“ Efendim fuhuş yaptığınız söyleniyor, ne diyeceksiniz?”
Kadın cevap veriyor;
“ Ailem kalp krizi geçirecek. Hayır!”
Aynı muhabir tekrar soruyor;
“ Efendim iddialara ne diyeceksiniz?”
Kadın muhtemelen ikinci soruyu duymuyor, kendini otomobilin içine atıp elleriyle yüzünü kapatmaya çalışıyor.
Sonra hastaneye götürülürken sedyede baygın hali ekrana geliyor.
Haber, bir dakika yirmi altı saniye sürüyor.
Ne hissettiğiniz haberi izlerken?
“ Oh olsun fuhuş yaparken bana mı sordu” dediniz mi?
Şöhretin bedelini ödeyen kadının düştüğü durumu izleyip, keyiflendiniz mi?
Hayat, akıp giden bir dakika yirmi altı saniyeden sonra daha mı farklı olacak sizin için?
Ya o kadın için?
Merak ettiniz mi görüntüleri izleyen ailesi ne düşünmüştür diye?
Mesela babasının yerine koydunuz mu kendinizi? Canı çok yanmış mıdır acaba?
Yemek masasındaysa, o bir dakika yirmi altı saniyede kaşık elinden düşmüş müdür gözleri pörtlemiş midir?
Ah keşke adamcağızın halini gösterebilselerdi size! Kalpkrizi geçirdiyse kaçırdık! Tüh...
Hani maçlarda oluyor ya!
Takım gol yiyor, anında gol yiyen takımın teknik direktörü ya söverken ya saçını başını yolarken ekrana geliyor.
Gazetecilere dirhem kızmıyorum artık.
Utancından yerin dibine geçen kadına o soruları yönelten muhabiri de bozulmadım.
Arz talep meselesi her şey...
İşlerini yapıyor adamlar!
Siz bu tarz haberleri izlemeyi seviyorsunuz, onlar yayımlıyor.
Siz deyince bozuldunuz sanki!
Üzerinize alındıysanız üzülürüm.
Kendimi sizden ayırmıyorum yahu, aynıyız... Haberi izlemesem bu yazıyı kaleme alabilir miydim?
Hem dediğim gibi fuhuş yaparken; bize mi sordu oh olsun!