Silivri'de genel ve yerel yönetimlerin de ilgisiyle gelişen farklı tarım uygulamalarından birinin mimarı da Melike Müezzinoğlu. Yerli ve atalık buğday ile arpa çeşitleri hakkında bilgi veren Müezzinoğlu, elde ettiği ürün ve tarımsal hedefleri hakkında paylaşımlarda bulundu.
Silivri'de 750 dönüm üzerinde kurulu SultanÇiftliği- tarım işletmesinde üç nesil küçük bir aile işletmesi olarak 20 yıldır organik tarım prensibi ile çiftçilik yaptıklarını ifade eden Çevre Bilimci Melike Müezzinoğlu, iki yerli çeşit buğday Maden ve Rumeli, atalık Siyez ve Kavılca ile yerli bir arpa çeşidi üretim deneyimlerini Hürhaber ile paylaştı.
Temel amaçlarının toprağa iyileştirmek olduğunu belirten Müezzinoğlu, bununla birlikte insana doğanın güzelliğini tanıtmayı da temel çalışma alanlarından biri olarak tanımladı.
SultanÇiftliği aynı zamanda uluslararası bir arboretum.(Arboretum, latince 'arbos' yani ağaç ve çalı kökünden üretilmiş. 'etum' ise; topluluk anlamına gelir. Arboretum; ağaç topluluğu.)
MÜEZZİNOĞLU: HAYALİM TARIMIN DOĞAYA NEGATİF ETKİSİ OLMADAN YAPILMASI
Gerçekleştirdiği üretimler ile ilgili deneyimlerini paylaşan Müezzinoğlu hayal ve hedeflerini de şöyle anlattı: “Hayalim tarımın bir doğa modelinde olduğu gibi, doğaya negatif etkisi olmadan yapılması. Tutkum ise toprağı gözeterek insana iyi ve besleyici gıda sunmak. Karbon pozitif bir sistem hayal ediyorum. Bunun için çok sayıda ağaç dikiyorum. Tarım politikaları daha fazla ağaç dikimini desteklemeli. Mevcut taş değirmenimizi güneş enerjisi ile çalıştırarak tamamen karbon pozitif bir işletme olabileceğiz.
“İYİ ÖRNEK OLMAK İSTİYORUM”
Daha çok çiftçi ve doğaya geri dönmek isteyen insanlara eğitimler vererek onlara ulaşmak, iyi örnek olmak istiyorum.
“İLÇE TARIM MÜDÜRÜNE MÜTEŞEKKİRİM”
Bunun için her türlü teknik desteğe açığım çünkü biz küçük bir aile işletmesiyiz ve çok farklı alanlarda çalışmamız gerekiyor. Bunun için İlçe Tarım Müdürlüğüne müteşekkirim. Her zaman bizimle ilgileniyorlar. Daha büyük çapta silomuzu kurmak, sistemimizi tamamlamak en yakın hedeflerimiz.”
“DOĞAYA ZARAR VERMEDEN ÜRETİM YAPIYORUZ”
“Arazimizde 4 bin 400 ağacımız var. Doğaya zarar vermeden üretim yapıyoruz. Doğa sistemini korumak adına örnek alınacak sistemler lazım. Şehir insanın tarımı öğrenmek için çok büyük merakı var. Bunu bir şekilde fırsata çevirip beraber çalışmalar yapılabilir” diyen Müezzinoğlu, elde ettiği ürünler ve özelliklerini şöyle anlattı:
SİYEZ
“Siyez çok özel bir buğday. Tohum Bankamız var. Tohumu saklıyor, bir sonraki sene ekimini yapıyoruz. Tamamen organik koşullarda sertifikalı olarak üretiyoruz. Bunu daha geniş kitleleleri sunabilmek için siyez buğdayını geniş kitlelere sunabilmek için organik sertifikalı Taş Değirmen işletmesi kurduk. Bütün üretim prosesi kendi elimizin altında olsun istedik.
