Asıl olan üzüm yemekken bağcı ile uğraşmanın sonu seçimi kaybetmekle de bitebilir!
Sosyal ortamda yazmayı vaat ettiğim konudur İstanbul Malatya ve Tokastspor arasında oynanan 1. Amatör Küme müsabakasının yarım kalan bölümü hakkında üç haftaya yakın bir süredir bir sonuca bağlayamadılar gitti.
Maç yarım kaldı.
Burada verilecek olan karar ise ya kaldığı yerden devam ettirecekler, ya da puan silinecek. Bu kadar basitken verilemeyen karar can sıkıyor.
Lig bitmek üzere, amatörlerde de transfer kapanmak üzere. Bu maç hakkında bir karara varılabilse mevcutta bu iki takımda oynayan oyuncular belki bir başka kulüpte ekmeklerinin peşinde olabilsinler.
Bu maçın ilk yarısı 0-0 bittiği sırada, hakem de soyunma odasına gittiği sırada rakip tribünlerinden hakemin yanına düşen bir patlayıcı maddenin sıkıntı çıkarmasından ibaretle hakem de haklı olarak canlı güvenliği olmadığı için maç yarım bırakılıyor.
Bu olayla ilgili üç haftaya yakın bir süredir karar verilememesi anlaşılamazdır aslında. Verilen dilekçelerle birlikte bu olaya Ankara bile kararını veremiyor ve topu tekrar İstanbul'a atıyor. Alın size trajikomik bir vaka…
Bu iki takım oyuncuları bitmeye yakın olan transfer döneminde de başka kulüplerle ön anlaşma yapmış mı, al sana içinden çıkılmaz bir durum daha!!!
Burada ivedi bir şekilde kararın verilmesi şarttır. Malatya'nın bir topçusunun da önemli bir oyuncusunun Düzce ile anlaştığını da biliyorum. Birkaç tanesi de başka kulüplerle görüşmekte. Kafalar bulanık yani.
Maç bu ay içinde tekrar edilecek olsa her iki takım da sahaya eksik kadro ile çıkmak zorunda kalabilir ve büyük bir mağduriyet de söz konusu olabilir.
Bütün bir yılın emeği de heba olabilir.
İşte o zaman bunun vebalini kim ödeyecek?
Sayın Ali Tanrıyaşükür, özünüzde sizinle ilgili içimde hiçbir sıkıntı yok. Bana göre tonton bir dede edasındasınız. Ve elinizden geldiğince de kulüplere eşit mesafede olduğunuza inananlardanım. Yani Ali Düşmez ile yan yana koyduğumda sizi tonlarca ağır basarsınız.
Çok zor bir karar değil aslında vereceğiniz. Empati yapalım aynı durum sizin kulübün başına gelse siz ne yapardınız?
Ali Düşmez'in bir kulübü olmadığı için empatiden yoksunluğunu yadırgamam da sizi bu konuda yadırgar ve haksız bulabilirim. Her iki kulüpte aylarca çalışarak emeğini vermiş, parasını saçmış. Adil bir kararla sonuçlandığında hem vicdanlar rahat olur, hem de gönüller.
Bilirim ki siz kalp kırmaz, hatırşinas bir kişiliğe sahip mütevazi yaşamasını seven ve kimsenin de gölgesinde serinlemeyecek karakterdesiniz. Sadece empati yaparak kararınızı verip lig bitimi ve transfer sezonu bitmeden bu işin net kararını verin isterim.
Konu ile ne alakası var diyebilirsiniz ama ben yine de eklemek isterim, (belki de tarih bilgimin de olduğunun hatırlanması babındandır). Hitler'in sağ kolu ve SS birliklerinin başkomutanı, aynı zamanda toplama kamplarından da sorumlu Heinrich Himmler. Nazi ideolojisinin en sadık bekçilerinden, bir proje adamı ve adanmış bir mürit. Bütün bu vasıflarına rağmen, işler ters gitmeye başladığında Hitler'le aralarında fikir ayrılıkları oluştu ve Hitler tarafından anında vatan haini ilan edilip hedef haline getirildi. Kimlik değiştirip saklanmaya çalışırken, yakalandığı İngiliz birliklerinin sorgusunda intihar etti.
Yani dalkavukluk (kraldan çok kralcılık) yapmak mutlu sonla bitecek diye bir şey yok ki bunun çok yakın örneklerine tanık oluyoruz zaten.
Kimler geldi kimler geçti...
