Nisan meclisleri, faaliyet raporlarından sebep, genelde çok hareketli geçerdi… Mutlu Bozoğlu dönemi için bir işaret sayılmaz inşallah Cuma günü yaşananlar… Işıklar, meclis kürsüsündeki yerine oturur oturmaz AK Parti saflarını kontrol etti… Ne Rıfat Kutlu, ne yeni ilçe başkanı Mutlu Bozoğlu; ikisi de yoktu, meydanı kendisine bırakmışlardı! Bunun üzerine derin ve rahat bir nefes aldı diye tahmin ediyorum…
İktidarın faaliyet raporlarına dair bir sunum yapmadan muhalefete eleştiri ve önerileri için söz vermesi aşırı bir özgüvene de, anlatacak bir şey olmayışına da yorumlanabilir rahatlıkla… (Meclis üyelerine faaliyet raporunun dağıtıldığını biliyorum ama yine de yerel yönetimin başı derli toplu bir özet geçebilirdi… Her ne kadar bir şeyi derli, toplu vermek Işıklar'ın uzmanlık alanı olmasa da benimki de bir umut!) Tamer Şişman'ın performansı ise kesinlikle güçlü bir muhalefete yorumlanamaz!
Kurt Işıklar'ın önüne anaokulu müsameresi heyecanı içindeki Şişman'ı atmak (eminim gönüllü ve de çok isteyerek de atlamıştır) güçlü muhalefetin ayak sesleri adına tam bir hayal kırıklığıydı… AK Parti'nin ilçe kongresi heyecanını ne kadar anlarsam anlayayım, faaliyet raporunun değerlendirildiği meclise dair bu planlama ve program hatası kabak gibi gündemimizde önemli bir noksanlık olarak duruyor…
Işıklar'ın ağızından yeni bir şey duymadık. Ama muhalefetten de buna dair onu zora sokacak bir sıkıştırma hamlesi gerçekleşmedi. Muhalefet üzerine iyi geldiğinde devleşen Işıklar da yoktu sahnede… Ama can çekişen AK Parti saflarına karşı tüm yıpranmışlığına rağmen Işıklar bas bas bağırıyordu; “Tek iktidar ve yönetim seçeneğiniz benim” diye… Bu gerçeğe gözlerini kapayanlar, kulaklarını tıkayanlar Işıklar'ın üçüncü dönem başlıca mimarları olacaktır!
İlk defa faaliyet raporu değerlendirmesinde pek çokların aklından geçen ‘baydınız, bitse de gitsek' vardı eminim…
İkinci dönem için seçilirken üçüncü döneme oynayan Işıklar'ın yaptıkları ne daha az ne de daha çoktu. Peki, o zaman tartışılmayan adaylık ve çok cılız bir biçimde telaffuz edilen seçilme kaygıları bugün niye bu kadar güçlü? Yaptıkları, yapmadıkları, söyledikleri veya söylemedikleri değil; HEYECAN! Heyecan uyandırmıyor Işıklar… Silivri ile ilişkisine heyecan katmalı : ) İyilik, hoşluk tamam da heyecan yok artık bu ilişkide… Uzun süreli evliliklerde gönlünü başkasına kaptıran eşler gibiyiz! Sonu felaket de olsa heyecan uyandıran bir maceranın peşine katılıp gitmekten kendimizi alamayız diye korkuyorum!
***
Bu arada… Başkan Bey'in doğum günü bugün…
Pek sevmez kutlamayı ama bu özel anının hatırlanması gururunu okşar kuşkusuz…
Bilmiyorum kaç Özcan var içinde ama sayabildiğimizden çok ve takip edebildiğimizden hızlı çoğaldıkları kesin… İyi bir adam kalmaya insanüstü gayret sarf etmekle birlikte, hayatın ve koşulların onu dönüştürdüğü kimseye direnci üstlendiği ağır sorumluluğun etkisinde gün be gün kan kaybediyor… Okuyarak, araştırarak, çabalayarak özü ile bağlantısını canlı tutmaya çalışıyor; en önemli başarısı da bence bu… Geldiği konumda çoktan ‘en iyisi olduğuna' karar verip, kendi üzerine çalışmayı bırakırdı başka kim olsa… Pek çoklarımızdan daha iyi ama hala kendi ile yarışı bitmemiş çok şükür.
Hatalarını kabul ettiği, özür dilemeyi hatırladığı, gönül almayı önemsediği bir yaş diliyorum…
Sağlık, mutluluk ve başarıyla nice yaşlara!