Selma Perçem'linin vefat haberini alan ve onu tanıyan şöyle bir sarsılmıştır… Çok cana yakın bir insandı…
Yerel seçimlerden 10 gün kadar önceydi aradı… "Konuşmamız lazım" dedi… Biraz ısrar edince "AKP'ye destek vereceğim" tarzında bir şeyler söyledi… Nedenlerini çok iyi anlayıp, hak vermeme bile rağmen sadece "Yapma abla CHP seçimi kazandı" diyebildim… Allah mı söyletmiş ne, inanamıyordum çünkü halen... Ama o danışmak için değil, verdiği kararı paylaşmak için aramıştı besbelli… CHP'ye çok kırgındı… Çünkü çok emek vermişti… İçinde biriktirdikleri bir volkan gibi kaynıyor, patlaması gerekirdi… Siyaset uğruna göze aldıkları, verdiği emekler hiç istediği yeri bulamamıştı… Yüreğinin öfkesine kendini teslim etti… Ama damarlarını kesseniz CHP kanı akardı…
Hep davet ettiğin ve bir türlü gidip de birlikte içemediğimiz o kahve molası içime işte şimdi öyle bir dert oldu ki… Ama "Eşinle birlikte karşılıklı içersiniz" dileğiyle hediye ettiğin kahve fincanlarından kahvemi yudumlarken seni bundan sonra da hep güzellikle, iyilikle hatırlayacağım… Telaşla, çabayla doldurduğun yaşantıda acelenin nedenini biz anladık acı bir şekilde…
Çok zamansız ve aniden ettiğin vedanın ardından üzdün… Mekanın Cennet olsun! Hayatta bulamadığın huzura umarım şimdi kavuşmuşsundur…
Gelelim yaşamın diğer yüzüne; hayatta olup bitenlere…
AKP'li Belediye Meclis Üyesi Yalçın Yönet'in iktidara yönelik karamsarlık sitemi yankı buldu anlaşılan. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, mutluluk hormonu salgılayan çikolatalarıyla muhtarların kapısını çaldıktan sonra konuşmalarında bir iyimserlik, bir iyimserlik… Belediyenin kaynak yetersizliğini, bırakın ne kadar borcu olduğunu bile jet hızıyla unutursunuz!
Işıklar, Cuma gününden itibaren iyi moral depolamış olmalı. Muhalefetin destek ve işbirliği sözü, İBB ile her geçen gün daha da sağlıklı şekilde raya giren ilişkiler e daha ne olsun! Başkanımız, "Birlikte üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorunumuz yok" şeklinde bana göre çok önemli bir açılım ile muhtarların da gönlünü fethediyor.
Kadir Topbaş, "Silivri'nin adını duymak istemiyor" söylentilerinin aksine Belediye Başkanımız kendisini bir ziyaret etti olumlu hava hemen ortalığa yayıldı.
Muhalefet tüm önyargılarını kuşanarak girdiği meclisten Işıklar'ın bir konuşmasıyla Silivri'ye hizmet konusunda tam destek beyan ediyor…
Işıklar'ın konuşarak ikna edemeyeceği kimse yok buna kesin kanaat getirdim. İkna etmesi gereken bir iki kişi daha var… Bir de kendisi gibi Silivri’ye hizmet etme heyecanı duyması için belediye personelinin tümü!
Mutluluk hormanı salgılayan şeyi bulduk, görev aşkı ve şevki salgılayanı bulması lazım acilen bizim Başkanın! Bütün belediye işlerini tek başına yapamayacağına göre!
Konu muhalefetin yerel iktidara Silivri için destek beyanatına gelince; Metin Karakaş'ın gel gitlerini de konu etmek gerek… Ya da farkında olmadan dışarıya karşı verdiği izlenim… Bi Silivri için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır genel iktidar temsilcisi… Bi iktidarı kaybetmiş, bu imkanı elinden alana her türlü engeli çıkarmaya çalışan havasında… Sanki sorumlu olduğu, hesap vermek mecburiyeti duyduğu iki zıt kesim var… Ya da bir omzunda melek, diğerinde şeytan! Meleği dinlemek istiyor ama şeytan ara ara aklını karıştırmayı başarıyor… Melek, "Silivri'ye hizmet et mutlaka karşılığını alırsın!" derken Şeytan, "Ettin de ne oldu gördük karşılığını iktidarı kaybettin. Bırakın iktidarı elinden alanlar sürünsün" diyor…
Başkanım, sakin "Şeytan yok, sadece Melek var ve ben onu dinliyorum" deme çünkü kendimi çok kötü hissedeceğim. Benim de bir omzumda Melek, diğerinde Şeytan var çünkü… Hatta hepimizin… Melek ve Şeytan'ın söyledikleri bir yana kalben, vicdanen, aklımızla ürettiklerimiz, düşüncelerimiz önemli… Mutsuzken, üzgünken, başarısızken Şeytan’a uymamak daha zor...
Nazım geçiyor diye Metin Başkan'a fazlaca mı yükleniyorum ne bu aralar… Silivri'nin bir yüzü iktidar ise diğer yüzü onun nazarında muhalefet ondandır… Ve AKP’nin iktidar-muhalefet iki arada bir derede durumu... Şehrimizi dengede tutan bu iki unsur… Bunlar ne yaparsa yapacak, ne yapamazsa yapamayacak…
Dışarıya açılan yüzümüz, içerinde güneşimiz, toprağımızın yaşam için ihtiyaç duyduğu yağmurumuz…
Aslında iktidarın yalnızlığı, muhalefette de var… Bir soyutlanmışlık… Allah'tan o kadar da yalnız değiller… Her iki tarafın da güvendikleri var… Keşke daha da artsa…