Sağlık sorunlarım nedeniyle Perşembe’yi boş geçmesem Diyarbakır’ı anlatmaya devam edecektim. Gitmeden önce başlayan rahatsızlık, dikkat etmemem yüzünden sürdü gitti. Hastalığımı işkence yaparak yendiğimi düşünüyorum. Üç günlük sigara yasağı sonunda dize getirdim kanaatindeyim. Kendime yaptığım zulme son verip, bu satırlarla birlikte tüttürmeye başladım.
Geçtiğimiz hafta boyunca Güneydoğu’dan gelen haberler, bizim yaşadıklarımızın tam tersi yönünde. Ya bizim yaşadıklarımız sahte bir iyimserlikti, ya da bu atmosferden hoşnut olmayanlar tekrar düğmeye bastılar. Belki de medya, öncesinde olduğu gibi şimdi de abartılı haber ve yorumlarına devam ediyor. “ Kürt sorunu ” diyerek sıkıntılara çözüm bulmayı, bölge halkını sorunlu gösterdiğinden hakaret kabul ediyorum. Hepimizin ortak yaşadığı sıkıntıları, bölünme pazarlamacıları farklı amaçlar için kullanmaktan geri kalmıyorlar.
İş adamıyla, belediye başkanıyla, valisiyle sıkıntıları bilen, çözüm için gerekli iradeyi gösterebilecek bir kadro gördük. Yaşından daha genç gösteren valide tam bir devlet adamı kumaşı var. Aydın valisi geçmişteki “ Yalova Kaymakamı ” yolunda hızla ilerlerken, Mustafa Toprak Diyarbakır Valisi olarak güzel adımlar atmış. Yine de ateşkes haziranda biter, martta bitebilir tehditleri altında hiçbir mesafe alınamaz. Terör tehdidiyle güzel sonuçlar alınacağını düşünenler yanılıyor. Avuçlarını yalarlar. Anadil hakkı Genelkurmayın müsaadesine bağlı olmadığı gibi, terör örgütünün talebiyle de gerçekleşmez.
Devamı 28 Aralık 2010 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde