Ferhan Tezcan

Koç hata yapmıyor

Babam rahmetli Reha Tezcan 2000'li yılların başında KOÇ Holding'den ayrıldığında Koç Yöneticileri Birliği'nin Asbaşkanıydı.

Yıllarını vermişti. İstanbul Erkek Lisesini bitirmiş ve babası (dedem) gibi bankacılığı yani hesap kitap tercih etmiş ve Yüksek Ticaret Üniversitesini bitirmişti. Sene 1947 idi.

Rahmetli Vehbi Koç'u çok severdi. Vehbi Bey de onu. 1953 yılında ARÇELİK'in 1955 yılından da BEKO'yu kuranlardan biri babam Reha Tezcan'dı. Yani özün sözü hepimiz daha küçük yaşlardan itibaren Koç ailesinin içine girmiştik.

Yine rahmetli Mustafa Koç ben Avusturya Lisesi'ndeyken o da alt sınıflardaydı. Ali ise çok ufaktı.

Ali Koç Anadolu Hisarında büyümüştü. İsviçre'de okumuş ve daha sonra Amerika'ya gitmişti.

Döndüğünde 1999'lu yıllardı. Biz Mustafa ile sıkı fıkı arkadaşlık yaparken Ali yavaş yavaş futbolla haşır neşir olmaya başlamıştı.

Bir gün Mustafa ile otururken ona “Mustafa, Ali Aziz Yıldırım'ın listesine girecekmiş. Sizin izniniz var mı?” diye sordum. Mustafa “Bize sormadan giremez” dedi. Aradan bir ay geçti. Aynı soruyu başka bir yerde sorduğumda yanıtı çok da şaşırtıcı olmadı: “Bize sormadı.”

İşte Ali Koç böyle biriydi. Pire için yorgan akan yüksek kimlikli biri. Hedefleri ve idealleri konusunda ısrarla koşan bir kişilik.

Koç ailesinin birçok özelliği vardır. Özellikle dini konularda bir iyilik yapıyorlarsa kimsenin ruhu duymaz. Mesela İlahiyat Fakültesi ve Altunizade Camii'nin inşaatını yapan KOÇ grubudur. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rahmetli Mustafa'nın cenazesinde açıklamıştır.

Burs alan gençler ve sayısız eğitim görevlisi insanlar. Ali Koç bunların içinden çıktığında kötü biri olması düşünülemezdi.

Fenerbahçe kulübü başkanlığına seçildikten sonra ondan büyük beklentiler vardı. Ama o zaman akıllı davranıp bir kere bile “şampiyonluk sözü” vermemişti.

Berbat geçen o yılları bir daha anmayalım.

Ama bu sezona çok akıllı girdi. Nokta transferler yaptı. Hele hele hocasına çok inandı. Futbolcusuna inandı. Defans oyuncusu sakatlandı. Gitti İtalyan milli takımından Bonuccı'yi getirdi.

Yetmedi onu getirdi. Bunu getirdi.

Etrafına şu mesajı verdi. “Bu son senem. Ailede bir emekli daha var. Tek çalışan ben kaldım. Mayıs ayında şampiyonlukla veda ederim.”

Ali Koç bu sene hata yapmıyor. Takımı ayakta tutuyor.

Ben Galatasaraylıyım. Ama bu sene bir yorgunluk seziyorum. O geçen sene bizi coşturan takım gitmiş yerine teslimiyetçiler gelmiş. Bu takımın dirilmesini bekliyoruz.

Artık karşıda yanlışlarla boğuşan bir Fenerbahçe yok. Yanlış yapmayan biri var.

Hoşça kalın...

YORUM YAP