Zaman zaman hepimizin içine düştüğü bir tuzak vardır: erteleme. Yapılması gereken işler birikmeye başlar, görevler gözümüzde büyür ve biz adım atmaktan kaçınırız. Erteleme, yalnızca işlerimizi geciktiren bir alışkanlık değil, aynı zamanda duygusal bir yük de yaratır.
Peki, neden erteliyoruz ve bu ataletten nasıl kurtulabiliriz?
Erteleme alışkanlığının ruhsal sebepleri derin ve çok katmanlı olabilir. Genellikle bilinçaltımızdaki bazı korkular, inançlar ve duygusal engeller ertelemeye yol açar.
Bir işin zor olacağını düşündüğümüzde ya da sonucundan emin olmadığımızda kaygı devreye girer ve ertelemeye başlarız. Aynı şekilde, işin en iyi şekilde yapılması gerektiğine dair bir mükemmeliyetçilik hissi, bazen hiç başlamamaya bile sebep olabilir. “Mükemmel olamayacaksa, hiç olmasın” düşüncesi ertelemenin sık görülen sebeplerindendir.
Ertelemenin temelinde en çok kaygı ve mükemmeliyetçilik olmasıyla beraber;
Başarısızlık korkusu,
Kontrol ihtiyacı,
Motivasyon eksikliği ve anlam arayışı,
Kendini tanıma ve farkındalık eksikliği,
Değersizlik hissi,
Bilinçaltındaki dirençler,
Tükenmişlik ve ruhsal yorgunluk,
Kendini sabote etme gibi sebepler yer alır.
Peki ne yapabiliriz?
*Küçük Adımların Büyük Gücü
Büyük projeler göz korkutucu olabilir, çoğu zaman zihinsel yük yaratır ve bu yükün altında ezilmek daha fazla ertelemeye yol açar. o yüzden bir işi küçük parçalara bölmek ve her adımı ayrı bir hedef olarak ele almak çok etkili bir yöntemdir. Başlangıçta yalnızca 10 dakikalık bir çalışma yapmak bile, zamanla daha uzun ve verimli çalışma süreçlerine dönüşebilir. Bu, hem erteleme alışkanlığını kırmak için hem de üretkenliği artırmak için etkili bir yöntemdir. Ayrıca, küçük adımlarla başlamak, mükemmeliyetçiliği aşmanıza da yardımcı olur. “Mükemmel” olmak zorunda değilsiniz; önemli olan bir adım atmak ve yol almak.
*Kendinize Karşı Nazik Olun
Kendinizi eleştirmek yerine anlayış göstermek, erteleme döngüsünden çıkmanın ilk adımı olabilir. Ertelemenin ardında yatan sebepler genellikle duygusal ve zihinsel yorgunluklardır. “Neden başaramıyorum?” diye kendinizi suçlamak yerine, “Şu anda neden zorlanıyorum?” sorusunu sormak daha yapıcı olacaktır. Bu, kendinizi daha iyi tanımanızı ve sorunlarınızla yüzleşmenizi sağlar.
*Zaman Yönetimi Tekniklerini Kullanın
Zaman yönetimi özellikle uzun süre odaklanmayı zor bulanlar için faydalıdır. 25 dakikalık odaklanma ve 5 dakikalık mola döngüleriyle çalışmak, ertelemenin önüne geçmekte etkili olabilir. Ayrıca, yapılacak işlerin bir listesini oluşturmak ve en acil olanları belirlemek, size hem net bir plan sunar hem de motivasyon sağlar.
*Atâleti Kırmak İçin Fiziksel Hareket
Zihinsel yorgunlukla mücadele etmenin yollarından biri de fiziksel harekettir. Atâlet duygusunu kırmanın en etkili yollarından biri, harekete geçmektir. Kısa bir yürüyüş, esneme hareketleri ya da sadece bulunduğunuz ortamı değiştirmek bile enerjinizi tazeler ve zihninizi berraklaştırır.
*Ödüller ve Teşvikler
Kendinize küçük ödüller vermek de motivasyonu artırmanın bir yoludur. Belirli bir aşamayı tamamladıktan sonra sevdiğiniz bir aktiviteyle kendinizi ödüllendirmek, erteleme eğilimini azaltabilir. Küçük ödüller, beynin dopamin salgılamasına yardımcı olur ve bu da motivasyonu güçlendirir.
Erteleme ve atâlet, zaman zaman hepimizin mücadele ettiği bir sorundur. Ancak bu duyguların geçici olduğunu bilmek ve onların üstesinden gelebileceğimiz yolları keşfetmek, işleri daha yönetilebilir hale getirir. Küçük adımlar atarak, kendinize anlayış göstererek ve uygun stratejiler geliştirerek bu kısır döngüyü kırabilirsiniz.
Unutmayın, başarı hissi, yalnızca büyük görevlerin tamamlanmasıyla gelmez; küçük ve basit adımları atmak bile aynı etkiyi yaratabilir.
Bir niyet; Başarısızlık korkusunu, mükemmeliyetçiliği ve kendimi sabote etme eğilimimi serbest bırakıyorum. Şu andan itibaren, her adımımda küçük de olsa bir ilerleme kaydetmeye, zihnimi ve ruhumu hafifleten, bana anlam ve huzur veren görevleri kolaylıkla yerine getirmeye niyet ediyorum.
Teşekkür ederim.Tavsoyelerinizi dikkate almaya niyet efiyorum.