Eğitim İş Merkez Yönetim Kurulu, Ankara Şubeleri, Konfederasyonları Birleşik Kamu-İş Merkez Yönetim Kurulu ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilcileri, Milli Eğitim Bakanlığı önünde yeni müfredatı protesto etti.
Yeni müfredatın protesto edildiği Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasına Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Ankara Şubeleri, Konfederasyon Birleşik Kamu-İş Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilcileri katıldı.
ÖZBAY: BU TASLAKLAR, TEHLİKELİ ADIMLARI TEMSİL EDİYOR
Genel Başkan Kadem Özbay'ın burada yaptığı açıklama şöyle: “Eğitim sistemimizi yıllardır sistematik olarak gericileştiren, piyasacılaştıran, niteliksizleştiren iktidar, yakın zamanda “milli”sini yok ettiği milli eğitim sistemimizde bu kez “eğitimi” de parçalamaya başlamıştır. Bunu da arka arkaya ortaya koyduğu iki taslakla, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli isimli müfredat taslağı ve daha önce Anayasa Mahkemesi'nden dönen Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ile yapmaya çalışmaktadır. Bu taslaklar, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşma, Atatürk ve Cumhuriyeti yok sayma, öğretmenin diplomasını geçersiz kılma ve öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma gibi tehlikeli adımları temsil ediyor.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlığı altında dayatılmaya çalışılan program, Bakan Tekin'in de itiraf ettiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayalini gerçekleştirmek için hazırlanmıştır. Ancak "Cumhuriyet sizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesiller ister." diyen Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde hem de 100. Kuruluş yılında Milli Eğitim programı olarak kabul edilemez. Kabul etmiyoruz! Sayın Tekin'e buradan sesleniyorum, Milli Eğitim Bakanlığı, bir parti başkanının seçimlerde taahhüt ettiği ideallerini gerçekleştirme yeri değil! Oturduğunuz o koltuk Cumhuriyet'le hesaplaşma yeri değil!
İçinde Atatürk'ün, Cumhuriyet'in, yurttaşlığın olmadığı, bilimdışı, çağdışı müfredatı; öğretmeni yok sayan, diplomasını geçersiz kılan meslek kanunu kabul etmiyoruz!
Bu müfredat, bizlerin ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirilmiştir. Dini derslerin artış gösterdiği, bilimsel derslerin geriletildiği, ülke tarihinin çarpıtılarak anlatıldığı, konu ve anlam sıralaması bile yanlış şekilde yapılan bu müfredat, bilimsellikten daha da uzak bir eğitimin başlangıç düğmesi olmuştur. İktidarın sorgulamayan nesiller yaratma gayreti bu müfredatta vücut bulmuştur.
“LAİKLİK, EĞİTİM SİSTEMİMİZİN DE TEMEL TAŞIDIR”
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri olan laiklik, eğitim sistemimizin de temel taşıdır.
Eğitimimiz, Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde her türlü dogmadan ve ideolojiden uzak, bilimsel gerçeklere dayalı olmalıdır. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" isimli taslak ise laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşarak, belli bir ideolojinin dayatılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu taslak, eğitim sistemimizi geriletecek bir adımdır. Öğrencilerimizi ezberci ve dogmatik bir eğitim sistemine mahkum edecek ve onları 21. yüzyılın bilgi ve becerilerine sahip bireyler olmaktan alıkoyacak bir adımdır.
Müfredatta milli, manevi ve ahlaki değerler vurgusu sürekli yapılırken; sayısız cinsel istismar vakalarıyla gündeme gelen tarikatlarla yapılan protokoller, ülkenin kurucusuna bile dil uzattığı halde koltuğundan edilmeyen yöneticiler, ne olduğunu bir tek AKP'nin bildiği “milli ve manevi değerlere” aykırı düşmezken, o “değerler” bir kız çocuğunun mutlu gününde rahat dans edebilmek için giydiği bir kıyafetle yerle yeksan olmaktadır.
• Kız çocuklarının kolu göründüğünde ‘milli ve manevi değerlerin' sarsılacağını düşünen,
• Bu çocukları en mutlu günlerinden birinde okul önünde ağlatıp, mezuniyetlerini güzel hatırlama haklarını ellerinden çalan,
• Kılık kıyafet yönetmeliklerinde bile bulunmayan şartları keyfi olarak çocuklara dayatıp görevini kötüye kullanan ve haddini aşan,
• Kadınların ve kız çocuklarının bedeni üzerinde söz hakkı olduğunu sanan,
• Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir ülke olduğunu, Atatürk'ün dediği gibi bu ülkenin asla “şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi” haline getirilemeyeceğini kabul ve idrak edemeyen,
tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ise adeta öğretmenlik mesleğini yok sayıyor, öğretmenin diplomasını geçersiz kılıyor.
ÖMK yani Öğretmene mobbing kanunu! Öğretmenin adı var, fikri yok, değeri yok!
Diploması geçersiz kılınmak istenen tek meslek öğretmenlik! Üniversite mezuniyeti, uzmanlık belgesi olan diploması artık yok hükmünde!
Öğretmenleri, unvanlarla kategorize etmeye, eğitim barışını bozmaya devam!
Sınav yok ama Milli Eğitim Akademisi var! Muğlak ifadelerle idareye disiplin hükümleri üzerinden yetkiler var!
Özel okul öğretmenlerinin talepleri yok!
İktidar kendisini devletin sahibi yerine koyuyor!
Devlete alınacak memura, görevde kalmasına, yükselmesine ben karar veririm diyor!
Bu girişim AKP'nin kendi memurunu seçme yöntemidir! Anayasayı yok saymadır!
Kamuda personel alımında, Anayasaya aykırı köklü bir değişikliktir! Yakın zamanda tüm bakanlıklarda bu uygulamalara başlamak niyetinde oldukları nettir!
Tekrar vurguluyorum, siyasi iktidarlar devletin sahibi değildir! Atatürk'ün kurduğu ve Cumhuriyetin temel taşı olan laik ve bilimsel eğitim sistemi, bu taslaklar ile yok edilmek isteniyor. Öğretmenlik mesleği ise itibarsızlaştırılarak, eğitimdeki nitelik düşürülmeye çalışılıyor. Bu taslaklar, sadece eğitimi değil, tüm toplumu olumsuz etkileyecek ve Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atacak adımlardır.
Bu taslaklara karşı sessiz kalmamalıyız. Laiklik ve bilimsel eğitimden taviz vermeden, Atatürk ve Cumhuriyeti savunarak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını korumak için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
Sesimizi yükseltelim, bu gerici adımları durduralım!
Eğitimde laiklik, bilimsellik ve öğretmenlik onuru için hep birlikte mücadeleye!
Atatürk'ün izinden yürümeye, Cumhuriyet değerlerini korumaya devam edelim!”
Açıklamanın ardından, Bakan Tekin'e “Göreve geldiği günden beri, liyakatsiz atama ve görevlendirmeleri, laik ve bilimsel eğitime aykırı uygulamaları, cemaat ve tarikatları eğitim sistemine dahil etmesi, eğitimde yarattığı eşitsizlik ortamı, içerisinde Cumhuriyetin, Atatürk'ün olmadığı bilimin yok sayıldığı çağdışı müfredat dayatması ve mesleği itibarsızlaştıran Öğretmenlik Meslek Kanunu nedeniyle, Bakanlık görevini yapmak için yetersiz olduğundan” tasdikname ve üzerinde eğitimin gerçek sorunlarının yazılı olduğu 10 metrelik ferman verdik.”
Haber Merkezi