HEKİMSEN gibi sağlık sendikalarını, köprüden önceki son çıkış olarak nitelendiren HEKİMSEN Silivri Temsilcileri Aydan Okuyucu ve Orhan Veli Keskin, “Artık kaybedecek bir şeyimiz yok” derken meslektaşlarına “Huzurlu, keyifli, kazançlı, güvenli ortamını birlikte başaracağız. Bu haberi okuyan tüm hekimler lütfen siz de gelin, büyüyelim ve daha güzel gelişmelere hep birlikte yürüyelim” çağrısını yönelttiler.
(Dünden devamı…)
Hekimler Aydan Okuyucu ve Orhan Veli Keskin ile Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası'nın (HEKİMSEN) kuruluş sebepleri, mücadele edeceği alanlara yönelik söyleşimizin devamında sağlık alanında yaşanan güçlüklerle beklentilerin öğrenilmesini diliyoruz.
“KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ”
Sevginar SALİ: Şu aşamada Hekimlerin HEKİMSEN'e ilgisi ne durumda?
Orhan Veli KESKİN: Türkiye genelinde 22 bin üye sayısına yaklaşık. Bizden sonra kurulan sendikalar da oldu. Ana konularda birlikte hareket ediyoruz. Ortak yol haritası belirlenmek üzere istişare halindeyiz. Görüşmeler devam ediyor.
Hekim sendikalarını, köprüden önceki son çıkış olarak görüyorum. Artık kaybedecek bir şeyimiz yok. Gerek maddi, gerek manevi haklarımız yok denecek kadar az. Birçok hastanede temizlik personelleriyle (bu örneği küçümsemek için değil kıyaslamak için vermek durumundayız), ki onlar bilirsiniz işçi olarak girip kadroya geçer, eğitim alma durumları yok, sorumlulukları yok, risk yok, 24 veya 36 saat çalışmazlar, yıllık baz alındığında onlar hekimlerden daha fazla maaş alır. Hekim 9 bin TL, 9 bin 500 TL alır, temizlik personeli 8 bin TL alır. Üç ayda bir maaş ikramiye alır, bayram yardımı alırlar. İşçi kadrosunda çalışan bir personel “Ramazan ayında ben oruç tutuyorum, yemek yemeyeceğim” diye dilekçe verdiği zaman, bir aylık yemek ücreti kendisine iade ediliyor. Bu biz hekimlerde yok. Onlarda niye var demiyoruz bizde niye yok sorusunu yöneltiyoruz?
BELEDİYE BAŞKANINDAN HEKİM EVİ TALEBİ
Aydan OKUYUCU: Bir doktorun, devlet memuru olmasına rağmen servis hizmeti yok. Herkes kendi imkanlarıyla gelip gidiyor. Lojman hakkımız yok. Ben Silivri Devlet Hastanesi'ne zorunlu hizmet için geldim. Öğretmenevinde kalmak zorunda kaldım. Ev bulmak zordu. Neden Hekim Evleri yok? Öğretmen Evleri var. Polis evleri var. Bizim Hekim Evlerine ihtiyacımız var. Buradan Belediye Başkanımıza da seslenelim. Tüm Türkiye'de örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. Biz hekimlere bir motivasyon olacağını düşünüyoruz.
“SİSTEMDEN MEMNUN OLMAYAN HEKİMLER CIVAR İLÇE HASTANELERİNE GEÇİYOR”
Özellikle Silivri Devlet Hastanesi'ndeki hekimlerin cıvar ilçelerdeki hastanelere geçtiğini görmekteyiz. Silivri Devlet Hastanesi ne yazık ki pek çok branşı barındırmayan, var olan branş hekimlerinin de mevcut sistemden memnun olmadığı için gittiğini görmekteyiz. Örneğin Dermatoloji yakın zamanda gitti ve şu anda Silivri halkı cilt ile ilgili her türlü sorunda özel hastanelere giderek para vermek zorunda. Oysaki belli şartlar sağlansaydı kalacaktı. Pek çok doktor da gitmek istiyor. Mecburi hizmette olanlar zorunlu olduğu için kalıyorlar.
Orhan Veli KESKİN: Bahsettiğimiz aslında genel sistemsel sorunlara dayanıyor. Maaşın yüzde 30-40'lık kısmı döner sermaye ile oluyor. Döner Sermayenin ayrı bir bütçesi var. İstanbul'da 39 ilçe var ama 7-8 hastane normal bir seviyede döner sermaye ile çalışıyor.
Sevginar SALİ: Bu konuyu biraz açalım mı?
Orhan Veli KESKİN: Doktorların maaşı üç parça yatar. Ayın 15'inde Pratisyen Hekime 9 bin 500 TL yatar. Bunun 6 bin TL'si Maliye Bakanlığı'ndan, 3 bin 500 TL'si hastanenin bütçesinden Döner Sermaye adı altında. Bu 3 bin 500 TL emekliliğimize yansımaz. 6 bin 500 TL üzerinden emekli oluyoruz. Ayrıca ayın sonunda da hastanenin kasasında kalan para, hastanenin borçları ödendikten sonra Performans Ek Ödeme hesabı adı altında dağıtılır. Herkesin yaptığı iş karşısında bir puan var, o puan orantılı olarak kalan para dağıtılır. Fakat son birkaç senedir hastanelerde kullanılan tıbbi malzemelerin çoğunun ithal olması, şartlar dolayısıyla hastane kasasında para kalmıyor. Döner sermy3 - 4 Bin TL yatıyordu, şimdi çoğu hastanede bu yatmıyor. Dolayısıyla çoğu insan bu ödemelerin dağıtılabildiği hastanelere geçiyor. Onun haricindekiler ya özele geçiyor, ya süresinin bitmesini bekliyor, ya da dil kurslarına yazılıyor yurt dışı için. Bugün İstanbul'da dil kurslarının yüzde 90'ı sağlık çalışanlarıyla dolu. Şuan İstanbul'da Almanca öğretmeni bulunamıyor. Almanca kursları dolu.
“DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLAN TÜRK TIBBI VE HEKİMLERİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİR”
Aydan OKUYUCU: Cumhurbaşkanımız “Suriyeli doktorları davet ederiz” diye bir önlem aldıklarını ifade ettiler. Tıp Fakültesi'nde komşu ülkelerdeki öğrenci, asistan, doktorlarla birlikte çalıştık ve kesinlikle Türkiye'de yetişen bir hekimin niteliğinde olmadıklarını gördük. Türk Tıbbı, hekimlerimiz dünyada en önemli ilk 3'te söz sahibi. Dolayısıyla buna sahip çıkmamız gerekir.
“CERRAHLAR AMELİYAT YAPMIYOR”
Silivri Devlet Hastanesi'nden pek çok hekim istifa etti, gitmek, başka hastanelere geçiş yapmak istiyor. Bunun yanı sıra daha önemli ve ilginç olan sorun şu; cerrahlarımız ameliyat dahi yapmıyor. Yıllardır yetişmiş, cerrahi yetisini kazanmış insanlar, ameliyat yapmıyor. Hastanedeki güvensiz ortam, şiddet, yeterli ortamın sağlanamaması nedeniyle cerrahlar ameliyat yapmıyor poliklinik yapıyor. Bu büyük bir sorun. Mesela beyin kanamasıyla acil hasta geliyor, ameliyat yapılamıyor. Doktorlar pasifize hale getirildi.
“GÜVENLİK ÖNLEMLERİ TALEP EDİYORUZ”
Sağlıkta şiddet şu anda ön planda; özellikle hekimlere yönelik olan. Hastane girişlerinde, bir AVM girişinden daha yoğun güvenlik önlemleri talep ediyoruz. Bir AVM'de hiçbir esnaf veya çalışan ölümle veya dövülmekle tehdit edilmiyor ama ülkemizde pek çok hekim ve sağlık çalışanı bunlarla tehdit edilmekle kalmıyor, yaşanıyor. Girişlere X ray cihazları yapılması gerekir. İnsanlar bıçağı ve silahıyla hastaneye girememeli. Şu anda maalesef bu konuda hiçbir güvenlik önlemi yok. X ray cihazı konusunda Başhekimiz Bakanlık boyutunda bir karar alınması gerektiğini söyledi.
“EN ÇOK TALEP ETTİĞİMİZ KONULARDAN BİRİ…”
Orhan Veli KESKİN: Bu bizim sendikamızın en çok talep ettiği konulardan biri. Zor bir şey değil. Kaymakamlığa, Adliyeye, Belediyeye girerken X ray cihazından geçiyorsunuz. Bunun için bir kanun gerekmiyor. Hastanedeki de, Adliye'deki de devletin memuru. Maliyeti yüksek bir cihaz da değil.
Kimliksizleştirerek yönetme çabası var. Bunlar iyi günlerimiz.
“KALİFİYE BİR HEKİM OLMUŞKEN, NEDEN DEVLET YANIMDA DEĞİL?”
Aydan OKUYUCU: Ben Anestezi Uzmanıyım. Şu an Mezoterapi, Hacamat eğitimi aldım Botoks, Dolgu eğitimi almayı düşünüyorum. Bu yaşadığımız sorunları yaşamak istemiyorum. Yıllarca eğitim alıp kalifiye, özelleşmiş bir hekim olmuşken neden devlet benim yanımda değil? Neden bu kıymetini kaybediyor? Ben şimdi zorunlu hizmetimdeyim diye çalışıyorum. Bittiği gün istifamı vermeyi düşünüyorum. Bu şartlarda çalışamıyorum.
Orhan Veli KESKİN: Bugün dolgu, botoks veya işte mezoterapi kursları var. Sağlık Bakanlığı da bunlarla ilgili birim oluşturdu. Bunların eğitimi alınıp sertifikalarla yapılır. İş Yeri Hekimliği var. Bahsettiğim kursların çoğunluğu cerrahi branşlarda uzman, özelleşmiş hekimler alıyor. Artık kendi işlerini yapmak istemiyorlar.
“GELİN GÜZEL GELİŞMELERE BİRLİKTE YÜRÜYELİM”
Sevginar SALİ: Hekimlere, HEKİMSEN'in kuruluşu ve temsilciliğini üstlenmeniz dolayısıyla bir çağrınız olacak mı?
Aydan OKUYUCU: Silivri'deki ve bu haberi okuyan tüm hekimlere seslenmek istiyorum. Yaşadığınız her sorunda lütfen bize ulaşın. Sendika olarak her türlü sorununuzu bizimle paylaşabilirsiniz. Lütfen HEKİMSEN'e üye olmayı unutmayın. Yalnızca üye olarak da hekim haklarıyla mücadelesine büyük bir katkınız olacak. Hekimler yıllardır şiddet nedeniyle sakatlandı, öldürüldü, haksız davalarla milyonluk cezalara çarptırıldılar. Şimdi Sağlık Bakanlığı yeni düzenlemeler getirdiğini ifade etmekte. Bu konuda hekimlerin sendikal anlamda birleşip ses çıkarmaların büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Huzurlu, keyifli, kazançlı, güvenli ortamını birlikte başaracağız. Bu haberi okuyan tüm hekimler lütfen siz de gelin, büyüyelim ve daha güzel gelişmelere hep birlikte yürüyelim.