Kırkıcı: Bu felaket hepimizi öldürdü

Kırkıcı: Bu felaket hepimizi öldürdü

15.03.2023 11:06:29

Kahraman Maraş Merkezli büyük yıkım ve sebebi üzerine Silivri Belediyesi'nin Mart oturumunda yapılan görüşmelerde CHP Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı da söz alarak görüşlerini ayrıntıları ile aktardı.

CHP Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı, Silivri Belediyesi Mart meclisinde gündem dışı söz alarak esasen ülkemizin en can alıcı gündemine geniş bir paragraf açtı.
“SORUNUN ÇÖZÜMÜNE ODAKLANMALI”
Teknik bilgisi, afetin derinden etkilediği bölgeyi yakından tanıyan biri olarak Kırkıcı yaşadığımız son sarsıntının sebep ve sonuçlarını şöyle irdeledi: “Sorunun çözümüne yönelik odaklanarak yürümeyi esas almak lazım. Bütün bilgilenmelerin temeli ve bütün toplantılarımızın nedeni bu olmalıdır. Bazen “Neden toplanıp duruyorsunuz?'' veya ‘'Toplanıp dağılıyorsunuz'' gibi ifadeleri duyuyoruz. Ancak yetmiyor. Bakın yeni depremin ürettiği farklı bilgiler çerçevesinde yeniden konuşmak ya da bu depremin ortaya çıkardığı eksiklerimizi değerlendirmemiz gerekiyor. Bunları konuşmadan hiç yokmuş gibi mi yapalım? Bence konuşalım ancak nitelikli konuşalım!
“ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ VE BUNA DERTLENENLERİ YAKAR!”
Ben Antakyalıyım. Ve türlü sebeplerden dolayı deprem bölgesine gidemedim. Cesaret edemedim. Ancak bütün acısını içimde hissettiğimi tahmin edersiniz. Ateş düştüğü yeri ve buna dertlenenleri yakar! Bunların dışındaki şov ve fırsatçılık peşindeki insanların duygu ve düşünceleri beni hiç ilgilendirmiyor! Depremin 2. Günü kurumumuza gelen bağışları AFAD'a yönlendirirken baktık ki 1 tırı aşan bağışlar geldi AFAD ve İBB çok yoğun olduğu için araç ayarladık ve kendimiz gönderdik. Özellikle bizden yardım talep eden İskenderun Cemevi Yönetimi'nin başkanını aradım ve ‘'En çok neye ihtiyacınız var ise ona odaklanalım istiyorum'' dedim. Aklınıza isteyebileceği birçok şey gelebilir arkadaşlar ancak dehşet verici ki “kefen” istendi! ‘'Kefene ihtiyacımız var'' denildi.
“BU FELAKET HEPİMİZİ ÖLDÜRDÜ!”
2. Günün akşamı ve 3. Gün Mezarlıklar Müdürlüğü'müzden alabildiğimiz kadar kefeni de ekleyerek tırımızı gönderdik. Silivri Belediyesi'nin bu kampanyanın başına “Acımız bir!'' diye çok güzel bir vurgusu var arkadaşlar. Evet, acımız bir! Orada acı AKP'li, CHP'li, Alevi, Sünni bakmıyor. Bu felaket hepimizi öldürdü!
“EKSİĞİ KABULLENMEK KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL”
Hepimizin bildiği gibi deprem bir doğa olayıdır. Ama alınamayan tedbirler yüzünden ne yazık ki felakete, afete neden olmaktadır. Dünya bunu çözmüş. Benzer büyüklükteki depremlerde çok daha az insanın kayıp verildiğini, daha az binanın yıkıldığını görüyoruz. Cumhurbaşkanı'mız çıkıyor diyor ki ‘'Eksiklerimiz var'' ve helallik istediğini söylüyor. Yani şimdi o zaman siz ne konuşuyorsunuz? Cumhurbaşkanı'mız bunu kabullenmiş. Eksiği kabullenmek kötü bir şey değil. Doğrulara ulaşmak konusunda bir yöntem bir samimiyettir.
