15. Yy. Ortalarında Altınordu devleti ve Kırım bölgesinde bulunan Tatar kabileleri arasında Karadeniz'in kuzey bölgeleri için verilen iktidar mücadeleleri esnasında Altınordu Devleti'nin temelini oluşturan Şirinler, Barınlar ve Konguratlar kabilelerinin Altınordu Devleti'nden Hacı Giray'ın yönetimi altındaki kırım topraklarına göç etmeleri ile iki idari yönetim arasında güç dengeleri Kırım bölgesinde hüküm süren Hacı Giray lehine dönmüş oldu.
Hacı Giray'ın vefatı üzerine ki ölümü hakkında zehirlenme iddiaları vardır, Kırım bölgesi yoğun bir iç savaş dönemine girmiştir. Bu kargaşa ortamını sonlandıran olay 1475 senesi itibarı ile Osmanlı askeri gücünün Kırım yarımadası sahil kesimlerini ele geçirmesi ve birkaç sene içinde Kırım hanları üzerinde siyasi üstünlük sağlamasıdır.
Bu süreçte Kırım hanlığı iki önemli şahsiyet arasında gidip gelmekteydi. Bunlardan biri Osmanlı Devleti'nin desteklediği Mengili Giray diğeri Altınordu Devleti'nin gücünü arkasında hisseden Nurdevlet'tir. Yaşanan mücadeleler neticesinde 1477 yılı sonlarında Şirin kabilesi reisi Emine Mirza, bütün Kırım beyleri ve önde gelenleri adına Osmanlı hükümdarı II.Mehmet'e (fatih) bir mektup göndererek Mengli Giray'ı Kırım'a Han olarak göndermesini talep etmiştir. Mengli Giray Osmanlı ordusu ile Kırım'a girdi ve Nurdevlet'i bu topraklardan uzaklaştırdı. Bu olay neticesinde Mengli Giray Osmanlı Devleti'ne bağlılığını gösteren her türlü davranışı aşikar bir şekilde yansıtmaktan kendini alıkoymadı. Mengli Giray vefatına kadar geçen sürede Kırım'ı sağlam temeller üzerine oturttu. Osmanlı Devleti'nin Karadeniz bölgesindeki hakimiyetinin ciddi derecede artması ile Kırım'da da otoritesini tamamen kurmuş oldu.
Kırım hanları bu süreçten sonra Osmanlı ordusuna savaşlarda atlı birlikleri ile iştirak etmeye başladılar. Kırım hanları Osmanlı'dan bağımsız diğer devletler ile de antlaşmalara girebiliyorlardı. Rusya içlerine yapmış oldukları ciddi akınlar ile Moskova'ya kadar ulaşmakta ve Rusların üzerine bir baskı unsuru olmaktaydı. Kırım hanları iktidarlarını ele alırken Osmanlı hükümdarlarından onay alırlardı. 1783 yılında Rusların Kırım yarımadasını ilhak ettikleri tarihe kadar Kırım hanlığı Giray hanedanı üyeleri tarafından yönetilmiştir. 1783'ten 1918'e kadar Kırım Tatarları Rus çarlarının bir tebaası olarak varlıklarını sürdürdüler.