Ahmet Yücegök

KÖTÜ HABER!

"Klassis misafirlerine kapılarını kapattı !”
Cumartesi günkü gazetemizin ilk sahifeden haberi bu…
İnanmak istemediğim bir haber…
Ve…
Hala da inanmış değilim…
&&&
12 Eylül 1980 Darbesi sonrası…
Türkiye’nin değişim geçirdiği yıllar…
Bilindiği gibi…
12 Eylül 1980 öncesi…
Ekonomik sıkıntıların tavan yaptığı o yıllarda…
Terörün en azılı yılları ...
Her gün, onlarca kişi teröre kurban gidiyordu…
İktidarda CHP…
Hükümeti Bülent Ecevit kurmuştu…
Ambargolu yıllar…
Yokluk yılları…
Her kim hükümet olursa olsun kuyrukların kalkmadığı yıllar…
Yasa gereği, ara seçimler yapılıyor…
CHP hezimete uğruyor…
Zorunlu olmamasına rağmen, Başbakan Bülent Ecevit hükümeti, seçim yenilgisi gerekçesiyle istifa ediyor. Seçimin galibi Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel mecliste çoğunluğu olmadığı için azınlık hükümetini kuruyor. Ekonominin başına da dışarıdan, Turgut Özal’ı getiriyor…
Yeni Hükümet ilk iş ilk olarak o meşhur (24) Ocak kararlarını alıyor…
Bu kararlar …
Önemli kararlardı…
Ekonomide devrim yaratan kararlardı ama uygulaması zordu. Hatta, yoktu, denebilir o koşullarda. Her tarafta kuyruklar var. Terör zirve yapmış. Bir de büyük bir "devalüasyon” yapılıyor…
Bir görüşe göre o gün; alınan kararların başka türlü uygulama şansı yoktu . O nedenle "darbe” yapılması zorunluydu. Kararları kimse kabul etmiyordu ama ettirilmesi gerekiyordu. O nedenle 12 Eylül Darbesi yapılması gerekiyordu. Bunu destekleyen en güçlü argümanı ise bu kararları alan Turgut Özal’ın yerinde kalmasıydı…
Darbeyi yapanlar, hükümetin başı dahi tüm siyasi liderleri içeri alırken, darbe öncesi sivil hükümetin ekonomiden sorumlu bakanı ve bu kararların mimarı sayılanı, Turgut Özal bakan yapmışlardı. Sonra istifalar filan oluyor ama "(24) Ocak kararları” aynen devam ediyordu...
Biz gelelim Klassis Otel’e …
"Misafirlerine Kapılarını Kapattı” haberine…
Başında söylediğim gibi…
Cumartesi günü, yerel basında birinci haberdi...
&&&
Klassiz Otel’in doğumu da uyumu o günlere denk geliyordu. Yani, 1980’li yılların başı ve 1990’lı yıllar…
Silivri’de (5) Yıldızlı bir otel yapılıyordu…
O güne kadar (5) Yıldızlı bir otel nasıl olur hiçbirimiz bilmiyorduk…
Otelin sahibi, Hamoğlu …
Kendisi Tuğla Fabrikası sahibi olarak geçiyordu…
Biliyorsunuz …
Tuğla Fabrikası demek "toz, çamur, hava kirliliği v.s.” demek…
O yüzden...
İlk bakışta "tuğla fabrikası” ve (5) Yıldızlı otelin yan yana gelmesi, ayni kişide tamamlanması ters gibiydi ama bu olumsuz söylemi olumlu hale getirmek için "İngiltere’den ortağı varmış, işi bilen oymuş” deniyordu fısıltı gazetesinde…
Lakin…
Ne olursa olsun, yapımına karar verilmesine çok sevinmiştik…
Neyse…
O güne göre çok değişik bir mimari tarzla yapımına başlandı…
"Klassis Otel” adını en son duymuştuk…
Ve…
İnşası, yıllarca sürdü…
Arazi engebeliydi, denize doğru yarlar vardı, o nedenle çok büyük hafriyat gerekiyordu…
Hafriyat yapılırken çıkan topraklar Alipaşa Köyü tarafına doğru taşındı. Bu gün, hala görünen o tepecikler , o gün inşaat alanından çıkan topraklardır…
Nihayet…
İnşası tamamlandı…
Faaliyete geçmeden önce çok güçlü bir reklam kampanyası yürütüldü…
O reklam kampanyasından sonra, ülke genelinde "Klassis Otel” adı neredeyse , Silivri adının önüne geçmişti . Bunu gayet net olarak söyleyebilirim…
Ve, gayet iyi hatırlarım…
Silivri’de en çok konuşulan "bu kadar büyük para nereden geliyor”…
