CHP İstanbul 3.Bölge Milletvekili Aday Adaylığına karar verdiği andan itibaren Silivri'yle sıkı bir örgüt çalışması içine giren Milletvekili Eren Erdem, dün yine ilçemizdeydi. Gazeteci Yazar Eren Erdem, CHP Silivri İlçe Örgütü Başkanı Suna Göçengil ve ekibine hayırlı olsun ziyareti çerçevesinde başarı dileklerini bizzat iletirken örgüte seslenmeyi de ihmal etmedi. Her açıklamasıyla gündemi sarsan CHP'nin ses getiren vekili, mücadeleyi parlamentoda etkin bir şekilde yürütmek için gösterdiği çabayı örgütün desteği ile başarıya ulaştırabileceklerini vurguladı.
GÖÇENGİL'DEN HOŞ GELDİNİZ KONUŞMASI
Açılış konuşması yaparak Cumhuriyet Halk Partisi 3. Bölge İstanbul Milletvekili Eren Erdem'i partililerine takdim eden İlçe Başkanı Suna Göçengil, “Kendisi gerek Haziran gerek Kasım ayı seçimlerinde yapmış olduğu özverili çalışmalardan dolayısıyla ve daha sonra meclisimizde vermiş olduğu önergelerle son derece yüksek bir ivmede çalışma gösteren bir milletvekilim. Kendisine ilçemiz olarak hoş geldiniz diyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum.” dedi.
ERDEM: ÇOK KONUŞAN TARAF DEĞİL, ÇOK DİNLEYEN TARAF OLMAYI SEÇTİM
Cumhuriyet Halk Partisi 3. Bölge İstanbul Milletvekili Eren Erdem, şunları kaydetti: “Sayın İlçe Başkanım, İlçe Yöneticilerim, tüm partili yol arkadaşlarımı selamlıyorum. Silivri ilçemizi ziyaret etmek ve yeni seçilmiş olan yönetimimize hayırlı olsun demek istedim. Aynı zamanda Silivri ilçemizde mücadele veren yol arkadaşlarımızın düşüncelerini ve taleplerini dikkate almak adına dinlemek ve yararlanmak istedim. Çok konuşan taraf değil, çok dinleyen taraf olmayı seçtim bugün.
“PARTİMİZİ TOPLUMCU SİYASETLE BÜTÜNLEŞTİRECEK BİR MÜCADELE İÇİNDE OLACAĞIZ”
Çok konuştuğum için bazı siyasi çevrelerde rahatsızlık yaratabiliyorum. Bugünlerde havuz medyasında fazlaca sevilen, sayılan (!) bir milletvekili olarak Cumhurbaşkanının, zannediyorum, en sevdiği (!) milletvekili olma özelliğini taşıyan bir yol arkadaşınız olarak vermiş olduğumuz bu mücadeleyi kısaca sizlere aktarmak istiyorum. Kongre dönemleri bitti şimdi bir tek kurultayımız kaldı. Temenni ediyorum ki kurultayımızdan da Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde güçlü bir yapı çıkacak ve Cumhuriyet Halk Partisini gerçek anlamda toplumcu siyasetle bütünleştirecek bir mücadele yürüteceğiz.
“ÖRGÜTÜMÜZ SANDIĞA SAHİP ÇIKTI”
Kongrelerimizde örgütümüzün uzun zamandır yaşadığı yorgunluğu bir nebze atmış olduk. Yorulmak iyi bir şeydir çünkü yorulmak çalışmaya delalettir. Çok çalışkan bir örgütüz. Çok zor seçimler atlattık. Arka arkaya seçimlere girdik. Girdiğimiz seçimlerde hiç efor kaybetmeden, güçlü bir şekilde mücadele verdik. Sonuçlar bizim beklentilerimizi karşılamayabilir; bu çok daha siyasal bir tartışmadır. Bunun için daha ideolojik ve siyasal bir takım çalışmalar yapmak gerekir ama toplamda örgütümüz çok güçlü bir iradeyle sandığa da, sokağa da, iradesine de, ideolojik politik vizyonuna da sahip çıktı. Aynı iradeyi bu mücadele döneminde göstermeye devam edeceğiz.
“VEKİLLER TBMM TV'NİN KAMERALARI KAYIT YAPSIN DİYE KONUŞUYOR”
Parlamento içerisinde bir tiyatroya tanık oldum. Meclise girdiğimde Adalet ve Kalkınma Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan bir vekil çıkıyor, konuşuyor; hiç kimse birbirini dinlemiyor. Söylenen sözü dinlemek yerine saat 19.00'a kadar yayın yapan TBMM TV'nin kameralarına yönelik konuşmalar yapılıyor. Yani bir milletvekili kürsüye çıktığı zaman diğer milletvekillerinin dinlemesi için değil TBMM TV'nin kayıt yapması için konuşuyor. Grupta bütün arkadaşlarımız bu durumdan rahatsız olduğunu ifade etti ve dedik ki; “Biz kürsüye çıktığımızda farklı davranacağız. Bunlara kendimizi dinleteceğiz.
