İbrahim Çeşmecioğlu

Kültür insanı, doğa hayvanı korur

Aşağıda yazdıklarım için sığır soyunun affına sığınırım. Beynime gayret olsun diye elimi şakağıma dayayarak epey düşünsem de bu sığırlara bir sıfat ve yakıştırma bulamadım çünkü!

Fotoğraftaki kayalara kazınmış buluntu, dünyadaki ilk yazılı tarım anıtıdır. Geç Hitit dönemine ait olup M.Ö 727-742 yılları arasında yapılmış, Konya'nın Ereğli ilçesinde bulunmaktadır. Görünen iki insan figürünün arasında ise: “Ben hakim ve kahraman Tuvana Kralı Varpalavas; sarayda bir prens iken, bu asmaları diktim. Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin” yazmaktadır. Bölgenin ve insanlığın, medeniyete yürürken tarımı basamak yapıp yükseldiği; avcı toplayıcı toplumdan besinde çeşitliliğe, bolluğa, uygarlığa yol alındığını ilk hem de en somut biçimde bu eserle delillendirebiliriz.

İşte bu kadar kıymetli bir buluntuyu akıl yoksunu dübürzadeler kendilerine nişangah yapıp, kurşunlamışlar!

Ne yazsam içim hafiflemez hainlere ama şöyle bir yorumum olacak onlar adına: Diyorum ki.. Yüce Allah bunları yaratmamış da, sanki tiksindiği için tükürmüş yeryüzüne! Değil mi?

Hani bazıları Allah'a “yarattın da niye takip etmiyorsun” şeklinde sitem eder ya.. Hah işte ben diyeyim; yaratmamış çünkü iğrenip de tükürmüş bunları. Müküs, ifrazat, cerahat, sekresyon gibi yani.

Bize gelince..

Allah'ın tükürdükleriyle yarattıklarının farkında olmayacaksak, kafatasımızın içine bir buçuk kilo çeken beyni niye koydu acaba! Belki merak eden olur ve isyan eder artık memleketim de! Öyle ya, KÜLTÜR İNSANI, DOĞA HAYVANI korur efendim. Kültürün atası da beyindir anlaşılacağı üzere!

Diyeceğim bundan ibaret; kalın sağlıcakla.

***

TÜİK verilerine göre, yurdumda ne işe, ne okula gidebilen tam üç buçuk milyon kadın varmış!.. Demek ki ne eğitimde, ne sosyal yaşamda kadın hak ettiği yerde olamıyor, çok açık!..

Ve yine benim memleketimde, kadına şiddeti önlemek için tam beş milyon erkeğe eğitim verilecekmiş!.. Demek ki, kazık kadar adamları eşine zorbalık yapmaması adına eğitmek istediğimize göre, erkek türü ne evinde, ne okulda kendine ve yurduna yakışır bir eğitim alamıyor, bu da çok açık!..

Tarihte bütün büyük medeniyetler su kenarında kurulmuştur. Öyleyse, benzerini üzülerek izlediğimiz pek çok olumsuz veriye göre: üç tarafı denizler, bünyesinde onlarca büyük nehir bulunan bu çileli memleket neden hala Mustafa Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyet hedefinin yanından bile geçemiyor? Artık günü kurtarmayı bırakıp, şahsen benim de erkek olmam sebebiyle yerin dibine girdiğim bir çok rezalet boyutunu aşan meseleyi sağlıklı analiz ederek, sebep sonuç ilişkisi üzerine adamakıllı düşünmek gerekmiyor mu?

Günaydın diyeceğim ama gün zaten aydın, artık içinde bulunduğun durumdan vazife çıkarıp sen aydınlan insan kardeşim..

***

Eğer kışın finali gibiyse yağan kar,

sanki gitmeden bir son kez,

hepimize söylemek istedikleri var:

anasonun tazesi,

rakının yenisi,

dostun eskisi makbuldür..

Sabredin, bunun arkası bahar,

vurun kadehleri,

şerefe, vatana ve aşka..

cümleniz olsun ümit var.

Gün sönerse sönsün,

geceyi aydınlatır elbette kar..

bütün kiri örtsün son bir kez,

nasıl olsa bunun ardı bahar.

İnsan ki, bir ölümlü fani!

gün gelir, ne kış kalır ne ilkbahar..

YORUM YAP