CHP adayı ya da Millet İttifakı Silivri adayını beklerken değinmek istediğim konu daha çok tartışma, yorum kaldırır bizim de çorbada tuzumuz olsun…
Bugün haberinden de okuyacağınız gibi İYİ Parti İlçe Başkanı Ozan Ersaraç, Millet İttifakı kapsamında CHP'nin Silivri'de belediye başkan adayı çıkartmayıp, onların belirleyeceği ismi desteklemeleri hususunda oldukça istekli görünüyor. Teşkilat tarafından da bu konuda bilinçli olarak algı oluşturulma, taraftar toplama girişimleri dikkat çekiyor.
Dün İlçe Başkanı Ozan Ersaraç ile görüşmemizde “Millet İttifakında Silivri'de ibre İYİ Parti'den yana” dedi ve sonunda manalı manalı, “Bugünkü yazınızı okudum Sevginar hanım! Allah hepimizin İYİ'liğini versin inşallah…” sözleri ve karşılıklı iyi niyet dileklerimizi ileterek konuşmamızı sonlandırdık.
İYİ Parti'yi anlamak ya da hak vermek isterseniz çok kolay… Her parti söz konusu ittifakın sonuçlarını elde etmeyi istemekte kendi adına haklı. Son seçim verilerine dayanak soruyorum; AK Parti %34'lük oy oranını, Silivri'de %8'lik MHP'ye bırakıyorsa, %10'la İYİ Parti, CHP'nin %35'ini niye istemesin? ‘İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara' der ve ister!
Konunun masa başı anlaşmalar ile ilgili kısmına nokta koyup sokağa göz atmaya ne dersiniz?
Silivri'nin uzak mahallelerinde kahvede oyun oynayan sıradan insanlar bile AK Parti'nin Silivri'de aday çıkartmayıp MHP'nin adayını destekleyeceği haberine ilişkin görüşlerini “Şok oldum” diye tanımlıyorsa AK Parti'de aktif siyaset yapanların durumunu benim anlatmama gerek yok sanıyorum.
AK Parti'nin de CHP'nin de etkin isimlerinden duyduğum bir değerlendirmeyi sizlerle paylaşmanın tam zamanı… Seçmen ve adaylar AK Parti ile MHP'nin ittifak anlaşmasını zar zor hazmetmeye çalışırken, Millet İttifakı da benzer bir senaryoda film çekmeye karar verirse Silivri'de belediye başkan aday sayımızda artışa hazır olun…
‘Bağımsız başkan iş yapamaz' falanı geçin, seçildikten sonra tüm ittifakçılar kendi saflarına çekmek için başka bir yarış olur çünkü…
Küskünler sayısındaki artış, adayların çoğalması neticesi doğurur…
Bakalım aday olmayı başaranlar küskünlerin gönlünü, oylarını bölecek başka adayların çıkma cesaretini kıracak kadar, kazanmayı bilecek mi?
Ha “CHP'nin aday adayları partilerine başkaldırabilir AK Parti'ninkiler yapamaz” diyorsanız ‘sessiz atın çiftesi pek olur'u düşünün… Ya da sözde alenen verilen desteklerin, gizliden kurulan kösteğin dik alası olabileceğini… Valla kim ne derse desin bildiğim bir şey var; eğer nefsini ameliyatla aldırmadıysa kimse kendisi yerine tercih edilen birinin başarılı olmasını istemez. Yerine seçilen kişiyle ilgisi yok mevzunun, ki olabildiği durumlar da olur… Kendine biçtiği yüksek değeri, verdiği kıymeti başkalarının da vermesini isteyen insanlar genelde aktif siyasetteki figürlerimiz. Güçlü olmak, takdir edilmek, saygı duyulmak istemeyen insanlar yoksa niye gidip siyaset yapsın; evinde oturur ya da gezer, tozar hayatını yaşar.
Hani durmadan tekrarlıyor ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi tanımlarken “Biz milletimizin efendisi değil hizmetkârı olmaya geldik” diye… ‘Bir sözü 40 kere söylersek olur' deyimini kafadan boşa çıkartır örnekteki durum; 40 bin kere de söyleseniz bir şey değişmez yani… Valla efendilik fırsatı eline geçmişken kim kendini hizmetkârlık için yırtar yapmayın Allah aşkına...