Mümün Koçoğlu uzun süredir sürdürdüğü CHP Silivri İlçe Başkan Adaylığı hazırlıklarını resmen aday olduğunu kamuoyuna deklare ederek ilan etmeye hazırlanıyor. Önümüzdeki hafta başında Koçoğulu'nun düzenlenecek bir basın toplantısı ile partide ilçe başkanlığını resmen açıklaması bekleniyor.
Delege seçimleri öncesinde üyeler için netleşen ilçe başkan adaylıkları faydalı olacak kuşkusuz…
Mevcut İlçe Başkanı Suna Göçengil'in aday olup olmama hususunun henüz kesinleşmediği, yakın çevresine devam ve tamam deme konusunda yarı yarıya eğilim içinde olduğu ile ilgili görüş paylaşımında bulunduğu öğrenildi.
Göçengil, CHP Silivri ve İstanbul açısından kıymetli bir isim. Ancak ilçe başkanlığı hususunda ısrarından çok bırakmasında siyasi kariyeri ve şahsı açısından yarar var diye düşünüyorum. İl Başkanlığı düzeyinde yöneticilik, önümüzdeki döneme ilişkin sorumluluklar olur ama ilçe başkanlığı bu koşullarda çok zorlama…
CHP ve Silivri için hayırlısını dileyelim…
TARIM GERÇEKLERİMİZ
Silivri Belediyesi, yerel üreticilerimizden bir heyetle Türkiye'nin yaş sebze ve meyve sektörünü Antalya'da buluşturan Interfresh Eurasia Fuarı'na katıldı. Fuar iç pazar kadar ihracata da yönelik hedeflere hizmet ediyor… Yani Silivri'de üretilen sebze ve meyvelerin sadece Türkiye'de değil yurt dışına da satışı için yollar arıyoruz…
Kısa bir süre önce MESAN Kilit'te Rıdvan Mertöz ile sohbet ederken, daha küçük sayılacak bir firmayken dünyanın her ucundaki fuarlara nasıl katılım sağlamaya gayret ettiklerini ve zaman içinde, özellikle ülkemizdeki döviz dalgalanmaları, iç piyasa daralmalarında ekonomik sıkıntıları gerçekleştirdikleri ihracata dayanarak nasıl olumsuz etkilenmeden aştıklarını paylaştı…
Evet, üretim yetmez, ihracat da çok önemli… Bunun için çaba gösterilirken, Organik Köy Pazarı ile başlatılan ivmenin ilçemizde faaliyet gösteren manavlar, restoranlar, toplu tüketim için alışveriş yapılan yerlerin sezon ve üretim şartlarına göre Silivrili üreticilere yönlendirmeliyiz. İstanbul birçok Avrupa ülkesine göre daha büyük ve hatta katlayan nüfusa sahip. Silivri'de üretilen ürünleri ilçe pazarına tamamen, İstanbul'a kısmen ve ihracata yönlendirebilirsek tadından yenmez zaten : )
Silivri'yi bir gemi olarak düşünürseniz su aldığımız noktalar olarak ifadelendirebilirsiniz söylemeye çalıştığımı… Değirmenköy'de domates üretirken Antalya domatesi satılıyorsa manavlarımızda, restoranlarımız, fabrikalarımızda bu ürünlerle toplu üretim yapılıyorsa su almaya devam eder gemimiz… Silivri'de 12 ay domates bulamayız evet ama 4 ay buradan almaya gayret göstermemiz konusunda hiçbir engel yok… Bu satış güvencesi üreticimizin ürün çıkarma periyodunu da uzatacaktır zaman içinde… Karpuzu 6 ay yememize gerek yok, 3 ay has Kadıköy, Gazitepe karpuzu yiyip de sağlıklı beslensek fena mı? Vs…
Çiftçimizin geliri artarsa, ailesini alır restoranda yemeğe ayda bir değil haftada bir gider, bir ayakkabı yerine iki tane alabilir esnaftan, çocuğunu okulun yanı sıra bir kursa yazdırır vs… Kazan kazan zinciri yani : )
Bunu illa bir dayatmayla yapmayı beklemek gerekmiyor. Silivrili, kentli olma bilincini işletmeliyiz her birimiz… Bu kente birilerinin sahip çıkmasını, iyileştirmesini beklemek yerine herkes elinden geleni, üzerine düşeni benimseyip, yerine getirmeli…
Önce Silivri, kendi üreticisine sahip çıkmalı… Sonra İstanbul pazarına girmeliyiz, ihracat prestij arttırıcı ve gelir garantisi olarak her daim hedeflenmeli...