CHP'de ilçe kongre yarışı giderek renkleniyor. Tek renkle yaptığınız tabloyu düşünün, ikinci ardından üç ve dördüncü renk kullanarak ortaya çıkan eserin güzelliğini hayal edin.
Mümün Koçoğlu, CHP'de en erken yola çıkan aday oldu. Dün de resmen ilçe başkanlığa talip olduğunu gerekçeleri ile ortaya koydu.
Nezaket içinde bir adaylık açıklaması oldu. Karşılaşmadan, uğurlamaya, zamanında başlayan toplantıya kadar Koçoğlu kendisi ve partisine yakışan bir adaylık takdimi gerçekleştirdi.
Gençlik vurgusu öne sürdüğü en önemli konuydu.
Koçoğlu'nun ses tonu bile yeni konumuna uyum sağlamış; daha gür ve özgüvenliydi. Tamamlaması gereken başkaca konular da olmakla birlikte kesinlikle talip olduğu sorumluluğu taşıyacak bir isim olduğu düşüncesindeyim.
Toplantıda soru sorulmadı ama en can alıcı konuyu Koçoğlu kendi dile getirdi ve yanıtını verdi; “Kimsenin adayı değilim. Geçmiş geçmişte kaldı” dedi.
Bir kesimden destek almak sizi sadece o kesimin adayı yapmaz. Bir aday talip olduğu göreve her kesimden destek alarak erişir esasen. Tıpkı bir partiden çıkan belediye başkanlarının hepsinden oy almayı başarmaları ölçüsünde seçilmesi, iktidar olması gibi.
Adaylık ile birlikte hakkında öne sürülen spekülasyonlara da üstü kapalı yanıt vermekten çekinmedi; “İncinsem de kimseyi incitmeyeceğim” derken, inandırıcılıktan hiç uzak değildi, kimseyi söylemleri ile incittiğine şahit etmedi bizleri bugüne kadar… Bundan sonra değişir mi? Kendi bilir, değişmek yerine sergilediği tavırları geliştirmesinde yarar var… CHP'nin en büyük kaybı iç incinmelerden kaynaklı zaten… Buna bir son vermesi gerektiği de aşikar!
Gençlik vurgusunu sözde bırakmayarak adaylık gibi ciddi bir konunun organizasyonunu emanet etmesinin farkı da güzelliği de hissedildi.
Koçoğlu'nun önünde kendisi dışında gelişen iki handikap var;
Birincisi önümüzdeki yerel seçim ile ilgili hesaplarına ters düştüğü gerekçesiyle başkanlığına sıcak bakmayanlar, hatta engellemeye çalışanlar…
İkincisi maddi ve siyasi donanım olarak kontrol altında tutulamayacak oluşundan sebep güçlenmesine sıcak bakmayanlar…
Güçlü olmanın sözünü ettiğim dezavantajlarını yenen Koçoğlu, kongreyi kazanır.
Bir parantez de CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil'in siyasi nezaketine açmak istiyorum. Oturduğu koltuğa talip olan ismin toplantısına katıldı, açılış konuşmasını yaptı ve sözü toplantının evsahibine bıraktı. “E, yapsın o kadarını” diyenler haksızlık yapmasınlar bence çünkü bunları yapmayan ilçe başkanlarını da gördük. Suna Göçengil iyi bir siyasetçi, böyle olmadığını düşündüren koşulları değiştirmeli sadece…
Ve CHP'de kongre sürprizlerinin ardı arkası kesilmiyor… Erdoğan Ataç'tan bir adaylık açıklaması beklerken CHP Gençlik Kolları Başkanı Berker Esen'in adaylığı gündemde. Koçoğlu'nun gençlik vurgusuna, muhalifleri ‘daha genç' bir karşılık verme stratejisi ile yarışa dahil olarak süreci lehlerine döndürmek için hamle yaptı.
Bakalım devamında neler olacak…
Mümün Koçoğlu'na çıktığı yolda başarılar diliyorum...