Merkezde İBB'nin yaptığı, SBB'nin seyrettiği çalışmalar sonunda esnafın yoğun olduğu bölgelere ulaşmak hayli zorlaştı. Zaman içinde belki düzeltilir beklentisi sürerken yenileri ekleniyor. Şimdi de sanayi sitesinin girişi bariyerle kapatıldı.
Karayollarının mı, Büyükşehir'in mi yaptığı tartışmaları sürerken; akla kaybedilen seçimin intikamı alınıyor şüpheleri takılıyor. Uzun süredir kan ağlayan esnafın; böğrüne bariyer saplamanın, yoluna kaldırım döşemenin mantıklı bir açıklamasını bulmak çok zor. Üç beş kendini bilmezin ters yönden çıkış yapmasını bariyere gerekçe gösterenler, komik olmayın. Ters yönde giden var diye E-5 trafiğe mi kapatılacak? Yanlışların faturasını küçük esnafa çıkarmanın vebali büyük olur.
Alışveriş merkezlerinin küçük esnaf üzerindeki olumsuz etkisi her geçen gün daha da çok hissedilirken, esnaf bir de bariyer ve kaldırımlarla engelleniyor. İstanbul'un, göbeğindeki dev AVM'ler sekiz şeritli yolların tıkanmasına neden olurken, hiç kimsenin aklına bariyer çekmek gelmiyor. Silivri'deki Kipa, Gökkuşağı ve Maksi'nin girişleri sanayi girişinden daha tehlikeli. Onlarda yoğunluk ve tehlike daha fazla olmasına rağmen, bariyerle kapatıp arkadan dolaşılsın denemezken, küçük esnafa karşı bu hoyratlığın ve hoşgörüsüzlüğün sebebi ne olabilir?
Yüzsüzce, rahatça yapılan uygulamalar bazı hazırlıkların öncüsü olabilir mi? Belediye meclisimizde bu hafta oylanacak olan sanayi sitesi yanındaki yerin ihtişamını ortaya çıkarmak gerekir. Kısa sürede Silivri dev bir plaza kazanırken, plazanın dibindeki çirkin sanayi görüntüsünün ortadan kalkması lazım. Bu iş güzellikle olamayacağına göre yıldırarak, iş yapamayan esnafın dükkânını yok pahasına elinden çıkarttırarak gerçekleştirilebilir. Bariyer bu işlerin başlangıç düğmesi ise çok ayıp. Yazıklar olsun. Bu ayıp aynı derecede tehlike arz eden Maksi'nin önünün de bariyerlenmesiyle veya sanayi önündeki bariyerin sökülmesiyle temizlenir. Sanayi için arka taraftan giriş gösterirken, Maksi için de arka taraf önerilmeli. Küçük esnaf ölsün istenmiyorsa, hiç olmazsa girişte eşitlik sağlanmalı.
Uzun vadeli bir planın parçası ise yapılabilecek fazla bir şey yok demektir. Birilerinin işgüzarlığı ise küçük esnafı seviyor ve koruyorum iddiasındakileri göreve davet ediyorum. Esnafın ekmeğiyle oynanmasın. Bütün siyasi partiler, belediye başkanı ve meclis üyeleri el ele verip bu konuyu çözümlesinler. Ak Parti'nin varlığından bahsedilemeyeceğinden, büyük görev Karakaş'a düşüyor. Söz verilmemesini onur meselesi yapıp, protesto gerçekleştirenden, esnafın sorununu da gurur konusu yapmasını beklemek hakkımız. Silivri'nin planlayıcısı "Bana sormadan nasıl bariyer çekersiniz!" diyebilecek mi? En önemlisi İ.B.B meclisini protesto edebilecek mi? Çok şey istediğimin farkındayım. Neylersiniz, ekmek parası.
Kongre arifesindeki oda başkanı adayları: cılız tepkiler yerine, bir araya gelip ortak ve güçlü tepki oluşturun. Koltuk kavgasından önce, esnafın kavgasını yapabilmek kazanana da, kaybedene de prestij sağlar. Bariyer kalkmadan yapılacak kongre; adaylara da, esnafa da eski yazacaktır. Adaylar ilk icraatınız bariyer olsun. Netice alamazsanız adaylık size haram olsun.
Necati Özkök'e yazmayacağım diye söz vermiştim. Çırak yetiştiremeyen usta olarak, bu konudaki ustalığını merakla bekliyorum. Kaybederse bana olan kızgınlığından köşe yazarlığına başlayacak. Şimdiden Hürhaber'e hoş geldin diyorum. Yazarlığın boş boş konuşmaktan daha zor olduğunu belirtmeliyim. Eğlenceli olacak, Hürhaber'in okuyucusu daha da artacak. Bir sonraki dönem adaylığından kurtulmuş oluruz. Rahat durmaz, açıklamalarını beğenmediği adayların hazırlıklarını yazılı yapar! Nasıl olsa onun yazdıklarını bütün esnaf yere göğe koyamıyor. Değil mi ya?
Bariyersiz kalın, adaysız kalın; köşe yazarsız kalmayın.
EKLEME: SBB Meclisi Şubat ayı birinci oturumuna ilgi çok fazlaydı. CHP'deki kan değişikliği beraberinde takibi de getirdi. Cuma günü ayakta kalacak olsam da ben memnunum. Silivri'de gelişmeleri yakinen izleyecek bir kitlenin çoğalması her yönden yararlı olacaktır.
Dışardan bakıldığında Ak Parti Grubu’nun ne yapmak istediği tam olarak anlaşılamadı. Önergelerin meclis üyelerince ayrı ayrı okunması; anlaşım bozukluğuyla birlikte, meclis görüşmelerini bloke etmek istermiş gibi algılandı. Provası yapılmamış bir oyun sahnelenirmiş gibiydi. Sürekli izleyiciler Osman Nuri Karabulut'u andılar. Kim ne derse desin Karabulut-Aydoğan atışmaları çok daha kaliteliydi. Hoş bir seda olarak kaldı…