Bu büyük tesis için harcanan paranın büyük kısmı kredi deniyordu. Zamanın bakanı Özal tarafından çıkarılmış turizm kredisiymiş…
Açılış yapıldı…
Sonra …
Kumarhane kısımları açıldı…
Otelin "kumar” işinden çok büyük paralar kazandığı da söylendi. Ne var ki, o yıllarda "ülkenin her yanında "mafyalar” cirit atıyordu. Her akşam televizyonlarda bir birlerine "tehditler" yağdırıyorlardı. Bir ara Hamoğlu da bu tartışmaların içinde adı geçti. Bir Televizyon kanalında ki, bir programda zamanın İstanbul Emniyet Müdürü ile birlikte telefonla programa bağlanmışlardı...
Bu arada…
Hamoğlu Holding olarak ticari hayatına devam ediyorken İstanbul Kız Kulesinin onarımı işine girdiğini duyduk. Ardından , Kız Kulesinin İşletmesini aldığını duyduk. Ardından…
Seymen Köyünde Golf Sahası işletmesini de onun yaptığını duyduk…
Sonra …
İstanbul’da bile görülemeyecek büyüklükte bir AVM açılışı v.s…
Dediğim gibi…
Klassis büyük bir eser…
Peki…
Bunları niye yazdım…
Yalnız, Silivri’nin en büyük oteliydi de kapanıyormuş diye değil. Klassis Silivri için bir tarih sayılır…
Silivri için bir milat sayılır Klassis…
Onun doğuşu ile beraber Silivri’nin adı, ilk defa bu kadar geniş bir alanda duyuluyordu…
Ve, bu büyük eser sayesinde, ülkede tanınmış hatta dünyaca tanınmış bir çok insanla tanışıyordu Silivri…
Ve, en önemlisi de yüzlerce genç insan (5) yıldızlı bir işletmede hizmet veriyordu…
Keza…
Golf sahası o işletmenin bir uzantısıydı. Golf Sporu ile tanışıyorduk. Otelden biraz uzak olsa da Silivri adı anılıyordu haber kanallarında…
Kumarhaneler kapanınca işlerin azaldığı söylendi…
Aslında…
Kumarhanelerin kapanmasında en büyük zararı orada çalışanlar gördü. Onlar ki, en başta işsiz kalmışlardı. Hem de, iyi para kazandıkları bir işleri varken artık işsizdiler. Hem de, sıradan bir otel çalışanının birkaç katı ücret alırken …
Aslında …
Hamoğlu Holding olarak yatırımları büyüktü ama işletmeci olarak küçük düşünen biriydi. Ve, işveren olarak kötü olduğu algısı hakimdi. En basitinden "işçisine karşı kaba davranıyor”. İşçisine ödediği ücretin, tamamını bordroda göstermiyor, deniyordu…
Sonra bir kriz daha yaşanıyor…
Yine, bir çok çalışan, işinden oluyor…
&&&
2009 Yerel seçimlerindeydi…
Gayet iyi hatırlarım…
Oteldeki işinden çıkarılan onlarca kişi haklarını aramak için değişik partilerden destek arıyordu. Ve, destek için söz de almışlardı. O söze dayanarak, seçimler sonrası Silivri Belediyesi kendisiyle temas kurmuş "sorunu çözümü konusunda” söz de almıştı kendisinden…
Neyse…
"Kötü haber çabuk yayılır” derler…
Ama…
Yine de, bütün dileğim "aldığım duyum doğru çıkmasın” Klassis kapanmasın…
İyi haftalar…

SEVGİLİLER GÜNÜ
14 Şubat …
"Dünya Sevgililer Günü”
Televizyon kanallarında geçen bir haber…
Siyasi Partilerin Bayan Milletvekilleri Mecliste dans ediyor…
Hiçbir siyasi çıkar gözetmeden el ele tutuşan bayanlar. Sonra oyuna giren erkek Milletvekilleri...
Haberi izlerken gerilmiyorsun…
Dolayısıyla …
Etrafını da germiyorsun…
Ne güzel…

HAK ETMİYOR MU?
Kumluk Mevkii…
Dün…
Silivri’nin en güzel yeri sayılırdı …
Bu gün …
Yaz aylarında, kamyon ve minibüs içinde kilimi, mangalı, karpuzu ve diğer ihtiyaçlarıyla, Silivri dışından gelenlerin gözde mekanı …
Hele de akşamları…
Tozdan, dumandan görünmeyen bir yer…
Sanırım…
Burası da, Erseven Sitelerinin önünde olduğu gibi bir düzenlemeyi burası da hak ediyor…

YORUM YAP