Geçtİğİmİz Çarşamba günü arkadaşlarımla Vodafone Park'ta gerçekleşen Shakira konserine katıldık. Harika bir atmosferdi ve inanılmaz derecede eğlendik. Sonra aklıma dünya starlarının konserlerinin ve dünyaca ünlü festivallerin ülkemizde giderek azalmakta olduğu gerçeği geldi ve bununla ilgili bir yazı yazayım dedim
Bir dönem ülkemize konser vermeye kimler gelmedi ki... Metallica, Muse, Arctic Monkeys, Limp Bizkit, Michael Jackson, Madonna, Rihanna, Lady Gaga ve dahası...
Önceden yine az festival olsa da kaliteli grupları/isimleri ülkemizde görebiliyorduk fakat artık elimizde yurt dışındaki büyük festivallerde “main stage” yani ana gösteri olmanın yüzünü göremeyen grupların/sanatçıların burada “headliner” yani “assolist” olarak yer aldığı kısır bir kaç organizasyondan başka bir şey yok ne yazık ki.
İptal edilmeden önce Rock'n Coke her yıl düzenli olarak gerçekleşiyordu. Bu dönemde sağlam Amerikalı gruplar da sahne alıyordu, sonra 2 yılda 1 yapılmaya başlandı zaten bu dönemde Amerikalı falan kalmadı, Tarık Mengüç falan çıkarmaya başladılar ki maksimum İngiliz gruplar falan sahne aldı bu dönemde ve en sonunda da bitti. Keza Efes Pilsen Blues Festival vardı bir zamanlar. Millet yer bulamaz, bira fıçılarının üstüne otururdu, o da kalmadı. Sonisphere olurdu 2 gün sürerdi, o da yalan oldu.
Peki, bu günlerde Türkiye'de neden böyle kaliteli etkinlikler organize edilemiyor? Yabancı sanatçı ve gruplar için düşünecek olursak en başta bugünkü dolar ve Euro kurundan, uygulanan fahiş vergilendirme politikasından, ülkede güvenlik ve asayiş durumunun ne yazık ki hiç te stabil olmamasından, 4-5 yıl önce başlayan alkollü içecek sponsorluğu yasağından, doğru düzgün albüm alma kültürü ve albüm satışı olmamasından (sanatçının albümü bir ülkede çok satılıyorsa plak firması da masrafların önemli bir kısmına sponsor olabiliyor), büyük sanatçı ve grupların kaşe fiyatlarının yıllar geçtikçe uçmuş olmasından, bu sanatçıları getirebilecek kapasitede büyük organizatörlerin azlığından, vs…
Örnek vermek gerekirse dünyaca ünlü Guns N' Roses gurubu şu anda birleşmiş kadrosuyla tarihinin en büyük dünya turunda... Çok fazla ülkeye uğradılar. 20 küsur yıllık hasretin de etkisiyle hasılat rekorları kırıyorlar, şu anda Avrupa bitmek üzere. Sonrasında İsrail'e geçecek, oradan ABD'ye ve Güney Amerika'ya geri dönecekler. Mesela ABD'de 25 stadyum konseri, Avustralya ve Yeni Zelanda'da 8, Japonya'da 5 stadyum konseri verdiler. Güney Amerika'da gitmedik yer bırakmadılar, hatta Buenos Aires ve San Paolo'da peş peşe 2 gece çaldılar. Singapur ve Bangkok'ta 50'şer bin kişiye çaldılar. 2 gecede 180 bin bilet kestikleri yerler oldu. Şu anda Avrupa'dalar. Batı ve Kuzey Avrupa'nın çoğunu gezdiler. Fakat gittikleri en doğudaki yerler çek cumhuriyeti ve Polonya. Oradan doğuya geçmediler. Uğradıkları yerler arasında şimdilik Rusya, Sırbistan, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye yok. Yunanistan'da uzun süredir kriz var, Türkiye de pek parlak değil. Öncelikle çok bilet kesecekleri garanti olan yerlere gidiyorlar. Örneğin Dubai zengin, Singapur, İsrail seyircilerinin gelir düzeyi yüksek, oralara gidiyorlar. Ya da Güney Amerika seyircisi çok çılgın, adamlar üç kuruş maaşlarından bütün sene para biriktiriyor, sırf Guns N' Roses izleyebilmek için. Önce böyle ülkelere gidiyorlar. Gelseler buralarda da 50 bin bilet satarlar mı? Normal fiyatlarla, evet. Ama 200€'dan başlayan fiyatlarla, bilemiyorum. 3m$'lık kaşe fiyatını ödeyecek organizatör bulmak da o yüzden zor oluyor.