“BİLİMİN İZİNDEN GİTMEDİĞİMİZ İÇİN BU SONUÇLARA ULAŞTIĞIMIZI BİLİYORUZ”
Bakın yeğenim 15 gündür bizdeydi ve bu sabah banka müdürünün zorunlu talimatıyla Antakya'ya gitti. Az önce beni aradı ve “Dayı, Antakya kokuyor!'' dedi. Neden kokuyor olabilir? Daha enkaz altında 10 binlerce cenaze var arkadaşlar! Bizler, Devlet, partiler bunu tartışmayacaksak ne için varız burada? İster tartışalım ister tartışmayalım bunlar gerçek! Arkadaşlarım gittiler gördüler. Olağanüstü bir deprem yaşandığını ve buna yetişebilmenin çok kolay olmadığını kabul ediyorum. Ancak biz esasında bilimin izinden gitmediğimiz için bu sonuçlara ulaştığımızı biliyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'muzun kurucu felsefesinin en önemli şahsiyetlerinden biri Şeyh Edebali bile “Asıl ölüm bilimden payını almayanlardır'' demiş. Osmanlı İmparatorluğu'nun bilimin izinden gitmesini önermiştir. Orta Çağ'ın karanlığında Hacı Bektaş-ı Veli, “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır'' diyerek insanları aydınlığa, ışığa yöneltmiştir. Ve toplumu bu yönde bir çaba içerisinde hareket etmeye zorlamıştır. Anadolu'da, Trakya'da çok yüce değerler bize bu yolu önermişler! Cumhuriyet'imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir! Benim sözlerim bilim ile çelişir ise siz bilimi takip edin!'' demiştir. Peki, bizim bu halimiz ne?
“HERKES BU SUÇU ORTAK İŞLEDİ”
Şimdi kimse kusura bakmasın. Eski başbakanlardan, eski milletvekillerine, eski belediye başkanlarından bugüne herkes bu suçu ortak işledi. Eğer bir samimiyet arıyorsak hepimiz bir özeleştiri vermeyi başarmamız gerek. Konuşacağız ancak samimiyetsiz sonuçlara ulaşacak manipülasyonlara fırsat vermeyeceğiz. Bu problem ortada duruyor! Belediye Başkanı'mız Volkan Yılmaz'ın sunumu izledim. Bu çağrıyı görünce heyecanlandım ve ‘'İşte böyle olması gerek!'' dedim. Ondan 2-3 gün önce de Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'daki sunumunu internet üzerinden de izlemiştim. Ve bu iki çıkış beni heyecanlandırdı. Çünkü İstanbul ve Silivri birlikte çalışmak zorunda. Her iki sunumun sonunda birlikte çalışma çağrılarını da görünce umudum biraz daha arttı. Bu çağrılar bütün kamu kurumlarına, bütün İstanbul ve hatta Marmara Belediye'lerine yapılıyor. ‘'Bu sadece İstanbul depremi değil.'' diyorlar. Çok doğru. Marmara'dan geçen fay yalnız İstanbul'u, Silivri'yi vurmayacak. Bu olayın etkileri Çanakkale'ye kadar yoğun bir şekilde hissedilecek. Doğruyu, gerçeği görürsek önlem alma konusunda ne yapacağımızı daha iyi anlarız. Bazen farkına varmak için korkmak da lazım. Şu anda Hatay'da, Maraş'ta yaşanan depremler eğer küçük kıyameti çağrıştırıyor ise İstanbul depremi büyük kıyamet olacaktır. 1 milyon insanın ölebileceği konuşuluyor bu nedir? Samimi, sağlıklı, bilimi, tekniği esas alarak yürüyen bir tartışma ve bu tartışmayı hızlı pratiğe dönüştürme gibi bir görevimiz var. Belediyemiz hızla kararlar alacak arkadaşlar. Eksikleri bilgili kurumları da çağırarak, Kaymakam'ımız, Belediye Başkanı'mız, siyasi partilerimiz, belediye meclisimiz sivil toplum örgütü kuruluşlarımız ile bir araya gelerek gidereceğiz. Giden yardımların hepsinde bütün bahsettiğim kuruluşların, üyelerinin ve onların etki alanındaki herkesin payı var.
