“Kopya skandalının faturası kopyacı şebekeye kesilmeli”

“Kopya skandalının faturası kopyacı şebekeye kesilmeli”

05.08.2016 10:39:57

Eğitim-Sen Sendikası yaptığı açıklamada, 2010 yılındaki KPSS ile başlayan kopya skandallarının faturası “Masum insanlara değil, kopyacı şebekeye kesilmeli” dedi.

Eğitim-Sen Sendikası Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda ortaya çıkan kopya skandalları ile ilgili bir açıklamada bulundu. Sendika, asıl faturanın masum insanlara değil, kopyacı şebekeye kesilmesi gerektiğini dile getirdi. Yapılan açıklamada yer alan ifadeler şöyle: “2010 yılındaki KPSS ile başlayan kopya skandallarına karşı her türlü demokratik ve hukuki tepkiyi gösteren, her ilde eylem ve etkinlikler örgütleyen, bu tavrı nedeniyle üye ve yöneticileri hakkında soruşturmalar ve davalar açılan bir sendika olarak, geç kalmış adaletin adalet olmayacağını belirtmek isteriz.
Ankara 1. İdare Mahkemesi'nin 2010 KPSS Genel Kültür ve Genel Yetenek sınavlarını iptal etmesi, on binlerce masum insanın cezalandırılması anlamına gelmektedir. Hâlbuki sendikamız, 2010 yılındaki kopya skandalının ardından hükümeti defalarca uyarmış, kopyacıların bulunması talebimizi her alanda dile getirmiştir.

“YAPILAN TEK ŞEY; KADROLAŞMAYI HIZLANDIRMAK”
Ancak bu skandal sonrasında hükümetin yaptığı tek şey, dönemin ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan'ı günah keçisi ilan etmek ve ÖSYM'nin teşkilat yapısını değiştirerek kadrolaşmaya hız vermek olmuştur. Bu süreçte YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'a dair hükümet çevrelerinden tek bir eleştiri dahi gelmemiş, YÖK Başkanı'nın sorumluluğu tartışılmamış ve Özcan'ın YÖK bahçesine kurdurduğu kümes konuşulur olmuştur!
Ünal Yarımağan'ın yerine ÖSYM Başkanı olarak atanan Ali Demir ise “Kopya çeken çıkmazsa kurban keseceğim” demiş ve dileği kabul olduğu için koyun keserek personele dağıtmış, böylesi sığ ifadelerle skandalın üzeri örtülmek istenmiştir!
2011 yılında ise yaklaşık 1 milyon 700 bin adayın katıldığı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)'ndaki şifre skandalı patlamış, emeğine ve geleceğine sahip çıkmak isteyen, kopyacıların bulunmasını talep eden liselilerle birlikte üyelerimiz de sokaklarda polis şiddetine maruz kalmıştı.
Kopya skandallarına dair üzerine hiçbir siyasi sorumluluk almayan hükümet, kopya skandallarının faturasını sınavlara girecek adaylara ve sınav görevlilerine kesmiş, aşırı güvenlik önlemleriyle sınavları eziyete çevirmiştir.

ŞİMDİ SORUYORUZ!
•Kopyacıların ve ardındaki kişilerin yıllarca tespit edilmemesi, aradan 6 yıl geçtikten sonra sınavı emeğiyle geçmiş insanların işinden olma ihtimalinin yaratılması adalet midir?
•8 Nisan 2011 tarihinde Balıkesir'de “kopyacılar ve şifreciler bulunsun” diyen, aralarında üyelerimizin, öğrencilerimizin ve velilerimizin bulunduğu 45 kişiye 1 yıl 3'er ay hapis cezası verilmiş ve 5 yıl süreyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmıştı. Türkiye'nin dört yanında liseliler ve üyelerimiz sokak ortasında polis şiddetine maruz kalmıştı. Şimdi dönüp bu insanlara “Pardon!” mu diyeceksiniz?
•Neden sadece kopyacıların ve ardındaki insanların bulunup cezalandırılması yoluna gidilmemektedir?
•Bu skandalların siyasi sorumluğunu kim alacaktır?
Eğitim Sen olarak, böylesi bir süreçte suçsuz olan insanların emeğinin heba edilmemesi ve işlerinden olmalarının önüne geçilmesi gerektiğini tekrar belirtir, konuya ciddiyetle yaklaşılmasına dair hassasiyetimizin bilinmesini isteriz!”
Haber Merkezi

YORUM YAP