Hayatta sağlıklı bir varoluş için gerekli olan üç adım vardır. Bunlar sırasıyla; ayrışmak, farklılaşmak ve bireyselleşmektir. Doğduğumuz andan itibaren bir yapının parçası olarak yaşamaya başlarız. Bu yapının aidiyeti ile belirli kültürel özellikler kazanıp kendimizi bu yapıya ait ve var olmuş hissedebiliriz. Ancak zaman içinde biyolojik farklılıklarımız ve bireysel özelliklerimiz ortaya çıkmaya, kendini göstermeye başlar. Bu başlangıç artık ayrı bir birey olduğumuzun ilk habercisidir. Zamanla ailemizin ve çevremizin uygun gördüğü şeyleri artık uygun görmemeye ve bunlardan rahatsızlık duymaya başlayabiliriz. Bu durum insan olmanın doğasında vardır. Ancak yaşamak olarak tanımladığımız şey hayatta kalmak ve insan olarak sosyal çevrenin içinde var olmaktır. Zaman içerisinde bu farklılıklarımızdan dolayı sosyal yapıdan uzaklaşacağımız düşüncesiyle kaygı ve suçluluk hisseder hale gelebiliriz. Tam burası ait olduğumuz sınırların içinde kalmanın ve kendi sınırlarımızı çizmenin ikileminin yaşandığı yerdir.
Bu ikilemin ne yönde olduğu hayatta ‘büyümek' dediğimiz olguyu meydana getirir. Kendi alanımızı belirleyebildiğimiz, kendimizi tanıyabildiğimiz ve geliştirebildiğimiz ölçüde var oluruz ve huzurlu bir hayatı inşa etmemiz mümkün olur. Bu noktada bahsettiğimiz alan kavramı bir diğer tanımla ‘sınırlar' olarak adlandırılmaktadır. Bazen bu sınırların ebeveynler, arkadaşlar, partnerler tarafından ihlalleriyle acıyı deneyimleriz. Bu durumda sıkışmış, bunalmış ve öfkeli bir hal alabiliriz. Bu durum hayat dair bakış açılarımızı, becerisel gelişimimizi ve performansımızı etkiler niteliktedirler.Zamanla bu ruh hali, karşımıza tıkandığımız ve zorlandığımız durumları ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumlardan kurtulmak için sınırlarımızı çizebilir olmamız önemli bir çözümdür ve içinde zorlukları da kolaylıkları da barındırır.
En önemli kısım hayatta bize uygun olan şartların neler olduğunu belirleyebilmektir. Nelerin bizim için değerli olduğu, nelere ihtiyaç duyduğumuz, nelerden hoşlandığımızı belirlemek çözüme giden önemli adımlardır.Kendi alanlarımızı belirlemek için manipülatif karşılıkları iyi bir şekilde ayırt etmek faydalı olacaktır. Bu durum için ise devamlılık gösteren can sıkıntılarımızı gözlemlemek faydalı olacaktır. Bir diğer nokta ise hayır diyebilmekten geçer ki bu durum sınır çizmekte zorlanıldığının en yaygın belirtisidir. Hayır diyebilmek için, alışılmış rutinlerden kurtuluyor olmak ve gerçek ihtiyaçlarımızı gözlemlemek çözüme giden yolda yardımcı olacak metotlardır.