Sevginar Sali

Limitleri zorlasa da kredisi bitmiyor!

CHP'nin içinde ya da dışında, girip de kazandıklarının yanı sıra kaybettiği seçimlerle, Silivri siyasetinin temel taşlarından biri olma özelliğini halen muhafaza ediyor. Limitleri zaman içinde zorlama hususunda kendi sınırlarını aşsa da kredisi seçmen, itibarı vatandaş nazarında varlığını koruyor.
Geçtiğimiz hafta buluştuğumuzda gündemi değerlendirelim dedik ama öyle başlıklar verdi ki, yeni bir gündem çıktı ortaya.
Ne kopabildiği ne de içinde kalabildiği CHP'nin durumu ve geleceğine ilişkin öyle tespitler koydu ki Selami Değirmenci ortaya, bozulmayan ne kadar ezber kaldıysa son kullanma tarihleri belli oldu.
CHP'nin dışına ittiği bu denli önemli siyasi deneyim ve değere sahip ne yazık ki ne ilk ne de son kişi Selami Değirmenci. Parti içi adaletsizliklere maruz kaldıkça hırçınlaşan, adalet arayışlarının hesabını siyasi kariyeriyle ödeyen, nihai noktada can acıtsa da söyledikleri büyük ölçüde gerçekçilik içeren tespitleri sadece CHP'de değil Silivri'de hangi safta siyaset yaparsa yapsın herkes için kulağa küpe edilecek türden.
Değirmenci'nin ihraç edilmek üzere olduğu ya da istifa ettiği CHP'ye dönmekle ilgili bir beklentisi, yaptıkları ve söylediklerinden anladığım kadarıyla, yok. Maruz kaldığı ve tepki gösterdiği adaletsizliklerin CHP'de son bulması ile alakalı bir derdi var ama. Bir diğer kıstası da siyasi yoluna taş döşeyenler ile ödeşme.
Siyasi konular ile insani tarafı ayırt etme hususuna da özen gösteriyor.
Genelde insanların söylediklerini adlarının önüne konular sıfatların değerli kıldığı bir düzende Selami Değirmenci, makamsız, mevkisiz, partisiz olarak bu kadar ses getiriyorsa düşünce ve sözlerinin tartışılmaz gerçekleri yansıtmasındandır.
Selami Değirmenci ile Belediye Başkanlığında 3. Döneminin son yılları, meslekte ilk acemilik senelerimde tanıştık ve açıkçası frekanslarımız pek uyuşmadı. 20'yi geçkin inişli, çıkışlı senenin sonunda iz bırakan, fark yaratan, ne kadar uçlarda seyretse de saygınlığını korumayı başardı nazarımda. Ne yaparsa yapsın haklılığını sağlayacak savunması, gerekçesi vardı ya da hoşgörü girdi devreye. Dobralığı, yüzleşme, küllerinden doğma, düştüğü yerden kalkma kabiliyetleri, ne kadar çılgınca, doğru ya da yanlış olması fark etmeksizin; yaptıklarının arkasında dimdik durması siyasette kaybolmaya yüz tutan özelliklerini saymasak eksik kalır her şey.
Duymaya ihtiyacımız olan şeyler değil, işittiğimizde canımızı acıtanlar gelişmemize yarar sağlar. Tıpkı konfor alanında ilerlemenin kaydedilememesi gibi.
Okuduysanız röportajımızı bana hak vereceksiniz eminim. Okumadıysanız bir göz atmanızı öneririm.

 

 

YORUM YAP