Biz 4. Tırı artık, Silivri'ye de depremzede ailelerin gelmeye başlamasıyla onlara da katkı sağlayama amaçlı, göndermeyiz diye düşünürken İstanbul'dan birçok anaokulu öğrencisi, öğretmenleri ve veliler “Biz de eğitim setlerimizle, boya kalemleri ve resim defterlerimiz ile oyuncaklarımızla oraya yüreğimizi katmak istiyoruz'' dediler ve hiç tereddüt etmeden 2 gün içerisinde yeniden organizasyon içerisine girerek Silivri'mizin içinde bulunan diğer anaokullarının tüm yöneticileri ile görüşmek suretiyle, bağışlara başka bağışlar da ekleyerek gönderdik ve çok da güzel geri dönüşler aldık.
“BELEDİYE BAŞKANI'MIZI KUTLUYORUM”
Arkadaşlara da siyaset konuşmayacağımı belirttim. Ancak 2 gün önce, depremin 28. Gününde hala Hatay'dan su talepleri oluyor. Ne kadar basit bir şey aslında. Ancak insanlar 28 günü ardından hala su bulamıyorlar. Belediye Başkanı'mızı kutluyorum. Adrese teslim, nokta çalışmaları yapmışlar. Samandağ ya da Defne Belediyesi ile görüşüyor tırı oraya gönderiyor. Ve böylece çok daha koordine bir şekilde yardımlar yapılabiliyor. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki AFAD üzerinden giden tırların bir bölümü İskenderun girişinde Expo fuar meydanında toplanmış ve eşyaları orada yığılmış. ‘'İskenderun girişinde Expo fuar alanında her şey var ne ihtiyacınız var ise gelin alın.'' deniliyor. Arkadaşlar İskenderun girişi Expo'dan Antakya, Defne, Samandağ en az 70-80 km mesafede!”335153358_911866369853423_3389290489348741249_n
YILMAZ: GÖNÜLLÜLÜK ESASINA DAYALI AFET RUHUNU HEP BERABER OTURTMALIYIZ
Kırkıcı'nın açıklamalarının bu bölümünde söze giren Başkan Volkan Yılmaz, “AFAD'ın sanki yüzbinlerce maaşlı personeli varmış gibi, oraya giden her şeyi sevk ve idare edebilir yanılgımız var. Arkadaşlar bakın AFAD Destek Gönüllüleri gibi bir kavram var. AFAD'a gönüllüler, laf üretenler, fikir beyan edenler gönüllü olmadığı sürece AFAD'ın gönüllü sayısını arttırmadığınız sürece buradaki yardımları arama kurtarmadan tutun da bu suların dağıtımına kadar sevk ve idare edemeyiz. AFAD'ın böyle bir insan kaynağı yok arkadaşlar. Bakın Silivri'den 100 tane AFAD gönüllüsü gitti Süheyl Bey. Patates, soğan da soydular, arama kurtarma ekibinin terini de sildiler. Biz bir an önce afet bilincinin bu topluma yaymalı ve “Bunu kim yapıyor?'', “Nasıl yapıyor?'' demeden ‘'Bunu biz yapabiliriz!'' deyip oralara koşmalıyız. Kendi çocuklarımızı o bölgeye gitmeye teşvik etmeliyiz. Hep AFAD'dan beklersek, belediyeden, hükümetten bekler isek maalesef ki olmaz. Gönüllülük esasına dayalı afet ruhunu hep beraber oturtmalıyız.”
KIRKICI: DEVLET HEPİMİZİZ
Açıklamalarını sürdüren Süheyl Kırkıcı, “Katılıyorum. Evet birlikte el ele verip afetlere karşı ortak çalışma yürütmek zorundayız. Biz parti olarak, anlayış olarak buna hazırız. Benim içinde bulunduğum STK'da bu konuda hazır. Lütfen kimse “Ddevlet biziz, siz devlete karşısınız” diye söyleme girmesin. Devlet biziz arkadaşlar, hepimiziz” derken, süreç hakkında belirlediği tespitleri şöyle sıraladı:
DEPREM ÖNLEMLERİ TESPİTLERİ
1- İlçemizde riskli olduğu belirlenen ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası ile 4 okul binası yıkılmak üzere boşaltılmıştır. İlçe milli eğitim müdürlüğü binası için Cumhuriyet dönemi tescilli bina olması nedeniyle nasıl bir yıkım düşünülmektedir? Benzer şekilde başka okul, resmi kurum ya da toplu yaşam alanlarından düğün salonu gibi binalar var mı? Bu tür binalara son depremlerin hassasiyeti üzerinden yeniden bir incelemeye tabi tutacak mısınız?
