1940'lı yıllardı.
Türk futbolu yavaş yavaş kendine geliyor ama maddi imkânsızlıklar nedeniyle fazla ilerleyemiyordu.
Fenerbahçe kalesinde Cihat Arman vardı.
Mükemmel kurtarışlarıyla Türk toplumunun gözdesi haline gelmiş, Beşiktaş ve Galatasaray gibi rakip kulüplerin taraftarları bile bağırlarına basmışlardı. Cihat Arman sembol olmuştu.
Yıllarca Millî takımında kalesini korudu.
50'li yıllarda ise Turgay Şeren ortaya çıktı.
Galatasaray Lisesinde okuyordu.
Genç yaşta Milli takıma seçildi.
Berlin'deki Almanya maçında inanılmaz kurtarışlar yapmıştı. Adı ''Berlin panteri'' olarak çıktı. Öyle de kaldı. Sonra Göztepeli Ali Artuner geldi.
Avrupa kupalarında müthiş maçlar oynuyordu. Ama bir efsane olamadı. Ardından Şenol Güneş, daha sonra Fenerbahçeli Adil, sonraları birçok kaleci geldi, geçti. Hiçbiri Cihat Arman'ın, Turgay Şeren'in yerini alamadı.
Türkiye'de kaleci sıkıntısı vardı.
Yabancı kalecilere yöneldi Türk takımları.
Fenerbahçe Alman milli takımının dünyaca ünlü kalecisi Toni Schumacher'i Türkiye'ye getirdi. Schumacher kaleciler için bir idoldü. 1990'lı yıllara kadar oynadı. Ardından ülkesine döndü. Sonra Mondragon'lar, Cordoba'lar ve daha bir sürü yabancı kaleci Türk futbolunda yerlerini aldılar.
Yabancı kaleci transfer ediliyor fakat Türk kaleciler ortaya çıkmıyordu. Alt yapı sorunu vardı ve çözülemiyordu. İyi kaleci yoktu. Olanlarda bir yere kadar gidiyordu. 2000 yıllarında Galatasaray kalesinde Taffarel yer alıyordu. Sıradan görünümlü klas bir kaleciydi. İşte onun gelişi kaleci konusunda çağ atlatmaya yetti. Türkiye'yi gençlere verilen önem, genç takımların Avrupa sahalarındaki başarısı işi yüksek bir noktaya getirdi.
ALTINORDU İŞİ BAŞLATIYOR
Altınordu kalesinde Berke vardı.
İyi bir kaleciydi.
İstanbulspor 'da Okan vardı.
O da çok iyiydi.
Ama yetmezdi.
Lucescu Milli takımın başındayken kaleye Konyasporlu Serkan Kırıntılı ile Çaykur Rizesporlu Gökhan Akkan'ı çağırmış, kaleyi ise Royal Antwerpen'in Türk kalecisi Sinan Bolat'a teslim etmişti.
Romen hoca Belçika'dan kaleci getirirken hemen Riva'ya 50 kilometre uzaklıktaki Başakşehirspor'daki Mert'i göremedi bile. Mert, o aralar Avrupa liglerinin en az gol yiyen kalecisiydi. İşini bilen Şenol Güneş gelir gelmez Mert'i kaleye geçirdi. Ama Mert yalnız değildi. Türk futbolunda müthiş bir kaleci enflasyonu yaşanıyordu. Enflasyondan kastımız kötü anlamda değil.
Bolluk demek, bereket demek istiyoruz.
Mesela Bursaspor kaleci Harun'u ligin başlarında Fenerbahçe'ye satmıştı. Ama arkasında Okan Kocuk'a bırakmıştı. Okan'ın yanında Muhammed Gezer vardı. Muhammed muhteşem bir kaleci çıktı. Fransızlar hemen üstüne atladılar. Görüşmeye başladılar. Büyük bir ihtimalle Muhammed sezon sonu Fransa'nın yolunu tutacak. Okan'ı da isteyen Avrupa kulüpleri var. Beşiktaş'ta Karıus Türkiye'nin şu andaki en pahalı kalecisiydi. Ama yedeklerinden biri Utku Yuvakuran. Utku çok kaliteli bir kaleci. Çok tecrübesiz. Ancak Utku'nun geleceği çok parlak. Galatasaray'da Muslaera'nın yedeği İsmail Çipe. Galatasaray'da oynadığı maçlarda hata yapmadı. Çipe'de şu anda yerini koruyor.
Fenerbahçe 'de Altınordu'dan alınan kaleci Berke var. Berke önümüzdeki Fenerbahçe kalesindeki yerini alacaktır. Trabzonspor kaleci Onur Kıvrak ile sorun yaşarken pek taviz vermemişti. Herkes şaşırmıştı. Lakin bir bildikleri varmış. Önce Uğurcan ardından Arda çıkıverdi. Herkesin gözüne girdiler.
ALTAY GELİYOR
Kayserispor kalesinde Lung'un yedeği Muammer Zülfikar var. Sivasspor'un ikilisi Tolgahan- Ali Şaşal, Kırmızı -Beyazlı takımın kalesini koruyorlar. Kasımpaşa'da Ramazan yer alıyor. Akhisarsporlu Fatih Aktürk'de Galatasaray'ın gözü var. Malatyasporlu Ertaç, Alanyasporlu Haydar, Başakşehirli Volkan Babacan'ı, Antalyasporlu Ferhat, İstanbulsporlu Erce Kardeşler milli takım için takibi bırakılmayacak kaleciler. Ama bir tanesi var ki, üç-beş gündür herkesin gündeminde.
Ankaragüçlü Altay'dan söz ediyoruz. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe ile yapılan maçta muhteşem bir oyun çıkartan Altay çok doğru pozisyon alıp bütün Türkiye'nin gündemine girdi. Duruşu çok rahat ve telaşsızdı. Hele hele maç sonu yaptığı konuşmada basit cümleler kullanmaması da dikkat çekmişti. Altay şimdi Milli takıma doğru yürüyor. Daha çok zamanı var. Ama emin adımlarla yürüyor. Türkiye tarihinde ilk kez yaşadığı bu kaleci bolluğunu inşallah diğer oyuncularla da yaşar.
Sevgili Ferhan ağabeyime! Nostalji yazılarınıza ara vermeden devam etmenizi rica ediyoruz... Yeni neslin, Türk futbolunun ve futbolcusunun hangi yolları katettiğini bilmesi, öğrenmesi gerektiğine inanıyorum. Buda sizin kaleminizden damlayan tarih bilgileriyle olacaktır!... Teşekkür ediyorum.