Felsefe dünyasının önemli ismi Jean Paul Sartre'ın en dikkati çeken işi ''Varoluşçuluğun kuramcısı '' olmasıdır. Sartre'a karşılık olarak günümüzde ''yokoluşculuğun'' kuramını yazmış birçok insan vardır.
Bunların Sartre gibi bir felsefeci olması da gerekmez.
İnsanların kendini var etmesi kadar yok etmesi de yüzyıllardır gün gibi yüzüstüne çıkmıştır. Nice siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar, iş adamları o gökyüzünün sonsuz derinliğinde kaybolup gitmişlerdir.
Bunların içinde sporcularda vardır. Tabii ki futbolcularda…
Sizlere Mesut Özil'in gurur verici hikâyesinden bahsetmek ısıtıyorum. Çünkü Mesut bundan birkaç gün önce bir açıklama yaptı ve futbolu bıraktığını bildirdi. Bütün dünya Mesut'un bu erken vedasını konuşmaya başladı.
Almanya'nın en az gelişmiş kenti olarak bilinen Gelsenkıchen'de doğmuştu. Babası kendi halinde bir gurbetçiydi. Futbola çok düşkündü. Tabii oğlunu futbolcu yapmak istiyordu. Önce onu Westfalıa alt yapılarında oynatmaya başladı.
Mesut kendini yetiştirenlerden Hamit ve Halil Altıntop kardeşlerden büyük övgüyle söz ediyor.
Mesut'un ilk büyük çıkışı 2006 senesinde oldu.
Alman Ruhr (Kömür madenleri ) bölgesinin efsane takımlarından Schalke 04'e transfer oldu. İki yıl burada oynadı. Artık Almanya'da isminden çok söz ediliyordu. Bu arada Milli takım konusunda da bir tercih yapmak zorundaydı.
O Almanya'yı tercih etti.
2008 yılında Kuzey Almanya'nın önemli takımlarından Werder Bremen forması giymeye başladı. Mesut hem Alman milli takımında top koştururken hem de Werder Bremen'de büyük başarılara imza atıyordu.
2010 yılında dünya futbolunun en gözde kulüplerinden Real Madrid transfer teklifinde bulundu. Çünkü Mesut o yıl Güney Afrika'da yapılan dünya kupasında bir dünya yıldızı olarak parlamıştı.
İspanyollar onun için ''Alman Zidane'' diye söz etmeye başlamışlardı. 3 yıl Real Madrid forması giydi. Ama İngiltere'de Arsenal'in başında olan Arsene Wenger Mesut'u ısrarla takımında görmek istiyordu.
Mesut 2013 yılında tam 42,5 milyon pound'a Arsenal'e gitti. Bu transfer Arsenal'in tarihindeki en büyük paraydı. Real Madrid'in de sattığı en pahalı dördüncü oyuncu, Mesut'un İngiltere'deki ilk yılları Wenger ile muhteşem geçti. Sonra Wenger futboldan koptuktan sonra eski takım arkadaşı Arteta ile baş başa kalınca Mesut yedek futbolcu oldu.
Derken Ali Koç 2021 yılında Mesut'u Fenerbahçe'ye transfer etti.
Türkiye ayağa kalkmıştı.
Koç büyük transfer diye varını yoğunu ortaya koymuştu. Alman milli takımının formasını 92 kez giyen, 34 gol atan 42 asisti olan ve 2014 dünya kupasının yıldızı artık ülkesindeydi.
Ama hiç de beklendiği gibi olmadı. Mesut kendini ticarete vurdu. Kah Almanya'da kah Dubai'de oluyordu. Koç bile isyan etmişti.
Sonra Emre Belözoğlu onu kadrosuna aldı. Ama doğru dürüst forma bile giymeden futbolu bıraktı.
Mesut Özil artık futbolda yok. Bir umut bir ışık olarak transfer edildiği ülkede bir faciaya dönüştü. Kimse onu Alman vatandaşlığına geçtiğini benimsememişti. Şimdi de öyle kalacak
Hoşça kalın…