2- İstanbul ve Silivri halkı için önemli olan her iki İBB ve Silivri Belediyesinin sunumlarına yansıyan koordinasyon içinde çalışma iradesi konusunda hangi adımları atmayı düşünüyorsunuz? Örneğin toplanma alanlarının, deprem konteynırlarının nerelere konuşlanacağı, olası deprem sonrası çadır kentlerinin ihtiyacı karşılayacak altyapısıyla nerelerde kurulabileceği, riskli zeminli alanların imar planları revizyonu gibi iş birlikleri gibi konularda İBB ile koordineli çalışmalar yapılacak mı?
3- Kaymakamlık, İBB, Silivri Belediyesi ve diğer kamu kurumları, siyasi partiler, meslek örgütleri ve STK'lar ile çağrısını yaptığınız “Deprem Hazırlık Kurulu” ilk toplantısını ne zaman yapacak? Silivri halkını deprem hazırlık çalışmasına nasıl katmayı düşünüyor musunuz?
4-Yeni yapılacak kamu binalarında, okullarda ve çok katlı konut alanlarda sismik izalatör sistemi şartı konusunda meclisimizin yönetmelikler çerçevesinde karar alması, güvenli yapı sürecinde önemli bir adım olacağını düşünmekteyiz.
5- Bilindiği gibi Silivri Doğal gaz tesisinin mevcut kapasitesinde artış yapılarak 16 Aralık 2022'de Cumhurbaşkanımızın da katıldığı açılış gerçekleştirildi. Ülkemizin önemli doğal depolama alanı olan Silivri Doğal Gaz Tesisinin Marmara'nın içinden geçen Kuzey Anadolu Fay hattına yakın kurulan ve kendisinin de depremlere sebep olabildiği, bu tesisin yeri seçilirken nasıl bir fizibilite yapıldığı, beklenen İstanbul Depremini tetikleme olasılığı konusunda bazı bilim insanlarının endişe duyması karşısında konunun özüne ilişkin herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Değilseniz bu konunun aydınlatılması konusunda meclisimizin bir girişimde bulunmasını öneriyoruz.
6- Deprem bölgesinde zemin yapısının önemini hep birlikte gördük. Biliyoruz ki Silivri Merkez ve Sahil hattında zemin değerleri kötü olduğu için iyileştirme yapılmak zorunda ve hala deprem anında sıvılaşma yaşanılabilecek bölgeler mevcut. Bu bölgelerdeki yapıların durumunu bilmemiz gerekiyor. Bu bölgelerdeki riskli yapılar bir an önce kentsel dönüşüme girmeli. Bundan sonra da o bölgelere yapılar yapılırken denetimin üst düzeyde olmasını öneriyoruz. Denetim mutlaka yapıldığını belirtseniz de denetimin çok yetersiz olduğunu bütün teknik arkadaşlarım söylüyor. Kimse alınganlık yapmasın arkadaşlar. Yeterli bir denetim yapılamıyor. Zaten deprem bölgesinde de kâğıt üzerinde her şey mükemmel ancak her yer yerle bir oldu.
7- Deprem bölgesinde teknik insanların ilk yapılan incelemelerinde altında işyeri, mağaza, tesis olan binaların deprem karşısında daha dayanıksız olduğu görülmüştür. Biliyoruz ki binanın giriş(zemin) katı bazı taşıyıcı kolon ve duvarlarının azaltılarak “yumuşak kata” dönüşmesi sebebiyle dayanıklılığını kaybederek yıkımı kolaylaşmaktadır. Silivri'mizde bu tür binaların imar ve planlama ekiplerimiz tarafından projeyle uyumu kontrolünün yaptırılması, denetleme yapılması buna uymayanların iskanının iptal edilmesi ve bu tür yeni binaların ruhsatı aşamasında (yani altı işyeri mağaza gibi binaların) daha özenli davranılmasının güvenli yapı yolunda önemli bir çalışma olacağını düşünüyoruz.”
Başkan Yılmaz araya girerek, “Bununla ilgili Büyükşehir'den personel desteği de istedik. Beklemedeyiz. Şu an bizim kendi ekiplerimiz günde 20-30 adet saydığınız şekildeki dükkanların projeye uygunluğunu yerlerinde kontrol ediyorlar. Büyükşehir Belediyesi de bununla ilgili bize bir liste ve ekip ile ekipman desteği yapacağını belirtti. Personel istedik ancak halen cevap bekliyoruz” dedi.
