Silivri Belediye Meclisi Haziran ayı birinci birleşimi için sabah toplandı. 2,5 saate yakın süren toplantının her dakikası Silivri siyasetinin şifrelerini bilenler için yeni göstergeler vererek devam etti.
Toplantının bir saate yakın süresini ayırdığımız İSKİ'de aynı dakikalarda Genel Müdür Raif Mermutlu'nun emeklilik kararını vermiş olması da enteresan bir gelişme olarak kayıtlara geçsin. Yerine halen kurumda genel müdür yardımcısı olarak görev yapmakta olan Şafak Başa'nın vekaleten görevlendirildiği açıklandı.
CHP Grup Sözcüsü Bora Balcıoğlu'nu dinlerken, ‘Silivri hedeflerinden vazgeçip genel siyasete oynamaya karar verdi herhalde' diye düşündüm. Sadece kendisi ile ilgili değil, hitap ettiği Silivri Belediye Başkanını da Başbakan, İBB Başkanı olarak düşündü de hazırladı konuşmasını izleniminden çıkamadım.
Yerelde İBB'den de konuşsa, Hükümetten de dem vursa Balcıoğlu'nun karşısında Volkan Yılmaz olduğu sürece girdiği hiçbir tartışmayı kazanma şansı yok ne yazık ki! Ama muhalefet savlarının %80'ninin asıl muhatabı Silivri Belediye Başkanı ile doğrudan ilgili olmayan konulardan seçmesi başlı başına Volkan Yılmaz'ı doğrudan sorumlu olduğu alanda, belediye yönetiminde eleştirecek konu bulamamaya çıkartıyor girdiği yolları. Geçen yönetimin seçmen tarafından iktidardan indirilmekle cezalandırılması ve o dönemin en yetkili ikinci kişisi konumundaki Balcıoğlu ve Partisini ikinci boşa çıkartan durum.
Yılmaz, Balcıoğlu'nun yeterince karşısında çırpınmasını sağladıktan sonra Melih Yıldız'ın yardıma koşmasına müsaade etti. Yıldız, kime ya da neye sinirlendi bilmiyorum ama Balcıoğlu'nu kurtarmak yerine kendisi de onunla birlikte aşağı çekildi. Derken Süheyl Kırkıcı imdada geldi, ya da Yıldız'ın “Ben daha iyiyim”ine “Ben de varım”ı ekledi… Yılmaz ne skor ne de elde ettiği psikolojik üstünlüğü bırakmamaya kararlıydı. Doruk Bulut, Fevzi Arslan... CHP Grubu topla tüfekle, elindeki bütün silahlarla dakikalarca vurdu Yılmaz'ın iktidar kalesinin duvarlarını ancak aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan sinirlerinde ufak bir gedik açabildiler. O da rayiç bedel artışı konusunda haklılığını halka anlatmasına değdiği düşünülünce fazla dert edilmez.
Sinirlenince baş etmesi kolaylaşan Volkan Yılmaz'ın muhalefet açısından yine de çekilecek, alt edilecek bir tarafı olurdu da bu hırsından sonra sinirlerini de çelikleştiren hali fena bir şey olmuş!
Yılmaz'a kendi mahallesindekiler kızıyor muhtemelen ama muhalefete tanıdığı bu geniş kapsamlı söz hakkı Mehmet Yönet'in atıfta bulunduğu Devlet Bahçeli'nin demokrasi tanımına riayetinin kanıtıydı adeta; “İktidar her sistemde var, muhalefet sadece demokrasilerde”. Muhalefete görüşlerini başkanlık ettiği mecliste bu denli teferruatlı sunma imkanı tanıyan Yılmaz'ı demokrat olmamakla eleştirmek giderek zemin kaybediyor.
CHP Grubunun dağınık, Yılmaz'ın muhalefetin karşısına sunacağı gündeme önceden vakıf olduğu gözlemim güncelliğini koruyor.
Genel siyasetteki gelişmeler nedeniyle ay boyunca moral depolayan CHP'liler, giderek daha sert biçimde mecliste diğer zamanlarda kaçtıkları, görmezden geldikleri, haksızlık etmek durumunda oldukları Volkan Yılmaz ve yerel iktidar başarısı gerçeğine çarpıyor. Bu çarpmanın etkisinde Yılmaz güçlenirken, muhalefet dağılıyor…
Yıllardır yerel siyaset dinamiklerine sırtını dayayan CHP, şimdi de genel politik konjonktürünün etkisinde yersiz bir rehavete kendini kaptırmak üzere. Volkan Yılmaz'ı kamçılayan genel siyaset gelişmeleri, yereldeki rakiplerini bencillik ve son derece zararlı bir garanticiliğe sevk ediyor.
O “Geliyor gelmekte olanlar…”ın yanına “Kime niyet, kime kısmet'i de ekleyebiliriz, günün sonunda “Evdeki hesabın çarşıya uymadığını” da…
Bora Balcıoğlu'nun seçtiği Şaman öğretisi neden olmasın!?
“Ders; sen öğrenene kadar devam eder…”