Ferhan Tezcan

Lig 21 takımla olur mu?

1959 yılıydı. Türkiye'de futbol  artık  profesyonel  düzeye  gelmiş ve  bir  ligin  kurulması  futbolla uğraşanları  ''mecbur'' hale getirmişti. 16  takımlı  lig  kuruldu ve  maçlar  gruplar  halinde  oynanmaya  başladı. Ama  sanki bir  eksiklik  vardı. Takım  sayısı sanki  az gibi  görünüyordu. Yine  futbolla  uğraşanlar  İstanbul'dan  katılan  bazı  takımları da  katarak lig  22  takıma çıkardılar. Sene  1963'dü.

Bu  22  takımlı  ligi  Türk  futbolu  taşıyamadı. 1965  yılında  lig  tekrar  16  takıma  döndü.  Çünkü çok  takımlı lige  sadece  takım  sayısını  arttırarak. Heyecan  katmak  olmuyor, aksine  sadece  ‘kaos' yaratılıyordu.

Sonra  lig  1970 'li  yıllarda  yine  sayısını  arttırdı. Hele  hele  Ankara  takımlarının  hiç  yer  almadığı  dönem  sırasında  ikinci  ligde  oynayan Ankaragücü  futbol  takımı Türkiye  kupasını  kazanınca  dönemin  Genelkurmay  Başkanı  Kenan  Evren  tarafından  Türkiye  ligine çıkarılmıştı. Lig  bu  arada  'Milli  Küme'', Türkiye  ligi  gibi  isim değişikliklerinden  sonra  2001  yılında  ''Türkiye Süper  ligi'' adını da almıştı. Sonra 18  takımlı  olarak  lig  sayısını  değiştirmeden  devam  etti. Taa ki ''korona virüs''  dünyanın  altını - üstüne  getirinceye  kadar.

KARAR  28 MAYIS'A  KALDI

Futbol  kulüpleri  19  Mart'dan  beri  'pandemi'  tatiline  bir  son  vermek  ve  kalan  8  haftayı  bitirmek  için  bir  araya  geldiler  ve  12  Haziran'da  ligin  başlaması  için  karar  aldılar. Karar aldılar da, bir  başka  sorun daha  vardı. Başını  Ankaragücü'nün  çektiği ve  Kasımpaşa, Rizespor, Kayserispor, Konyaspor, Gençlerbirliği ve  Yeni  Malatyaspor'un  içinde  bulunduğu  bir  grup Türkiye  Süper  liginden  'küme düşme'nin  kaldırılmasını  talep  etti. Küme  düşme  kaldırılacak ve takımlar  ligde  kalacaktı. Peki  1. Türkiye  Liginden  aşağıdan  gelenler  ne  olacaktı. Onlar da  üç takımla  Süper  ligde  yer alacaklardı. Bu  konuyu  Kulüpler  Birliği  Başkan Mehmet  Sepil  şöyle  anlatmıştı: ''Ligin  kalan  8  haftası boyunca  takımlar  maçlar  sırasında  5  oyuncu  değiştirebilecek. Bu  arada  7  kulübün  küme  düşme  bu  yıla  mahsus  kaldırılsın teklifi var. Bunu da  Futbol  Federasyonu  kendi içinde  karara  bağlayacak.''

Oysa  kimsenin  dikkate  almadığı  bir  şey vardı. Türkiye  800 bin  kilometrekareyi  bulan  yüzölçümü, 82  milyon  nüfusu, 81 ili, muhteşem statları, becerikli  futbol organizasyonları  ile  21  takımlı  lige  hazır  gibi  gözüküyordu.

KAZIN  AYAĞI  ÖYLE DEĞİL

Dedik  ya  ''kazın  ayağı  öyle  değil'' diye. İtalya  yıllardır  20  takımlı  Seri A'yı  18  takıma indirmek  için  az  mı  çaba  harcadı. İtalyan  futbolu  20  takımlı  lig  kaldıramaz  mıydı. Kaldıramadı  işte. Ancak  yazıda belirttiğimiz  üzere  o  küme  düşme  potasındaki  7  takım  yöneticileri  yaptıkları  birçok  hatayı  örtbas etmek  için  bu  yolu  daha  doğrusu ''korona virüs'' ü bahane  etmiyor  olamazlar mı?

Sen  gel  kulübü  batır, ardından  ''düşme  kaldırılsın'''  diye  bahane uydur.

YAYINCI  KURULUŞ GİDİYOR MU?

Bu arada  ortada  hala  çözülemeyen  bir yayıncı kuruluş  konusu  vardı. Mart  ayından  beri  kulüplerin  kasasına  giren  tek  kuruş  yoktu. Oysa  ''Bein Sports'' denilen  kuruluş, Fransa'da  ödemeleri  yaparken, Türkiye'yi  neden  ''es'' geçiyordu  acaba. Türkiye  Süper  Liginde  Mart  ayından  beri  hiçbir  kulübe  ''beş  kuruş'' vermeyen  ''Araplar''  nedense  Türkiye'yi  ''hafife'' mi  alıyordu. Tam  588  milyon  TL  18  takıma  borcu  olan  ''digital plarform''  bir  türlü  anlaşmaya  ve  uzlaşmaya  da gelmiyordu. 12  Haziran'a  kadar  sürecek  olan  toplantılarda  bir  sonuca  varılamazsa ''fesih'' konusunun  ortaya  çıkması da  gündemdeki gerçekler arasındaydı .

Evet, Türkiye  maçların  yeniden  ''sağlıklı'  bir  şekilde  başlatılması  için  çaba  gösterirken, geçtiğimiz  hafta  liglerini ''sessiz - sedasız''  başlatan  Almanya  örmek  alınmalı  ve  bu  ciddiyet  içinde  yol  alınmalıdır. Pandemi  konusunda  dünyaya  örnek  olan, sağiıkçılarıyla  büyük  bir  ''ivme '' yakalayan  Türkiye'nin  futbol  konusunda  da  aynı  başarıya  ulaşmasını,  ''küme de  kalma - kalmama''  gibi  işlerle  uğraşmak  yerine  daha  'aklı başında'' konuları  gündeme  getirmelerini  diliyoruz.

YORUM YAP