İnanın artık neredeyse kendimden şüphe duymaya başlayacağım. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerinin hataları hep benim mi gözüme ilişiyor? Yoksa gayet başarılılar, saygılılar, görgü ve nezaket sahibiler, protokol kurallarını biliyorlar da ben mi görmüyorum? Gözümüz bozuk da o kadar da değil herhalde dimi? Geçenlerde de eğitimcilerle sohbet ederken nerede ne kadar dönen dolap varsa bir şekilde önüme serildiğini, nasılsa bir şekilde olumsuzlukların da bana denk geldiğini söylediler. Onlar anlatmaya bile cesaret edemezken, olayların böyle gelişmesinden gayet memnunlar ve adeta eğleniyorlar.
Hele dünkü Mevlana programında olanları bir görseydiniz… Ben şahsen hayretler içerisinde kaldım. Oysaki her zaman olduğu gibi okul öğrencilerinin hazırladıkları programı izlemeye ve sadece işimi yapmaya gitmiştim. Daha geçen hafta yaşanan protokol krizinin bir yenisinin ve bu kadar çapıcı bir şekilde önümde yaşanacağını nereden bilebilirdim ki? Yoksa evrene bir takım mesajlar gönderiliyor da bunlar bu yüzden mi böyle karşıma çıkıyor?!
Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atandıkları günden bu yana Yönetici Değerlendirme sürecinin etkisiyle çizilen kötü imajlarını tam da bir temizlik projesiyle sil-meye çalışan yöneticiler, ne yazık ki protokol krizlerini yaratmakta "usta” çıktı. Bu konuda gerçekten üstlerine yok.
Proje açılışında Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Bora Balcıoğlu’na söz vermediler, dün Mevlana programında da karşılamadılar ve yer de göstermediler. Davet ettikleri Silivri Belediyesi’ni temsilen bütün işini gücünü bırakıp ilçe programına katılan Belediye Başkan Yardımcısına "Hoş geldiniz” diyen bile olmadı. İnanmayacaksınız ama görmek isteyen de olmadı gibi geldi bana.
Bari ben kalkıp yer vereyim dedim. Nasıl olsa görürler, önde oturan şube müdürlerini kaldırırlar, Başkan Yardımcısına yer açarlar diye sabırla bekledim. Balcıoğlu, yanında oturan şube müdürüne kırgınlığını dile getirdi, o da okul müdürüne haber verdi. Ev sahibi olarak Okul Müdürü ayağı kalktı ama İlçe Müdürümüz kılını dahi kıpırdatmayınca ve görmezden gel-meye devam edince Balcıoğlu arkadan öne geçmedi.
Ahmet Ay’ın neler oluyor ne bitiyor, umurunda dahi olmadı. Pes doğrusu! Bir an mumyalaştığını falan sandım. Sadece o mu önde oturan şube müdürlerinde de aynı kalıp. Sağ sola dönüp bakmaz mı insan, bir şeyler konuşuluyor ne oluyor ne bitiyor diye merak etmez mi? Hepsi aynı tornadan çıkmış sanki. Aynı şekilde işlenmiş, hooop göreve sürülmüş. Hangi amaca ve kime hizmet ettikleri herkesçe biliniyor. Her adımlarında da bunu kanıtlıyorlar. Açıkça sanki şu mesajı veriyorlar; "Zaten formaliteden davet ettik, sen de suyunu çıkarma şimdi. Fazla yaklaşma, hatta uzak dur. Madem geldin arkada oralarda otur bir yerde. Mümkünse de bundan sonraki programlarımıza gelme. Başımız yanar, koltuğumuz gider. Biz ettik, siz etmeyin. Dönem böyle, ne yapalım? Elden ne gelir?”
Kolaylaştırayım bari işlerini. Anlayın onlarınki de zor! Yöneticiler yöneticisine de bu krizler de artık dönemin huyundan suyundan! Ne yapacaksınız kaçınılmaz!
Tüm Silivrililer tarafından çok sevilen, saygı, ilgi ve vefasıyla bilinen Başkan Yardımcımız Bora Balcıoğlu, böyle bir çirkinliğe maruz kaldı. Buna rağmen tüm nezaketiyle yine de arka sıradan programı izledi, bitmeden de ayrıldı.
Protokol kurallarını bilmeyen, nezaket ve saygıdan uzak, soğuk ve ilgisiz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerimiz için anlaşılan krizler bir tutkuya dönüştü. Bu uğurda yapmayacakları yok. Bakalım bizi daha neler bekliyor? Valla tüm fiyaskolara hazırım. Ne de olsa "Ustalar” aramızda. Kimsenin düşünemediğini, hayal bile edemediğini onlar bir bir gerçekleştiriyor. "Kriz ustalarımız” iş başında haberiniz ola...
Mevlana’nın bir sözüyle nokta koyalım;
"Günün adamı olmaya çalışma,
Hakikatin adamı olmaya çalış.
Çünkü gün değişir,
Hakikat değişmez.”
