Bir önceki yazımda küresel çip krizinin temel sebeplerinden küresel iklim krizini ele almıştım. Bu sayıda da pandeminin ve yeni dünyanın yeni ekonomik düzeninin etkilerini ele alacağım
2. PANDEMİNİN ETKİSİ
Malumunuz pandemi Çin'de başladı ve o bölgeye hızlıca yayıldı. Yayıldığı ülkeler arasında çip üreten ülkeler olduğu için fabrikalar uzun bir süre boş kaldı. Fabrikalara gelmesi gereken hammaddeler de lojistiğin sekteye uğraması nedeniyle üretim tesislerine ulaşamadı. Ulaştığı zamanda da fabrikalarda işçiler olmadığı için üretim yapılamadı. İşçisi olan fabrikalarda da işçi sayısı azaltılmaya gidildiği için üretim kapasitesi düştü. Öte yandan Malezya, Endonezya ve Hindistan gibi bazı ülkelerde pandemi ciddiye alınmadığı için covid hızla yayıldı. Sağlık sistemleri çöktü. İnsanlar çok hızlı bir şekilde covide yakalandığı için işlerine gidemediler. Bu durum da üretimi sekteye uğrattı. Bu nedenlerden ötürü de Asya Pasifik bölgesinde üretim kapasitesi çok ciddi oranda düştü. Kriz iyice derinleşti. Öte yandan pandeminin etkisiyle evlere kapandığımız için teknolojiye olan ihtiyacımız da aynı oranda arttı. Bilgisayar, tablet, telefonlar ve oyun konsolları satışları tavan yaptı. Playstation ve X-Box'lar pandemi zamanında rekor satış yaptı.
Otomotiv sektöründe de benzer talep artışı oldu. Fakat otomotiv sektöründe bazı hesap ataları yapıldı. Bazı önemli firmalar pandeminin etkisiyle nasıl olsa özel araçlara talep olmaz diye düşünerek geleceği yanlış ön gördükleri için yıllık çip alımlarında planlama hatası yaptılar. Bundan dolayı da ellerinde biranda çip kalmadı. Şuan en çok otomotiv sektöründe çip krizinin yaşanmasının temel sebeplerinden en önemlisi de bundan kaynaklıdır. Tedarikçilerin ellerindeki çipler diğer sektörlere verildiği için otomotiv endüstrisine çip kalmadı. Bu sebepten dolayı bazı firmalar üretimlerini tamamıyla durdurdular. Bazı firmalar da alternatif çözümler üretme yoluna gittiler. Örneğin ismine burada yer veremediğim bir firma Güney Kore pazarında herhangi bir bilgisayar donanımına sahip olmayan arabalar üretmeye başladılar. Diğer ülkelerde bu tür araçlara rağbet olmadığı için satışları sadece Güney Kore ile sınırlı kaldı. Bu sebepten dolayı bu ülkede sıkışıp kaldılar.
