
Necip Sarıbekir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik düzenlenen farkındalık çalışması kapsamında kaydedilen bilgilendirme semineri, Yaşar Kemal Sergi Salonunda Eczacı Benan Kahyaoğlu, Toplum Sağlığı Merkezi Akılcı İlaç Kullanımı Temsilcisi Sağ. Tek. Rabia Gençay ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuray Abravcı eğitmenliğinde gerçekleştirildi. Bilinçli ve doğru ilaç kullanımını anlatan Akılcı İlaç Kullanımı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kişinin hastalığına ve bireysel özelliklerine uygun olan ilacı, uygun süre ve dozda, kendisine ve topluma en uygun maliyetle karşılaması olarak tanımlanıyor. Küçük yaşta edinilen alışkanlıkların hayat boyu kalıcı davranış değişikliğine dönüşmesi düşüncesinden yola çıkan Sağlık Bakanlığı, bilinç ve duyarlılıklarının arttırılması amacıyla genç hedef kitleye ulaşmaya çalışıyor. Sunumda Akılcı İlaç Kullanımı hakkında bilinmesi gerekenler, antibiyotiğin doğru kullanımı, gereksiz kullanılması ve kullanıldığı takdirde oluşacak zararlar üzerinde duruldu. Çok ilacın değil doğru ilacın iyileştirdiği, tedavinin kişiye özgü olduğu, bir başkası için iyi olan ilacın size uygun olmayacağı, antibiyotiklerin her derde deva olmadığı uyarı niteliğinde belirtildi.
NEDEN AKILCI İLAÇ KULLANIMI?
DSÖ, bir insanlık hakkı olarak sağlık ve sağlığa erişmekte eşitlik ilkesinden hareketle, ilaca erişilebilirliğin uzun vadeli ilaç politikalarının ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Daha geniş bir çerçeveden bakıldığında bu konu tüm sağlık politikasının bir parçası olarak değerlendirilmiştir.
Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz ve yüksek maliyetli ilaç kullanımı çeşitli boyutlarda sorunlara neden olmaktadır. Bu etkiler arasında hastalık ve ölüm oranlarında artış olması, ilaçların yan etki riskinin artması, kaynakların yanlış tüketilmesiyle sonuçta temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması, acil ve temel ilaçlara karşı gelişebilecek dirence dayalı olarak, tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetinin artması sayılabilir. Bu nedenlerden dolayı dünyada çeşitli çözüm yolları üretilmeye, geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda dünyada “Akılcı İlaç Kullanımı (AİK)” çalışmaları başlatılmıştır.
1985 yılında Nairobi'de yapılan DSÖ toplantısı AİK çalışmaları için başlangıç sayılmaktadır. AİK, DSÖ tarafından; kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre uygun ilaca, uygun süre ve dozda, en düşük maliyette ve kolayca ulaşabilmeleri olarak tanımlanmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre, ilaçların % 50′sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanamamaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur. Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, advers olay görülme sıklığının artmasına, tedavi maliyetlerinin artmasına neden olur.
Bir endikasyon için uygun ilaç, etkililik, güvenlik, uygunluk ve maliyet kriterleri dikkate alınmışsa akılcı olarak seçilebilir.
Akılcı İlaç Kullanımının sağlanması konusunda farkındalığın oluşturulması ve toplum bilincinin artırılmasında hekim, eczacı, hemşire, diğer sağlık personeli, hasta/ hasta yakını, sektör, düzenleyici otorite, meslek örgütleri ve diğer (Medya, Akademi vb.) gruplar sorumluluk sahibi taraflar olarak sayılabilir.
ANTİBİYOTİKLER HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Antibiyotikler yalnızca bakteriler için etkilidir, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.
Antibiyotik ateş düşürmez, sadece uygun ve doz ve şekillerde kullanılan antibiyotik, hastalığın kaynağı olan enfeksiyonu ortadan kaldırdığı için ateş düşer.
Soğuk algınlığı ve grip çoğunlukla kendi kendine iyileşebilen hastalıklardır. Antibiyotik alımı gerekmez.
Antibiyotik, sizin grip ve soğuk algınlığını atlatmanıza yardımcı olmaz.
Antibiyotik ağrıyı dindirmez, burun akıntısını, öksürüğü hafifletmez.
Antibiyotik, grip ve soğuk algınlığının başkalarına geçişine engel olmaz.
Hekim önerisi olmadan kullandığımız antibiyotiğin etkisi olmayacağı gibi, yaygın ve yanlış kullanıldığında hızla direnç gelişir.
Antibiyotiklere karşı direnç geliştiğinde, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde bu antibiyotikler etkili olamaz.
Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz.
PEKİ, YA ŞİMDİ?
Antibiyotik kullanımı için kanıtlanmış bir enfeksiyon varlığı sorgulanmalıdır.
Hekim reçete etmedikçe asla antibiyotik kullanılmamalıdır.
Antibiyotikleri ne zaman ve nasıl kullanılacağı hakkında daima hekim tavsiyeleri uygulanmalıdır.
İlaçlar doğru yoldan, doğru zaman aralıklarında, doğru dozda ve belirtilen süre boyunca kullanılmalıdır.
İlacın doğru zamanda alınmasını hatırlatıcı düzenlemeler yapılmalıdır.
Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi halde antibiyotik direnci gelişebilir.
Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır.
Nezle ve grip için hastalığın ilerlememesi, enfeksiyon etkeninin topluma yayılmaması için yatak istirahati, izolasyon, C vitamininden zengin beslenmek ve bol sıvı alımı yeterli olabilir.
Eğer kişinin hastalığı 10 günden fazla sürüyorsa, ateşi düşmüyorsa, komplikasyon geliştiyse doktor kontrolünden geçmesi gerekir ve tedavi tekrar düzenlenmelidir.
Kişiler arası nezle-grip gibi hastalıkların geçişini önlemek için hijyenik önlemler alınmalıdır. Bir mendile hapşırdıktan veya öksürdükten sonra o mendil atılmalı, diğer nesnelerle ve insanlarla temas etmeden önce eller yıkanmalıdır. Bilgi dağıtın, enfeksiyon değil!
Kişi kullandığı antibiyotikten yarar görmüyorsa hekim haberdar edilmelidir.
Komşusuna iyi gelen ilacın kişinin kendisine zarar verebileceği unutulmamalıdır. Başkasının antibiyotiği kullanılmamalıdır.
Daha önceki bir hastalıkta kullanılan antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalanılsa bile hekime danışmadan kullanılmaması gerekir.
İlaçların hastane ve eczane ortamından çıktıktan sonra uygun olmayan saklama koşullarında etkinliğinin azalabildiği, hatta zararlı etkilerinin ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır.
Gebelik, emzirme durumu, kronik hastalıkların varlığı ve başka ilaçların kullanımı hekime bildirilerek uygun antibiyotiğin seçilmesi sağlanmalıdır.
Artan veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman hekimin reçete ettiği antibiyotikler kullanılmalıdır.
Hekim gerekli görmedikçe, hekimlere antibiyotik yazılması konusunda ısrarcı olunmamalıdır.
Hazal BAŞARAN