Kırkıcı şöyle devam etti: “İskan almış yapıların 1 yıl sonrası, 5 yıl sonrası, 10 yıl sonrası gibi yapıların statik bütünlüğünü ve güvenliğini bozan işlemlerin denetlenmesi konusunda inşaatla ilgili dernek ve meslek odaların da (TMMOB) görüşünü alarak meclisimizin önüne çalışma koymasını öneriyoruz.
8- Kentsel Dönüşüm yapacak yurttaşlarımızın bireysel çalışmaları, müteahhit, mühendis ilişkisiyle yapabildiği gibi, İBB KİPTAŞ ve BİMTAŞ kuruluşlarının kamu güvencesinde ve hiçbir kâr amacı gütmeden inşaatın maliyetine yapılacağı taahhüdüyle yurttaşlarımızın Kentsel Dönüşümüne katkı sağlayacak İstanbul Yenileniyor Projesini bir kez daha tanıtmak istiyorum. Depreme karşı dayanıksız olduğunu düşündüğünüz yapınız 1999 yılından önce yapılmışsa İBB İstanbul Yenileniyor sitesine başvuru yapıyorsunuz. Kısa bir süre içinde gerekli belgelerle inceleme yapıldıktan sonra teklif ve sonrasında uzlaşma ile binanızın yıkılıp yeniden yapımı gerçekleştirilebiliyor.
9- Bu maddeyi daha önce de mecliste gündeme getirmiştim; Riskli olduğu belirlenen yapılar, yıkılıp yeniden yapılmak istendiğinde planlardaki yeni imar durumuna rağmen daha önce ruhsat aldığı kat sayısını koruyabilecek. İBB'de oy birliği ile geçen karara göre, İstanbul'da eski yapı stokunun yenilenmesi önünde en önemli engellerden biri kaldırılmış oldu. Riskli binaların dönüştürülmesinde bazı yerlerde kat kaybının önüne geçilmiş oldu. Mevcut imar planlarına bu plan notunun işlenmesi gerekiyor. Sırf bu engelden dolayı bekleyen önemli sayıda bina dönüşemiyor. Bu plan notu henüz mevcut imar planlarının büyük bölümüne işlenmemiştir. Bu plan notunun işlenmediği planlardaki Riskli Binasını Dönüştürmek isteyenler bu haktan yararlanamıyor. Neyi bekliyoruz? Meclise getirin, onaylayalım.
10- Kardeş şehirler kuruyoruz. Çok güzel bir uygulama. Benim bir önerim var: Gelin deprem bölgesinde kenti yıkılmış bir belediyeyle kardeş olalım. Belediyesi hangi partiden olması önemli değil. Biz karar alalım, teklif edelim. Diyelim ki “Biz Silivri Belediyesi olarak sizinle kardeş olmak istiyoruz.” Onların yeniden inşasına katkı sağlayalım. Bu kararımızla dayanışmayı yükseltme adına diğer belediyelere örnek olabiliriz.
11- Binalarımızın risk durumunu saptayabilmek için yine İBB'ye başvurabilirsiniz. Hızlı tarama yöntemiyle binanızın depreme karşı dayanıklılığını hiç bir ücret ödemeden öğrenebilirsiniz. Bunun için, internet üzerinden binatespiti.ibbistanbul adresine girmek suretiyle başvurunuzu yapabilirsiniz.
Bu değerlerin belirlenmesi için ofiste zemin ve depremsellik verilerinin tespit edilmesi, sahada ise;
· Kolon sıvasının kaldırılarak beton yüzey sertliğini ölçmek amacıyla beton çekici okuması,
· Kolon betonunun sıyrılarak donatı çapı ve korozyon belirlemesi,
· Kolon-kiriş ve kat ölçüleri alınarak kat planının çıkarılması,
· Duvar tarama cihazı ile kolon-perde donatı aralıklarının belirlenmesi,
· Düzensizlik durumlarının ve bina dış ölçülerinin tespiti,
işlemleri yapılarak veri toplanmaktadır. Bu oran ile binaların risk durumlarını ortaya koymak mümkün olmaktadır.”
Sevginar SALİ

YORUM YAP