3. YENİ DÜNYANIN YENİ EKONOMİK DÜZENİ
Takvim yapraklarını 30yıl öncesine çevirdiğimizde çip üretimi genelde Japonya, Amerika ve Amerika'da yapılmaktaydı. Üretim maliyetlerinin daha düşük olması sebebiyle de üretim yavaş yavaş Güney Kore, Çin ve Tayvan'a kaydı. Hammadde kaynaklarına yakın olmaları da en önemli etkenlerinde başında geliyor hiç şüphesiz. Yarı iletken dediğimiz çipler zamanla çok değerli olmaya başladı. 20. Yüzyılda petrol ve doğalgaz değerliyken günümüzün değerlileri ve kıymetlileri yarın iletkenler yani çipler oldu. Tam bu noktada yarın iletkenlerin stratejik öneme sahip olduğunu vurgulamak gerekir. Öyle ki; Çin hükümeti Güney Kore veya Tayvan ile bir şekilde anlaşsa ve çipleri vermiyoruz dese Batı endüstrisi ciddi anlamda krize girer. Çok rahat bir şekilde çöker. Bunun bilincinde olan Avrupa ve Amerika ise son zamanlarda üretimi kendilerine çekmeye yönelik çalışmalar yapmaya başladılar. Aslında çip üretim tesislerinin %10'u Amerikan topraklarında fakat bu onlar için ve dünya için yeterli değil. Daha fazla üretim tesisi kurmak için girişimlerini yapmaya devam ediyorlar. Hedefleriyse bu tesisleri %50'nin üstüne çıkartmak. Aynı şekilde Avrupa ülkeleri de çip fabrikalarına ciddi anlamda yatırım yapmaya başladı. Örneğin İtalya hükümeti bu fabrikalarından hiç vergi almayarak ciddi bir teşvik sağlama yoluna gidiyor Bu tür teşviklerin yanı sıra Asya-Pasifik bölgesindeki tedarikçileri de verdikleri büyük orandaki sipariş miktarlarıyla bir anlamda sıkıştırma yoluna gidiyorlar. Tamamen stratejik olan bu sıkıştırma üretim tesislerini kendi ülkelerinde kurdurmaya yönelik. Asya-Pasifik bölgesindeki tedarikçi firmalarsa krizden kaynaklı sipariş alamadıkları için daha doğrusu talebe yetişemedikleri için batılı ülkeler tarafından üretim yapamıyorlar zaten diye dilden dile köşeye sıkıştırılmış oluyor. Bu sayede de kriz daha da derinleştirilmiş oluyor. Bu durumda da Batılı ülkeler üretim tesislerini kurmaya yönelik süreci de kendilerince hızlandırmış oluyorlar. Yeni dünyanın yeni ekonomik düzeninden de kastım tam olarak bu aslında.
PEKİ, BU KRİZ NE ZAMAN BİTER?
Bazı iyimser uzmanlar küresel çip (yonga) krizinin bu yılın sonlarına doğru bitmesini ön görüyorlar. Fakat bu konuda kendilerine katılmadığımı üzülerek belirtmek isterim. Konunun uzmanı değilim fakat uzun yıllar Asya-Pasifik özelinde çalışmalar yapıyorum. Bu doğrultuda da yerel tedarikçilerle irtibat halindeyim. Sektörün içinde olan dostlarla konuştuğum zaman ön gördükleri kadarıyla 2023 yılının sonlarına doğru bu kriz çözülmeye başlayacak. Amerika ve Avrupa'daki ülkeler de üretim tesislerini hızlıca kurup üretim süreci hızlandırırsa kriz daha da çabuk bitecek.
Türkiye özelindeyse; ülkemizde büyük çapta yarı iletken üretim tesisi ne yazık ki yok. Ülkemizde de ‘Milli Yarı İletken Üretim Tesisi' olursa en azından kendi ülkemiz özelindeki çip ve yarı iletken ihtiyacını karşılayabiliriz. Bu sayede de dışa bağımlı/bağlı olup dışarıdan hammadde beklememiş oluruz. Nitekim sipariş verildiğinde bile tedarik süreci ayları bulabiliyor. Bu da üretim sürecini sekteye uğratıyor. Tedarik sürecine bağlı olarak da fiyatlar anlık değişkenlik gösteriyor. Bu fiyat değişkenlileri de şirketlerin satın alma bütçelerini önemli derecede etkiliyor. Bu doğrultuda Milli Üretim Tesisi şart. Yerli otomotiv, yerli uçak ve yerli tank üretimi yapma girişiminde bulunan ülkemiz gidip yerli olmayan mikro çip kullanırsa o iş yerli olmaktan çıkar. Zira mikro çipler o işin kalbi. Bundan dolayı da stratejik açıdan yerli üretim tesisini hayata geçirmek elzem. Bunu yapabilecek insan gücümüz de var. Geriyeyse akıllıca stratejik adımlar atmak kalıyor..