Özetle para ve ekonomi çok önemli bir faktör... Üst düzey sanatçıların gitmeleri için ya gelir düzeyi yüksek ülke olacak, ya da seyirci çok tutkulu olacak. Bizde ikisi de sakat. Adamın hem alım gücü yok, hem “aman eniştemin basuru” çıktı deyip konsere gitmiyor. Eee, adamlar gelir mi? Ayrıca siz Türk organizatör olsanız, lira üzerinden satış yapıp sanatçıya dolar üzerinden garanti sözleşme imzalama riskine girmek ister misiniz?
Açıkça söylemek gerekirse en güzel zamanlarımın kıymetini bilememişiz. İyi isimler geldikçe hep daha iyilerinin hayali kurulurdu bir sonraki yaz için. Keşke bilseydik elimizden kayıp gidecek bunlar diye. Şahsen bana her sene bu böyle devam edecek gibi geliyordu, çünkü niye olmasındı? Bu günler de aydınlığa çıkacak elbet. Ama işte, ben de bir daha 23 olmayacağım. Gençliğimiz gidiyor gençliğimiz… Her güzel şey gibi festival kültürü de -istemli ya da istemsiz bir şekilde- bitirildi. Sebebe ister ekonomik kriz ortamı deyin, ister güvenlik sorunu, isterse seyircinin ilgisi. Bana sorarsanız asıl problem şu an genel olarak ülkenin imajı. Şu an dünyada Saddam dönemi Irak'ından bir tık daha iyi imajımız var desem abartmış olmam herhalde. Beğenmediğimiz Bulgaristan'da bile bu yaz bir sürü festival var. Roger Waters, Iron Maiden, Judas Priest geliyor, parası olanlar sevdikleri grupları dinlemek, katılmak istedikleri festivaller için yurtdışına gidiyor. Zavallı fukaralarda ufuklara bakıp iç geçiriyor. Bu böyle gitmemeli diyor insan ama ne yazık ki elden de bir şey gelmiyor…
Silivri'miz açısından da konuya değinecek olursak akla ilk gelecek şey şüphesiz 57 yıllık Yoğurt Festivali geleneğimizdir. Festivalimiz geçtiğimiz hafta yine coşkulu bir şekilde gerçekleşti. Kimlere ev sahipliği yapmadı ki o festival sahnesi… Ne Hadise'ler ne Hande Yener'ler ne Gülşen'ler gördü. Ama bu sene ki sanatçı listesine baktığımda da açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeden geçemeyeceğim… Açık yüreklilikle bir eleştiri yapmak gerekirse bu sene ne Yoğurt Festivali'nde ne de diğer belde festivallerimizde çıkacak sanatçıları pek ilgi çekici bulmadım. Belediyenin önümüzdeki yıllarda bu konuya daha fazla ağırlık vermesini ve daha seçici olmasını umuyorum. Özellikle daha çok köy ve beldelerimizde oturan ve maddi durumları çok iyi olmayan gençlerimizin bütün yıl boyu bekledikleri bir etkinlik bu Yoğurt Festivali ve daha iyisini görmeyi hak ediyorlar. Bence her yıl belediyenin sunacağı en az 10 sanatçının yer aldığı bir anket yapılmalı ve festivallere bu anketlerden en çok oyu alan sanatçılar çağırılmalı. Böylelikle en azından çoğunluğun memnuniyeti garantilenmiş olur. Sanıyorum benzer bir uygulana geçtiğimiz yıllarda yapılmıştı, bu uygulama bence geri gelmeli. Bunun dışında Yoğurt Festivali etkinlikleri kapsamında bu yıl ilk kez gerçekleştirilen “Color Fest” dediğimiz renkli boya savaşı organizasyonu harikulade bir fikirdi ve geleneksel hale getirilmesinin mükemmel olacağı kanaatindeyim.