Köfteci de zamana uymuş, yenilemiş dükkânını… " Hayırlı işler” deyince çıkaramadı önce, durdu biraz, eski ben gelmiş olacak ki gözünün önüne, gülümsedi, o gülümseyince ben de gülümsedim, " kilo almışsın” dedi…
Başını kalabalık görünce; çay davetini geri çevirmek zorunda kaldım…
Çok değil on sene önce, çoğu insanın bakıp da görmediği, tekerlekli arabasının önüne serpiştirdiği taburelere oturan, karnını doyuran müşterileri ile samimi sohbetler eden, renkli bir figürdü nazarımda…
Şimdi; daha çok iş adamı gibi görünüyor…
Banka reklâmları dönüyor televizyonlarda; " işinizi büyütün, daha çok müşteriniz olsun, daha fazla para kazanın” mesajları veriyorlar…
Çok para kazanınca çok mutlu olunacakmış gibi geliyor!
Bilmiyorlar ki; ben gibi adamlar, az müşterisi olan yerleri tercih ediyor…
Neden?
E sohbet etmeyi seviyoruz, işten başını kaşımaya zamanı olmayan köfteci, çorbacı ile ne konuşacaksın?
Hikâyesini nasıl öğreneceksin?
Tesadüf edip okuduğunda " aa beni yazmış” demesin diye, isimleri ve yerleri değiştirdiğin yazılarda kimin hikâyelerini anlatacaksın?
&&&
Sabahın kör saati, resepsiyon görevlisine derdimi anlatmaya çalışıyorum… Sarışın, uzun boylu, pembe dudaklı, pembe ojeli, özgüveni yerinde, gösterseler, zekâ seviyesini anlamadan önce ‘güzel’ olarak niteleyebileceğim bir kadın…
" Daha önce defalarca anlattığım gibi; ekstralar ve otel ücreti farklı faturalarda olsun!”
" Neden?”
" Otel ücretini şirket karşılıyor, ekstraları cebimden ödüyorum”
" Ne kadar saçma!”
" Saçma olan ne?”
" Hepsini aynı faturada göstereyim işte…”
" Olmaz.”
" Nasıl olmaz?”
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu, şu saatten sonra konuşmanın hiçbir şey ifade etmeyeceğini anladım…
Kadın; "sizin iletişim probleminiz var” dedi, üstüne…
Kaldım öyle…
Dünyanın parasını harcayıp beş yıldızlı bir otel açmış olabilirsiniz fakat vizyonunuz resepsiyon görevliniz kadardır!
Zekâ olmayınca güzellik kapik etmiyor, nazarımda tabii!
Kimi başka türlü seviyor olabilir…
&&&
Değişim olacak diye, ileride " benim eserim” desinler diye cazibe merkezi yapacağım diye şehirlerin canına okuyorlar…
Ruhu öldürüyorlar önce…
Vücudu parçalıyorlar!
Her yer ve her mekân birbirine benziyor… Farklı hiçbir şey yok!
Cam ve taş…
Gerisi, eşe dosta tanınan ticari olanaklar, beklentiler, garantiler, uzun vadeli planlar…
Makyaj farklı olsa da koku aynı!
Çok güzel ve zeki bir kadının kokusundan yanına yaklaşılmadığını düşünsenize…
Zekâ güzellik ve de köftecinin işini büyütmesi yetmiyor demek ki, nazarımda tabii…
Kimi başka türlü seviyor olabilir…
Hamiş; Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır...