Eee, bana da nasıl yorum yaptığımı izah etmek farz oldu.
Haa, bir de "Bunları sana Özcan Işıklar mı yazdırdı?" sorusu var işin çabası!?
Yapacağım yorumun hesabını vereceğim insanlar vardır ama Osman Umuç bu kişiler arasında değil, olması da epey zor. Onun benim yorumumla ilgili yapacağı şey okuyup, katılıp, katılmadığı görüşüne sahip olmaktır. Hesap sormak için daha epey fırın ekmek yemesi gerektiğini bilmeyen yoktur. CHP'den AKP'ye yaptığı keskin dönüş Umuç'un iktidar hevesi konusundaki kararlılığını göstermeye yeterli.
Her yerde konuştuğu son yerel seçimde ne kadar çok para harcadığı konusunda geri kazanım hırsı da bu kadar barizken, kamu adına mücadele verdiğine şahsen beni ikna etmesi epey zor.
Hırsının, aklının önünde gitmesi bir insanın felaketiymiş!
Umuç'a oy veren insanlara saygı duyuyorum ama kendini ifade etmekten aciz olanların kamu adına söz almasına da, bunların meclis gündemini boş yere meşgul etmesi de beni sadece güldürdü.
Yaptığı şeyin bile farkında olmayın, kendini düşürdüğü durumu bizlerin görmezden gelmesini beklemek veya farklı göstermemizi istemek yerine Umuç, düştüğü durumu iyi değerlendirsin. Tek başına bunu yapabilecek durumda olmadığı çok belli, partisinin tecrübeli isimleri yardımcı olsun!
"Bunları sana Özcan Işıklar mı yazdırdı?" sorusuna gelince…
Evet, sadece bunu değil tüm yazılarımı o yazıyor ben altına sadece imzamı çakıyorum! Artık kendi kendine yazdıklarını bir zahmet arşivlerden takip edin.
İnsan kendisi gibi bilirmiş herkesi. AKP'li Osman Umuç'un dünyasında işler böyle yürüyor olabilir. Birileri size ne yapacağınızı, nasıl düşüneceğinizi, nasıl hareket edeceğinizi söyleyebilir. Ben gazetecilik rüştümü Umuç, meclis üyesi olmadan önce ispat ettiğimi düşünüyorum. AKP'li Meclis Üyesine kalan, konuştuğu zaman ne söylediğini anlamamızı sağlamak, durum ve konularla ilgili ölçülü tepkiler vermek! Meclis sokak üslubunda tartışmaların yapılacağı yer değildir. Bir seviyesi, düzeni vardır.
Bulunduğum yorumu düzeltiyorum; Attığım "Mecliste Umuç şov" başlığı anlaşılan gerçeği tam olarak yansıtmamış. Çünkü siz şovu da yapamadınız, yüzünüze gözünüze bulaştırıp kendinize izleyenleri güldürdünüz!
En kısa sürede koplekslerinizden arınmanızda, eleştiriye tahammülünüzü gidermenizde yarar var. Yoksa işiniz çok zor!
ADİL ABİ 'DONDURMAYI'
SANA YEDİRMEZLER!
Adil Sirkecioğlu'ndan gelen yoğun istek üzerine yazıyorum; Silivri AKP'nin yeni İlçe Başkanı Hüseyin Turan olabilir!
Benim ilk tercihim Metin Karakaş… Ben bunu yazdıkça ilçe başkanlığından uzaklaşmasını mı sağladım gerçekten! Oysa 2009'dan itibaren Kaybedenler Kulübü'nden bir çıktım pir çıktım diye düşünüyordum. Kaldı ki CHP Silivri'nin son kongresinde Selami Değirmenci'nin de kazanmasını istedim! Erdoğan Ataç'ın kaybetmesi için değil, arkasında görünen kesimin kendine gelmesi için!
Hüseyin Turan, dün aradığında "Ben gülmeden söylemeye çalışacağım, sen de gülmeden not et ilçe başkanlığı adaylığım ile ilgiyi yazı hakkında açıklamamı" dedi.
Aday olmadığını ifade etti, AKP'nin ezberini "Bizim ilçe başkanımız var"ı tekrarladı.
Gerçekten komik bir söylem. Keza ikimiz de gülmekten kendimizi alamadık! Ama bana göre ağlanacak haline güldük AKP’nin Silivri’de...
Telefondaki ses tonu öyle mutluydu ki. “Benden sonra böyle oldular, dağıldılar”, "Bi ilçe başkanı olabilsem nerede o günler" der gibiydi. Şundan eminim Hüseyin Turan, Fizan'ın Krallığına Silivri'de İlçe Başkanlığı'nı değişir. Çünkü tüm noksan yönlerini tamamlayacak olan unsurlar Silivri'de. Silivri'de kaybettiği seçimi örneğin Çorlu, Çekmece, Esenyurt'ta kazanacakları telafi etmez ki. Turan, Silivri'nin yüzünden yaşadığı malubiyet telafisini yine şehrimizin yüzüne karşı zafer ilanı ile ancak elde edebilir.
Öztek'lerle görüşmesine hesap soran, ona bu kadar hakkı bile çok gören “Ne sıfatla görüşürsün?" isyanını yüzüne vuran listesinden meclise soktuğu kendini bilmezlerin yüreğinde açtığı yangınların söndürülmesi ancak böyle olur.
Turan'ın Silivri ile hesaplaşması bitmedi. O yaptığı başarısız seçim listesi ile hiç bitmedi. İktidardan düştü görenlere haddini bildirme hırsının ne kadar kuvvetli olduğunu onu tanıyanlar bilir.
Silivri AKP İlçe Başkanlığı, tabakta kalan son leziz parça gibi bir şey. İki kişi var birbirinin gözüne bakıyor. Karakaş'ın bu ünvana çok da ihtiyacı yok ama gündemde olması avantajı. Gelecek ile ilgili elini güçlendirecek bir pozisyon.
Hüseyin Turan'ın bu göreve Silivri'de kendini ispat etmek açısından çok ihtiyacı var.
Ender Gezici, Karakaş ve Turan arasında rekabetin baş göstermemesi için bir unsur. Ortadan kalktığı anda ikili karşı karşıya kalmamanın çabası içinde anlaşılan. Ender Gezici'nin ilçe başkanlığının sadece bu ikili için önemi var, aralarındaki iktidar rekabeti bakımından.
Bir dondurma düşünün. 'Senin mi, olacak benim mi'nin sessiz ve gergin bekleyişinde eriyip gidiyor koca parti Gezici'nin elinde. İkili arasından ilçe başkanlığına ilk el uzatan bilinen/saklı niyetini ortaya koyacak. Diğerinin gözü olan şeyde aklının olduğunu hissettirmiş olacak. Görünürde Karakaş da Turan da istemiyor. Bence siz bunu bundan sonra benim külahıma anlatın. Selami Değirmenci ile mücadele üzerine hayatlarını kuran iki siyasetçinin, Özcan Işıklar da ayrı bir ilham kaynağı! Geldi koca iktidarı, Silivri’yi ellerinden aldı. Oysa Turan-Karakaş ikilisinin ne planları vardı daha!
Adil abi durum bu. Senin ne yazmamı istediğin ve bununla ilgili sonuç bekletin bana pek anlamlı gelmese de 'dondurmayı' sana yedirmezler orası kesin! Hem sen ne yapacaksın erimiş dondurmayı!?
Not: Metin Karakaş ve Hüseyin Turan'dan özel ricam birbirinize söyleyemediğiniz şeyi yazdığım için teşekkür dışında yalanlama için sakın aramayın!
Birbirimize yeterince yalan söyledik yenilerine hiç ihtiyaç yok valla! Mübarek Cuma günü bana da kendinize de fenalık yapmayın!
İyi hafta sonları!