KAVILCA
Kavılca ürünümüz var. Eskiye dayanıyor, değiştirilmemiş nadir buğday türlerimizden bir tanesi. Bu nadir özellik ona iklim değişikliğinde, kuraklıkta dayanabilme özelliğini veriyor. Bir de kabuklu yapısı sayesinde hastalıklara karşı dayanıklı. Böcek veya ot ilacı kullanmadan yetiştirebiliyoruz. Verimi normal buğdaylardan daha düşük ama bütün besin değerleri, proteini daha yüksek. Daha az ürün yiyerek iyi bir şekilde beslenmeyi sağlayabiliyoruz. Bu ürünü tohumdan üretiyoruz. Taş değirmenimizde un haline getirdik.
“ANALİZLERLERE GÖRE HİÇBİR KALINTIYA RASTLANMADI”
Siyez'in Ege Üniversitesi'nden kapsamlı analizleri geldi. Organik sertifikasyon kontrolü firmamızın numune alıp yaptırdığı analizler var. Bunlara göre herhangi bir kalıntı rastlanmadı. Bakılan kriter sayısı 250.
“EKOSİSTEM İÇERİSİNDE BUĞDAY ÜRETMEK MÜMKÜN”
Bunu şuna borçluyum; çiftlikte agro ekolojik sistem kurduk. Ağaçların arasında ekim yapıyorum. Ekosistem içerisinde buğday üretmek mümkün. Barındırdığı ve ziyaret eden hayvanlarla, zararlılara karşı doğa düşmanları ile denge kurup mücadele sağlanıyor. İnsana ve doğaya en uygun şekilde üretimi sağlıyoruz.
Kavılca'nın da analizleri yapıldı ve hiçbir kalıntıya rastlanmadı.
MADEN BUĞDAYI
Yerli buğday üretimimizde bu sene verimi daha fazla olan türlere de yöneldik. Maden buğdayı, tamamen Türkiye'nin yerli çeşidi. Bunda da hiçbir ilaç kullanmadık. Böcek ilaçları çocuklarda sinir sisteminde rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Yapılan çalışmalara göre çocuklarda otizm veya obeziteye sebep olacak bağırsak sorunlarına yol açabiliyorlar. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışı- yoruz.
RUMELİ
Rumeli de yerli bir buğday çeşidimiz. Ekmeklik bir buğday olması sebebiyle tercih ediliyor. Bunun üretiminde de herhangi bir ilaç kullanmadan yetiştirdik. Organik gübre kullandık.
“ÇİFTÇİLİK ZOR BİR İŞ”
Bu sene Trakya bölgesi, yurdumuzun kuraklıktan kaçabilen tek bölgesi. Yapacağımız işlemleri iyi tahlil etmemiz gerekirdi. Çiftçilik zor bir iş. Sürekli işin başında olmak gerekiyor. Çok şanslıyım ki oğlum Atilla çok hevesli ve yetenekli. Küçüklükten büyüdüğü çiftliğe büyük emek veriyor. Şu an tarla sürüyor. Motivasyonu çok yüksek. Gelecek nesiller için baktığımız doğaya sahip çıkıyor.
İLÇE TARIM MÜDÜRÜ HASAT ÖNCESİ ZİYARET ETTİ
Silivri İlçe Tarım ve Orman Müdürü Nuri Ertuğrul ve Bitkisel Üretim Denetim ekibi hasat öncesi Alipaşa Mahallesinde bulunan Melike Müezzinoğlu'na ait SultanÇiftliği Tarım İşletmesini ziyaret etti. Ertuğrul, “İlçemiz Alipaşa Mahallesi'nde 750 Dönüm alan üzerinde kurulu Sultan Çiftliği Tarım İşletmesi'nde incelemelerde bulunarak işletme sahibi Melike Müezzinoğlu ile bir araya geldik. Üç nesildir Küçük Aile İşletmesi olan, 20 yıldır Organik Tarım prensibi ile çiftçilik yapan, Çevre Bilimci Melike Müezinoğlu ve oğlu Atilla ile birlikte dev bir ordu olan işletmelerinde, iki yerli çeşit buğday Maden ve Rumeli, atalık Siyez ve Kavılca ile yerli Arpa çeşitlerinin Hasat öncesi verim kontrolleri yapıldı. Temel amaçlarının toprağı iyileştirmek olduğunu belirten Müezzinoğlu'nun öğrenciler için hazırladığı tarım sınıfını ve hazırlığını yaptığı Tarım Müzesi ile ilgili bilgiler aldık…” paylaşımında bulundu.
Haber:
Sevginar SALİ