“HAVUZ MEDYASI BENİ YİNE LİNÇ EDECEK”
İlk kürsü konuşmamda münafıklığın tanımından bahsetmiştim. Meclis birbirine girmişti. Dinlemek zorunda kalmışlardı. Akabinde Cumhurbaşkanının da o konuşmayı dinlemiş olduğunu öğrenmiş olduk. Münafık kelimesinden ne kadar rahatsız olduysa artık, çılgınca, bütün havuz medyasıyla saldıran bir tarz içerisinde mücadeleyi baltalamaya çalıştı. Ben bu adamların dilini bilen biriyim. Bunların lisanını çok iyi anlarım. Bunlara kendi lisanıyla muamele etmeyi de çok iyi bilirim. Önümüzdeki hafta yine bir kürsü konuşmam olacak. İddia ediyorum; 15 gün yine havuz gazeteleri beni yazacak, emin olun. Yine aynı şekilde linç edecekler çünkü onlar benim konuşmamdan rahatsız oluyorlar. Ben konuştuğum zaman kendi kitlelerini kaybetme endişesine kapılıyorlar çünkü gerçek anlamda onların istismarlarını çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkarma esasıyla bir üslup geliştiriyorum. O yüzden de tonlarca iftiraya başvuruyorlar ama bunların hiçbir karşılığı yok; biz sadece gidip dava açıyoruz.
“YENİLENMEYİ PARTİMİZİ İLERİ GÖTÜRECEK ÇALIŞMALARLA TAÇLANDIRACAĞIZ”
Mücadeleyi büyütmemiz lazım. Nasıl büyüteceğiz mücadeleyi? İşte dinç bir şekilde örgütlerimiz yenilendi. Türkiye'de 81 ilde kongreler yapıldı. Herkes tabiri caizse enerjisini yenilemiş oldu. Bu yenilenmeyi partimizi ileri götürecek çalışmalarla taçlandıracağız. Bir tüzük kurultayı yapacağız. Tüzük kurultayında demokratik katılımı artıracak ve partimizi daha geniş kitlelere açacak bir tüzük üzerinde çalışma yapacağız. Bu çalışmaların tamamı, inanıyorum ki, sizlerin de ilgi ve istişaresi dâhilinde yürüyecek. Bende Ankara'da aynı anlayışla bu çalışmalara katkı sunacağım ve sizleri temsilen orada olacağım.
“GÖRÜŞLERİNİZİ DİNLEMEK İSTİYORUM”
Bu yüzden benden, bizden, Ankara'daki yol arkadaşlarımızdan beklentilerini, taleplerini, gündeme getirmesi gerektiği konuları bu hayırlı olsun ziyaretini bahane ederek hâlihazırda sizleri bir arada bulmuşken daha çok sizlerin konuşacağı bir sohbet toplantısı içinde yer almak istedim. Sizlerin bu konudaki kanaatlerini, eleştirilerini, görüşlerini, taleplerini, ihtiyaçlarını en azından ben dinlemek ve bunun üzerinde çalışmak istiyorum. Çünkü biz bu bölgenin milletvekiliyiz.
“ÖRGÜTLERİMİZE DAHA ÇOK KULAK VERMEMİZ GEREKTİĞİNİ FARK ETTİK”
Arka arkaya iki seçime girdik, çok yorulduk. Bizim siyasal olarak da verdiğimiz çok ağır bir savaş var. Tayyip'in çeteleriyle savaşmak durumundayız aynı zamanda. Parlamentoda verdiğimiz bir mücadele var. Ülkemiz çok kötü bir yere gittiği için bu bilinç ve sorumlulukla sürekli komisyonlarda görev alıyoruz. Ben aynı zamanda meclisin Dış İşleri Komisyonu üyesiyim. Bu dönem parlamentonun en önemli komisyonlarından biri. Burnumuzun dibinde bir savaş var (Ortadoğu'dan bahsediyor) ve güçler savaşı haline gelmiş durumda. Dünyanın bütün emperyalistleri bu bölgede birbirini tasfiye etmek için insanları yok ediyor. Bütün bu yoğunluk ve sıkıntının içerisinde örgütlerimize yeterince kulak veremediğimizi gördük ve daha çok kulak vermemiz gerektiğini fark ettik. Bu bağlamda buradayız. Hepinizi saygıyla selamlarım. Seçilmiş yönetimimize hayırlı olsun diyorum. Aynı sinerjiyle, aynı ruh ve anlayışla mücadeleyi yükselteceklerinden hiçbir şüphem yoktur.”
Milletvekili Eren Erdem, konuşmasının ardından sözü vatandaşa bıraktı. Görüş ve kanaatlerini dinleyerek not aldı. Toplantının bu kısmı basına kapalı bir şekilde gerçekleştirildi.
Hazal BAŞARAN