedefi çağdaş toplum iddiamıza (hedef daha doğru galiba) yakışan. Büyüyoruz zaten, istesek de istemesek de… Değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul edip, bunları doğru süreçlerle yönetmek bizim için çok önemli. Refahı belli kesimlerin tekelinde güçlendirmek, tabana yaymamak er ya da geç bizleri canımızı çok acıtacak olan sosyal patlamalarla karşı karşıya getirir. Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir toplum yapısında huzur da olmaz, barış da sağlanamaz. Adil bir şekilde toplumun tüm kesimlerini düşünerek, üretim süreçlerine dahil ederek ilerlemek olmazsa olmazımız.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun tespitleri son derece anlaşılır ve doğru. Değişimi başkalarından beklemek yerine ta kendisi olma duygusu ve düşüncesini bir an önce hepimiz benimsemeliyiz.
Daha güzel bir Türkiye, daha güzel bir Silivri için olayları, gelişmeleri ne olur sorgulayın…
Kılıçdaroğlu, Silivri'den ayrılırken gözü arkada kalmadı eminim… Ama biz onun ve CHP'nin akıbeti hakkında aynı oranda umut dolu muyuz? Keşke olabilsek. Şundan eminiz, elinden geleni yapmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu'nun mütevaziliğini beğeniyorum, çabasını da takdir ediyorum ama içinde bulunduğu yapı ve sistemin daha çok hakimi, daha etkin lideri olması durumunda kendisi için de CHP ve Türkiye adına da sağlanacak gelişim iyi olur. Tabi bizim boyumuzu aşan öngörüler ve değerlendirmeler. Üç beş ilçe başkanının ne yapmaya çalıştığından emin olamayan biri olarak, bu kadar…
Yine de belirtmeden geçemeyeceğim; Belediye Başkanız aldı hızını gidiyor... Sonumuz, hayır ve selamet ola : ))
İyi haftalar herkese : )