Ak Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş, aylık basın toplantısında önce ulusal sonra yerel gündemi değerlendirdi. Bir saate yakın, kesintisiz, nefes alıp almadığına dair insanda kuşku yaratan, hızlı konuşmasında verdiği bilgileri aynen aktarmak çok güç. Yani hızına yetişmek için basın mensuplarının birkaç fırın ekmek yemesi gerektiğini söylemek mümkün. Bu kadar çok şeyi aynı anda anlatılınca daha etkileyici, ‘çok çalışıyor' imajı verildiği sanılıyor galiba…
Ne kadar çok konuştuğunuz değil asıl önemli olan ne söylediğiniz ve karşınızdakini bunlarla etkileme ölçüsü… Karakaş, Işıklar kadar uzun da konuşsa etkileyicilik ve ikna kabiliyeti konusunda geride kalıyor.
Karakaş'ın çalışmadığını söylemek mümkün değil… Hatta tüm rakiplerinden daha çok çalışma mecburiyeti var. Seçtikleri, seçmedikleri ve değiştiremedikleri ile ilgili… Ve o bunun farkında olduğunu hissettiriyor.
Son toplantısında açıklamalarını sıralarken ekip arkadaşlarını tanıtmayı ihmal etmediği gibi, basın mensuplarına ismen hitap ederek atıfta bulunma jestinde bulunuyor. Bunu önemseyecek durumda olup olmayanlar dikkat çekiyor tabi. Ama Karakaş, siyasi üslubunu bu tür inceliklerle desteklemeyi ihmal etmiyor.
Yokluğunu hissedenlere de teşekkür ediyor, Umre dönüşü izleyeceği yaklaşımın farklılığı konusunda ciddi ipuçları verirken.
Ak Parti İlçe Başkanı'nın sürekli işlediği bir mevzu var, hedeflediği pozisyonda bugün duran kişinin çok konuşması. Özcan Işıklar'ın en güçlü silahı ile savaşarak galibiyet kazanacağı konusundaki endişelerini Karakaş tam olarak saklayamıyor. Rakibi, "Çok konuşmasın!” istiyor… Mümkün olsa bu imkanını elinden almak için uğraş içinde… Alamadığı için çok konuşmasına yetişmeye çalışıyor.
Karakaş ilk kez Işıklar'ı aynı basın toplantısında tebrik etti mesela! İroni tabi ifade ettiği kutlamalar… Olumsuz bir şey söylese de bunu olumlu ifadelerle belirtmesi, algı açısından iticiliği genel kitle bazında ortadan kaldırıyor.
Silivri Belediye Başkanının ilçemize prestij kazandırmak üzere kurduğu sistemi tümden ret ediyor muhalefet lideri; "Silivri'ye prestij kaybettirdi” diyerek. "Yaptığımız çalışmaların psikolojik baskısı altında eziliyor” söylemi de epey eski hatta siyasi literatürümüzde bir klasik. Bir zamanlar Selami Değirmenci'nin koltuğunu Hüseyin Turan'a kaptırdıktan sonra bir yıla yakın sessizliğini bozduğu açıklamayı hatırlar mısınız? "Karizmam altında eziliyor!” demişti epey de ses getirmişti.
Geldiğimiz pozisyonları korumak adına kafa yoruyorsak bizden sonrakiler kadar öncekiler de aklımızı sıklıkla meşgul ediyordur. Bu tür değerlendirmeler öyle aleni yapılmaz, içten içe kişi kendi kendiyle sürdürür.
Kocaman insanlar, mühim şahsiyetler konuşunca ufak tefek konuları, meseleleri dert ettiklerini düşünmezsiniz. Memleket, Silivri temaları derken Karakaş'ın birden Işıklar hakkında "Fotoğraflarına photoshop yaptırmayı ve bilboardlardan pis pis sırıtmayı bıraksın” ifadelerini duyunca afallıyorsunuz. Ak Parti İlçe Başkanı konuşuyor ve siz onu büyük bir ciddiyetle dinler ve anlamaya çalışırken bir anda "Aman Metin geçirmiş yine Özcan'a” tarzında sokak ve masa başı sohbetlere meze pozisyonuna geçiyor verilmek istenen mesajlar. Magazin programlarında ünlü bayanların kıskançlıklarını ifade ederken, birbirleri hakkında kurdukları bizlerin de izlemediğimiz halde ezbere bildiğimiz, eğlendiğimiz cümleler. Işıklar da Karakaş'ı geçtiğimiz aylar Drakulaya benzetmişti.
Siyasetçi dediğin hem hizmet edecek, hem bizi yönetecek, geleceğimize yön verecek, ciddi olacak, eğlendirirse de zararı olmaz… Kimi zaman sert üslupta kimi zaman incitici hafiflikte… Danamandıra Göleti ile ilgili proje üstte ifade ettiğim cümleler kadar yankı uyandırmamıştır toplumsal hafızada… Çünkü Özcan Işıklar'a Belediye Başkanlığı koltuğunda otururken nefretimizi kişisel olarak kusmak epey cesaret işi, Karakaş bunu bizim adımıza yaptığında ‘biz yapmadık Karakaş'ın sözleri' savunması altında bireysel olarak yapamadıklarımızın keyfini süreriz. Aksi de olabilir. Kim kalkıp da kolay kolay Ak Parti İlçe Başkanına ‘kıl kapıyorum senden' der… Özcan Işıklar'ın, Karakaş adresli benzer göndermeleri şahsına gıcık olanları ziyadesiyle memnun ve mutlu eder. Siyasetçiden her türlü hizmet beklenir, her açıdan itinayla kişisel çıkarlara alet edilir!
Aslında görevleri Silivri! Bu siyasi dava uğruna, kişisel iletişim ve ilişkilerinin gözden çıkarılışı gizlenemez bir yükselişte seyrediyor.
İkinci adam pozisyonunda olgunlaşan, sınıf ve statü atlamaya her türlü alt yapıyı hazırlayacak zekaya sahip Karakaş'a geçmişi ancak referans olabilir. 7 yaşına gelmiş bir çocuğu, 4 yaşındaki giysilerinin içine sokamazsınız. Soktuğunuzu zannettiğinizde ortaya acayip bir şey çıkar. Görünür tarafından ziyade görünmeyen tarafında bir yıkım meydana gelir. İkinci adam statüsünden 1.liğe terfi etmiş kimse kolay kolay geriye gitmez, gidemez! Karakaş'ın yetkileri başını döndürebilir, epey bir rüyada gibi gezdi zaten. Parti içi muhalefete, Silivri'nin kendisini sürekli sınamasına şükretsin! Bugünkü konumunu kendisine inanıp, güvenen ve destekleyenler kadar karşı gelenlere de borçlu bunu asla unutmamalı.