Sevginar Sali

Kimler Geldi, Neler Yaşandı

Bir süredir aklımda evirip çeviriyordum, karar ve söylemlerini gördükçe ‘Bizim başkan Nazım Hikmet’e biraz ara verip Mevlana okumalı’ diye… Çarşamba günü CHP’de yapılan basın toplantısını Işıklar, Mevlana’nın, “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir” sözleriyle bitirince çok şaşırdım.
Nazım Hikmet’in şiirlerini okudukça, ‘astığım astık, kestiğim kestik’ havasına girdi iyiden iyiye. Öyle ‘kendini hissettirmeden’ olmaz, ‘yumruğunu masaya vuracaksın’ diye ikide bir yazan da bendim… Ama her şeyin fazlası zarar. Işıklar ne kadar kararlı ve dik durabileceğini ispat etti. Bu konuda kendisinden artık kimse şüphe duymaz diye tahmin ediyorum.
Işıklar, tavizsiz tutumunu ortaya koydukça ona kafa tutanlar bir bir dediği, istediği noktaya gelmeye başladı.
Ama hiç bir şey tek taraflı olmaz. Metin Karakaş’ın sıkça ifade ettiği bir yaklaşım tarzı var, “Bize bir adım gelene biz on adım yaklaşırız” diye. Belki o kadar da abartmaya gerek yok ama size bir adım gelen insana sırtınızı dönmek Işıklar’ın konumu ve iddiasındaki bir kişiye yakışmaz. Çokça haksızlık, bir o kadar saldırı gördü 2,5 yıllık belediye başkanlığında ve şu bir gerçek ki gördükleri göreceklerinin yarısı bile değildir. Şöyle de bir gerçek var ki bu durum canını ne kadar sıkarsa sıksın, her defasında silkelenip, azimle işine devam etti.
Hazır Mevlana’dan alıntılar da yapmaya başlayınca Belediye Başkanımız, çizgisinde nasıl bir değişiklik yapması gerektiğinin farkında bence. Bu konuda şahsi fikrimi daha açık yazma taraftarı değilim.
Işıklar, çoklu cephe savaşından yorulmuş olabilir ama çok da güçlendi, normal koşullarda idrakı mümkün olmayan gerçeklerin farkına vardı. Bazı savaşlarda kazanan da olmaz kaybeden de. Taraflar bir şeyler kaybetmiş veya kazanmıştır ama bu sürecin mutlak suretle sonunu mağlubiyet veya zafer olarak adlandırmak için yetersizdir.
Hürhaber’i Hürhaber yapan gerçeğin temelinde matbaasına vurulan mühür yatıyor bana göre. Hüseyin Turan veya Tülay Kaynarca bu konuda ne kazandı, biz ne kaybettik? Onların kazanamayıp, bizim için bir kayıp söz konusu olmadığı üzerinden yıllar geçince daha net anlaşılıyor.
Neyse dönelim bugüne… Ve asıl Başkanın bu Mevlana ilgisinden yararlanarak söylemek istediğime… Özcan Işıklar, kendisi için çok sıkı bir mücadele verdi. Silivri ve CHP için de ne kadar kararlı olabileceğini gösterebileceği bir fırsat var elinde bana göre… Her fırsat değerlendirildiğinde illa iyi sonuç verecek diye bir şey yok, ama bu imkanı kullanmazsanız, bu gerçek daha sonra hep aklınızı kurcalar.
Çarşamba günkü basın toplantısının sonunda CHP’nin önde gelen isimlerinin oluşturduğu kadroya son anda hamle yaparak dahil olan Abdullah Yıldırım’ın kendine yeterince zarar verdiğini düşünüyorum. Özcan Işıklar, kendisine yapılan kötülükleri unutmamakla ün yaparken, iyilik yapanları da sürekli hatırladığını söylemek gerekir. Aralarındaki anlaşmazlık tamamen kişisel. Karakter olarak bugün de bir araya gelseler anlaşamadıkları noktalar anlaştıklarını sollar. Siyasi işbirlikleri ise, gerçekleştiği koşullarda, son derece iyi bir sonuç koydu ortaya. Abdullah Yıldırım’ın Özcan Işıklar ile kişisel husumeti onu daha az CHP’li yapmamalı, Belediye Başkanının seçimindeki etkisini gölgelememeli.

Haberin devamı 23.12.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…

 


YORUM YAP