Ferhan Tezcan

MHK ile kavga

1976 yılıydı. İngiltere'den yeni dönmüştüm. Bir gün Kapalıçarşı'da rehberlik yaparken ünlü modacı Neslihan Yargıcı'nın babası Kasım Yargıcı'ya rastladım. Kasım abi Milliyet Gazetesinin Londra temsilcisiydi. Ne iş yaptığımı sordu. ''Hanutçuluk'' dedim.
O zaman İstanbul'da ''legal'' rehber sayısı azdı. Bizim gibi devlete kayıtlı olmayan rehberlere ''hanutçu'' denirdi.
O babacan tavrı ile ''Oğlum senin ne işin var böyle şeylerde. Gel seni Milliyet'e alalım Pazartesi hazırlıklı gel. Abdi İpekçi'ye gidiyoruz'' diye bir laf attı.
İşte Milliyet Gazetesine girişim böylesine bir ''operasyonla'' gerçekleşmişti. Spor servisine başladığım zaman da bu hakem - kulüp kavgalarıyla tanışmam fazla zaman almadı. O zamanlar Tapu ve Kadastro Müdürü Halim Çorbalı Merkez Hakem Kurulu Başkanıydı. Futbol Federasyonu Başkanı da Hasan Polat.
Devlet daha futbola ''özerk'' yapı bile vermemişti. Yani milli takım oyuncusu 'filanca'' odasında mini bardan gazoz mu içti oteli terk ederken parayı cebinden ödüyordu.
Ama ne zamanki futbola ''özerklik'' geldi. Hakem kavgaları da başladı. Kulüpler zaten paraya teslim olmuşlardı. Kulüp başkanı çeşitli sözler vererek başkan seçiliyor. Başarısızlıkta ya hocasını kovuyor ya hakemleri hedef alıyordu. Bu kısır döngü yıllarca devam etti.
ALİ KOÇ BAŞI ÇEKİYOR
2018 yılında Fenerbahçe'de Başkanlığa Ali Koç seçildi. Koç seçildiği gün her sözü vermiş ama şampiyonluktan ''hiç söz'' etmemişti. Herhalde başına gelecekleri biliyordu. 16 bin oy almak ancak İspanya'da görülürdü.
Ama olmadı. Türkiye'de bir ''huy'' var. Eğer iyi eğitim almış ve iyi yerlerdeyseniz karşınızdakileri ''küçük'' görmeye başlıyorsunuz ve o insanlar gün geçtikçe karşınızda ''küçülüyor”.
Ali Koç mutlak ''Batılı'' deyip Batı'da ne kadar sokakta kalmış, başarısız hocayı ve futbolcuyu getirmesi gibi. Hala Fenerbahçe takımının bir ''B'' planı yok. Hoca tam bir inatçı ve yaratıcılığı hiç yok. Rakip takımdan uyarı almadan değişikliğe gitmiyor. Mesela sağbek çıkarsa sağbek giriyor. Yani beki çıkar yerine forvet al o yok. İşte.
Neyse biz hakem kavgamıza gelelim.
Bu hakem kavgasının başlangıcı Rize-Galatasaray maçı. O maçta Ali Palabıyık Morutan ve Gıagne'nin pozisyonları sonucu golü verince kıyamet kopuyor. Yani Ali Koç düğmeye basıyor.
SERDAR TATLI NASIL GİDİYOR?
7 Ekim'de İstanbul'da Rize başkanı Tahir Kıran, Karagümrük Başkanı Süleyman Hurma ile Ahmet Ağaoğlu ile TFF Başkanı Nihat Özdemir bir araya geliyorlar. Toplantının bir bölümünde Tahir Kıran Serdar Tatlı'ya ''O masada artık oturamayacaksınız'' deyince ortalık karışıyor.
Nihat Özdemir gitmek için ayağa kalkan Tatlı'yı zor durduruyor.
Ancak daha sonraki TFF ve Kulüpler birliği toplantısına MHK Başkanı çağrılmayınca o da basıyor istifayı gidiyor. Ama daha önce istifa eden Asbaşkan Metin Tokat MHK'dan ayrılınca yerine gelen Gündoğdu'da sadece 48 saat görevde kalıyor.
Ama bu kavgaları başlatan esas konuda hala devam eden Ali Koç-Aziz Yıldırım kavgası.
KULÜPLER 7 HAKEM KELLESI ISTIYOR
Kulüpler Birliği ile MHK kavgasının başlangıcında kulüpler 7 hakemin görevden alınmasını ve VAR hakemliğinin başka bir grup tarafından yapılmasını istiyor. Kellesi istenen hakemler şöyle: Ali Palabıyık, Ali Şansalan, Halil Umut Meler ve Özgür Yankaya. Ama bunlara ek 3 hakem daha var.
Şimdi Futbol Federasyonu açmazda. Nihat Özdemir ile Ali Koç'un arası düzelmiyor. Kavga sürüyor. Ali Koç peşine seçildiği günden beri Galatasaray Başkanı Burak Elmas'ı da takmış durumda. Trabzonspor başkanı Ahmet Ağaoğlu ile Koç grubunun arası Golf Federasyonu Başkanlığından beri mükemmel.
Ali Koç, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin haricinde çoğu kulüp başkanını yanına almış durumda.
Şimdi bu işler nereye varır;
MHK'nın başına Türk futbolunu iyi tanıyan Alman Markus Merk ile İtalyan Rocchi gelebilir. (Kabul ederler mi bilinmez)
MHK'nin başına futbolun içinde ama hakem olmayan biri gelir (Ufuk Özerten gibi)
MHK'nin başına yine eski ve saygın hakem gelir (Hilmi Ok gibi)
MHK 'nın konsensüs sağlayacak biri başına gelebilir. Yanına kurul konur. ''Falan filan'' Bu uzayıp gider. Peki, içinden çıkılır mı?
Kesinlikle ''Hayır''
Onun için Fenerbahçe'nin ''şampiyon'' olması şarttır.
TEVFIK YENER AĞABEYİM
45 yıldır bu mesleği yapıyorum. Üniversite hocalığım dahil. 17 yıllık Milliyet yazarlığımdan sonra Kanal 6-Kanal D -Show TV -Cine 5- Digiturk-Lig Tv gibi kanalların kurulumunda bulunup ve 5 sene LIG TV Ceo'luğu yaptım. Tevfik Yener benim hep örnek aldığım meslektaşlarımın en önünde gelmiştir. 26 senedir Tevfik Abim Amerika'da yaşıyordu. Ama ne yazık ki yaşadığı ''büyük acı'' onun yolunu yeniden ülkeye çevirdi.
Eşi 'efsane sanatçı' Neşe Karaböcek hanımla aramıza katıldı.
Sevgili Tevfik Abime hem hoş geldin diyor hem de sabrının ömür boyu olmasını diliyorum.

YORUM YAP