Memleket ve dünya ne kadar karışıksa Silivri'de o denli sükûnet hakim oluyor çok şükür. Tıpkı dışardaki kavga, gürültü ve patırtının ardından akşam eve gidip kapınızı huzurlu bir yuvaya terk etmeniz gibiyiz ilçe sınırları içinde. Gün boyu aklınızı meşgul eden konuları geçtiğiniz o huzur eşiğinde bırakabilirseniz ne ala… Büyük bir meziyet bu, kolay kazanılmaz… Silivri iyi, hoş diye Türkiye'de, dört bir yanımızda, yakın ve uzağımızda yanan ateşleri unutamadığımız, aklımızdan çıkartamadığımız, erteleyip, öteleyemediğimiz aşikar. Köy yanarken, evimiz hiçbir zaman güvende olmaz, olamaz!
OHAL'DE KAYMAKAM HAKKINDA YAZI YAZMAK!
Olağan üstü halde Kaymakamlık makamının önemi epey artış gösterdi galiba. Açıkçası çok teferruatını bilmiyorum, öğrenmeye ihtiyaç duymadım; bu iyi mi, kötü bir şey mi karar veremedim şimdi bir anda. Faruk Bekarlar, Silivri'de gazeteci olarak tanıdığım beşinci Kaymakam. Ondan öncekilerin kişilik ve karakterini çözdüğümü çok rahat söyleyebilirdim… Şu an tam bir muamma içindeyim. Önceki durumlar ya benim tecrübesizliğim ya da şu an Bekarlar ciddi anlamda farklı… Bir bakıyorsunuz geçit vermeyen çelik gibi bir tavır, başka bir tarafıyla devletin şefkatli eli. Kaymakamlar çok etliye sütlüye bulaşmadan dönemlerini geçirir düşüncemi o buranın temel taşlarının bile kafa yormadığı mevzuların peşine düşerek, elini gerektiğinde her taşın altına koyarak sorgulatıyor. Disiplin kuralları epey sert sanki ya da benimkiler fazla esnek bilmiyorum o konuda da epey anlayış farkına girdiğimiz için ne düşüneceğimi kestiremiyorum. Bir ilgi ve alakayla gündemdeki konuyu değerlendiriyorsunuz bir selam vermeye çekiniyorsunuz! Yüksek bir dağa tırmanırken gözünüze ilişen kartala çığ altında kalmak tehlikesiyle selam çığlığı atmak ve atmamak arasında hissettiriyor.
Bir çok konudaki emeğinin yanı sıra özellikle son dönemde Kaymakamımız Silivri Öğretmenevi konusunda muhteşem bir iş çıkarttı. O gitse bile ardından uzun süre sahile attırdığı imza konuşulur kuşkusuz.
Bugüne özel asıl değinmek istediğim konu Kaymakamlığın öncülüğünde Silivri'de bir ilk gerçekleştirilerek, 7-10 yaş grubu çocukların fiziksel özellikleri doğrultusunda spor dallarına yönlendirilmek üzere hayata geçirdiği proje. Ve bunun ne kadar doğru bir iş olduğu. Kaymakamlığının öncülüğünde, Gençlik Hizmetleri İlçe Spor Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, İstanbul Valiliği İstanbul Çocukları Vakfı'nın destekleriyle Çocukları Sporla Rehabilitesi Projesi ilçemize geleceğimizin emanetçileri çocuklarımıza hayırlı, uğurlu, emek veren herkesten Allah razı olsun…
BİR TUR DA ADAY ADAYLARI İÇİN DÖNÜN…
AK Parti İlçe Başkanlığı diğer yerlerde de yapıyor mu bilmiyorum ama bence doneleri doğru okurlarsa Silivri'de geçmiş dönem ilçe başkanları ve yönetimleriyle istişare anlamlı bir çalışma. AK Parti'ye özellikle yerel seçimlerde iktidar hedefini ıskalatan en önemli neden kendi içindeki bölünmüşlük. Öylesine bir partiyi veya kimseyi desteklemek var bir de güçlü bir biçimde bu anlayışa sahip olmak… Bir insanı çok severken, çok kolay çok nefret eder duruma gelme tehlike ve potansiyelini taşıyorsunuz aslında. Aşırılıkları hassasiyet derecesi yüksektir… Verici tarafı da yıkıcı yönü de aynı şiddettedir. İşin rengi çok kolay değişebilir, her zaman da hazırlıksız gelir... Gerçi söz konusu siyaset olunca “değişim” her durumda hesaba katacağınız ilk şey olsa iyi olur.
Belki de bir tur da belediye başkan aday adayları için dönülür…
Ama bu kadar zaman ayrılıyorsa içine samimiyet katmakta yarar var. Herkes eteğindeki taşları içtenlikle ortaya döksün ki vaziyetler doğru anlaşılsın.
AK Partide bu demokratik yapı gibi görünme çabasını takdir ediyorum ben, öyle anlamayanlar olur diye belirtmek istiyorum… İnsanlara konuşmaları için ortam hazırlanıyor düşüncelerini söylemiyorlarsa şikayet etmeye hakları yok. Bakın CHP ve MHP'de siyaset yapanlara; fikirlerini soran eden yok, akıllarında kalan son düşünceyi açıkça ifade edene kadar rahat etmiyorlar. Daha doğrusu kendilerini layık gördükleri pozisyondakilerin rahatını kaçırana dek var güçleriyle muhalefet etmeyi görev biliyorlar…
Ne susmak ne de çok konuşmak esasen bütün sorunumuz içtenlik ve samimiyetten çok fazla uzaklaşmış olmak… Canımız yanarken acımıyormuş gibi yapmak, arkasından küfür ettiğimiz insanların yüzüne gülmek, bir adım yol gitmek istemediğimiz kişilerle dünya turuna çıkmak için bilet kuyruğuna gitmek vs…
İçinizden geldiği gibi davranın. Etrafınızda da öyle insanlar olmasına gayret edin. Sizi sevmeleri veya hoşunuza giden şeyleri değil gerçek fikirler ve durumlara bağlı kalan kişiler üzerine kurun hedef ve geleceğinizi… Kandırmak da kandırılmış olmak kadar fena bir şey… Kolay değil, insanın kendi kendisiyle mücadele etmesini gerektiriyor biliyorum… Ama öbür türlüsü kendi kendinizi kandırmak…
AK Partiye yazıyorum ama aslında kendime söylüyorum çoğunu da… Kendinize bir iyilik yapın ‘Bu nasıl iyilik' demeyin… Aldığınız ilaçları düşünün… Hangisinin tadı iyi ki?! Ama iyileştirici… İyi ve iyileştirici şeyler onlara ihtiyaç duyduğumuz zamanlara göre farklılık arz eder onu da unutmayın. O, şu bu derken insan aslında en büyük çabayı doğasına, örf, adet, gelenek, etik değerlerine, yetiştiği / yaşadığı kültüre uygun kalabilmek için veriyor…