Sevginar Sali

Kimler kimlere oy verebilir!?

Genel seçimler ile ilgili hareketlilik ufaktan yerelde de kendini hissettirmeye başladı.
Perşembe akşamı geçmiş dönem Silivri Belediye Başkanlarından Özcan Işıklar, CHP İlçe Yönetim ve meclis üyeleriyle partide bir araya gelerek, milletvekili adayı olmak istediğini açıkladı.
AK Parti'den Sami Barlas'ın da ciddi ciddi aynı hususta niyet taşıdığı duyumları uzun süredir siyasi kulislerde yer alıyor. Kamu görevlileri / meclis üyeleri, belediye başkanları milletvekili seçimlerinden bir ay önce istifa edecek, seçilememe durumunda geri dönebilecek. Bu imkân daha çok kişinin şansını denemesi hususunu kuvvetlendiriyor.
Bulgaristan'da yakından tanıdığımız bir örnekten söz etmek isterim. 6. dönem Kırcali Belediye Başkanı Hasan Azis, her genel seçimde (ki sıklıkla erken seçim yapılan bir ülkenin siyasi şartlarından söz ediyoruz) partisinin milletvekili listesinde yer alıp, seçildikten sonra feragat ederek, sıradaki partili adayın meclise gitmesine katkı sunup, yerel yönetim sorumluluğunu sürdürüyor. Liste başı olmuyor genelde seçilme sınırıdaki aday gösteriliyor ayrıca da bir Büyük Şehir/İl Belediye Başkanı olduğunu da ekleyeyim.
Genel sonuçlar yerelin tetiklenmesi ile oluşuyor. Aynı duygular ve mantık hepimizi harekete geçiriyor ya da çoğunluğumuzu.
AK Parti'de son dönemde konuşulan konu Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel oyunun parti oyundan yüksek olma durumu. Önümüzdeki seçimlerde de milletvekili listelerini kişisel oyu parti oyundan yüksek isimlerden oluşturma eğiliminde olduğu sıklıkla dile getiriliyor.
Partiler aday gösteriyor ama seçimi büyük bir çoğunlukta artık adayın kişisel potansiyeli kazandırıyor.
Kaçı TBMM'ne gidebilir bilmiyorum ama partiler oylarını arttırmak için yerelde çoklu aday stratejisini geliştirmeli. Şöyle bakıyorum da parti oyu kimseye siyasi hedeflerini gerçekleştirmek için yeterli görünmüyor. Siyasi vaatlerin de etkisini kaybettiği süreçte tabanın desteğini mümkün olduğu ölçüde fazla kazanan isimlere ihtiyaç bariz bir şekilde ortada.
İstanbul ölçeğine bakın (arkasından, kısa sürede yerel seçim olmasa) partili belediye başkanları ile arttırılabilecek genel seçim oy oranını görürsünüz. Meclis üyesi seçime bir ay kala istifa edip, seçilmeme durumunda dönebiliyorsa belediye başkanı için de aynı durum söz konusudur.
Partiler hiç olmadığı kadar bu dönem listelere yerel ve bölgelerinde tanınan isimleri değerlendirmek zorunda. Yani değişimi yerelden başlatmak gerek. Buna direnen genel başkan ve merkezleri seçimin sonucunda hüsrandan başka bir şey beklemiyor.
Henüz zaman aşımına girmedi, özel de bir bilgi ama sorumluluğu alarak paylaşmak istiyorum. Volkan Yılmaz'ın ikinci milletvekili adaylığı 2018'de söz konusuyken (6. Sıra seçilmesi bir mucizeye bağlıydı), dönemin Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile yaptığımız bir telefon görüşmesinde genel seçimler üzerine konuşurken MHP'ye oy vereceğimi söylemiştim.
Özcan Işıklar da “Parti sorumluluğum olmasa ben de öyle yapabilirdim” mealinde bir cevap verdi. Bu konuşmamızı Volkan Yılmaz'ın Silivri Belediye Başkan Adaylığı kesinleştiğinde kaderin garip bir cilvesi olarak anımsadım.
Yani şunu söylemeye çalışıyorum yerel, bildiğimiz adaylık durumunda kimler kimlere oy verebiliyor, vermeyi düşünebiliyor. Yerelden doğru isimlerin listelere alınması ile genel seçim sonucu çok farklı noktalara evirilebilir. Tabi bunu Silivri ölçeğinden çıkartıp, Türkiye genelinde sağlamak şartı ile.
Özcan Işıklar'ın da Sami Barlas'ın bu sorumluluğu layığı ile üstleneceklerine inanıyorum ( aklıma ilk gelenler CHP (Melih Yıldız/Semih Ayeş) ve AK Parti'den (Celalettin Yazıcı) başkaca isimlerimiz de var, MHP'den (Sultan Aşkın) de keza aynı şekilde) milletvekilliği niyetleri, adaylıkları inşallah mümkün olur. Silivri'ye bir zararı olmaz, yararı muhakkak dokunur.
Şöyle bakıyorum da eskiden belediye başkanları için milletvekili olmak cazip bir durumdu. Ancak şimdi belediye başkanlığı çoğunlukla siyasi hedef potasında ilk tercih olarak beliriyor.
Hareketli günler bizleri bekliyor...

YORUM YAP