Partiler, dernekler, oda yönetimleri bakıyorum da ortak bir hedef etrafından toplanmak neyse ne de birlikte hareket etmek ne kadar zor ve meşakkatli bir iş ne kadar farkındayız kuşkuluyum. Kişi bir başına bir şeye karar verip ve hemen harekete geçer… Ama kitleleri eyleme geçirmek çok zor. Ve tam tersini düşünün bireysel eylem ve çıkışların etkisi ile kitlesellerin yarattığını?
Nisan ayında bu defa da yeni anayasa için bizleri sandığa taşıyacak sürecin öncesine bakıyorum da hadi AK Parti ve CHP'nin tarafı belli diyelim… MHP'nin başı Evet safında, gövdesi ikiye ayrılmış alt tarafı Hayır diyenlerin yanında… ‘Baş'ın yanında saf tutanlar partideki siyasi sorumluluklarını koruyor, “Hayır” diyenler için görevden alma süreci işliyor… O değil de seçmenin yapmadığını, Bahçeli kendi eliyle yapacak bu gidişle… Allah'tan bütün MHP'liler liderlerine saygıyı bir kenara bırakıp, siyasi görüşlerinin arkasında açıkça durmuyor. Liderlerine saygıları uğruna (kişisel siyasi menfaatlerini eklemeye elim varmıyor…) gerçek siyasi görüşlerini kamuoyuna yansıtmıyorlar… MHP'yi bölen bu süreç, yok olmasına neden olmaz inşallah… MHP için kaygı duyanların sayısı parti dışında içinden daha fazla! Bu işte anormallik yok mu Allah aşkına… MHP'nin “Evet” demesinin ötesinde bir mesele var işin içinde… MHP'nin Lideri kendi tabanını ikna edemiyor veya dinlemiyor tablosu! Taban da çoğunlukta Bahçeli gibi düşünse ve o yönde tavır sergilese; saygı duyulur, tutumlarının tartışılacak bir tarafı neredeyse kalmaz… Ancak şu anda MHP adına Anayasa sürecindeki duruşundan dolayı partili, partisiz geniş bir kesim kaygı duyuyor!
“Anayasa değişiklik oylamasının sonucunda Türkiye'nin yaşayacakları dururken, MHP'nin akıbetine mi taktın Sevginar?” diyebilirsiniz… MHP ve MHP'liler adına üzülüyorum. Bu parti ve emektarları bunu hak etmiyor… Bir inandığımız MHP ve Devlet Bahçeli var bir de bu süreçteki Bahçeli ile MHP'ye bakıyorum yapılan veya yapılmak istenenin anlamlandıramıyorum… Belki de sorun ben ve benim gibi düşünenlerde ve Bahçeli doğru olanı yapıyor; Türkiye ve MHP adına… Yanılmayı ve zamanın onu haklı çıkartmasını canı gönülden istiyorum ama şu an bana hissettirdiklerinin tarifi; HAYAL KIRIKLIĞI! Referandum sürecinde sahaya çıkacak MHP Silivri Teşkilatının Allah yardımcısı olsun!
MUCİZE BEKLEMEYİN, MUCİZE OLUN!
Dünden devamı…
8. Korkularınızı anlayın ve onlara minnet duyun. Korku muhteşem bir öğretmendir. Ve yendiğiniz her korku sizi muzaffer kılar. Korktuğunuz şey ne olursa olsun bilin ki; korkunuzu yenmek için yapmanız gereken şey ısrarla korkunuzun üstüne gitmek ve bu konuda pratik yapmak. Korku bir illüzyondur ve korkup korkmamak bir seçimdir.
9. Keyif almak için kendinize izin verin. Birçok insan eğlenmek, rahat hissetmek ve keyif almak konusunda kendilerine izin vermeyecek kadar “problem”lerine ve içlerindeki karmaşaya odaklanmış durumda yaşıyor. Öyle ki o sorunlar olmadan kendilerinin kim olduğunu bile tanımlayamaz durumdalar. Siz mutlu olmak için kendinize izin verin! Çok kısa anlar için bile olsa; olan bitenin zorluğuna değil içinde bulunduğunuz anda ki mutluluk verici olaylara odaklanın.
10. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Hayatın bir yarış olduğu öğretiliyor bize: Başarı, kazandığınız para, güzellik, sahip olduklarınız… İlla kıyaslama yapacaksınız, sizden daha azına sahip olanlarla, sizden daha başarısız olanlarla, sizden daha az güzel görünenlerle kıyaslayın kendinizi ve sahip olduğunuz her şeyle ilgili şükredin. Yine de en iyisi sadece ve sadece kendinizle “yarış”tığınızı fark edin. İçinde bulunduğunuz durumdan daha iyi bir durumda nasıl olacağınıza odaklanın, sizden daha iyi olanlara değil.
11. Kurban değilsiniz, kurban rolü oynamayı bırakın ve kendi yolunuzdan çekilin. “Kurban” olduğunuzu düşünüyorsanız, bilin ki; sadece kendi düşünce, söz ve hareketlerinizin kurbanısınız. Hiç kimse “size bir şey yapmıyor”. Kendi tecrübenizi kendiniz yaratıyorsunuz. Sorumluluğunuzu üstlenin ve zor durumlardan çıkabileceğinizi bilin. Sadece düşünce biçiminizi değiştirmek ve aksiyon geçmek yeterli. “Kurban” psikolojisini bir kenara bırakın ve zafere oynayın!
12. Her şey değişebilir ve değişir de! “Bu da geçer” ne harika bir cümle, değil mi? Kötü bir duruma düştüğümüzde, o durumdan çıkamayacağımızdan korkarız. Asla değişmeyecektir, hep böyle üzüntü içinde kalacağızdır. Ama ne olur? “O da geçer”… Hep geçmedi mi? Neler atlattınız bir düşünsenize! Hepimizin bir gün öleceği gerçeğini bir tarafa bırakırsak hiçbir şey kalıcı değildir… Bu yüzden de eski “her şey aynı kalacak” düşünce alışkanlığınızdan hemen kurtulun. Yapmanız gereken bir şekilde harekete geçmek, çünkü işler kendi kendine istediğiniz yönde değişmez; sizin bir şeyler yapmanız gerekir.
13. Her şey mümkündür… Her şey! Mucize dediğimiz şey her gün herkese olur. Hayatınızdaki mucizeleri fark etmeye niyet edin… Her sabah! İşte o noktada yenilmez olursunuz.
* Alıntı