Sevginar Sali

Muhalefet şaha kalktı

Silivri Belediye Meclisi, Ekim ayı birinci oturumunu haftanın ilk günü gerçekleştirdi.
Bora Başkan'ın girizgâhında kayda değer bir şey olmadı. Belli etmemeye çalışsa da kafası oldukça karışık ve içindeki yoğunlukta henüz neyi ve kimi nereye oturtacağını belirleme güçlüğü içinde.
Ne kamuoyunun ne de muhalefetin iktidarın kendini toparlamasını beklemek gibi bir zorunluluğu yok tabi. Buna rağmen 6 ay gibi makul sayılabilecek bir süre de tanındı esasen.
Dünkü mecliste muhalefet namına gereğini önce MHP Grup Sözcüsü Sultan Aşkın yerine getirdi diye düşünürken, daha kuvvetli bir salvo AK Parti Grup Sözcüsü Celalettin Yazıcı'dan geldi.
Muhalefetin iktidarın gidişatından canlarının sıkılmaya başladığını ciddi bir şekilde hissettirdi diyebiliriz. Muhalefet temsilcileri kamuoyundan destek ve baskı görmeseler iktidarının 6. ayında bu kadar cesur da olamazlardı esasen.
MHP'nin hazımsızlıktan öteye içten Silivri çabasına evrilişi, AK Parti'nin yanılmışlık ve gelenin gideni arattığı havasını siyasetin kokusunu iyi alanlar kokladı mutlaka.

İktidar Grup Sözcüsü Önder Çolak'ın yerel yönetime dair hiçbir şey anlatma ısrarını anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. İktidarlarını pasif ve kayda değer hiçbir şey yapmıyor gibi göstermekten öteye yaptıkları konuşmaların gitmediğini ne zaman anlayacaklar merak ediyorum. İktidar grup sözcüsünün görevi hiçbir şey yapılmasa bile aksi yönde algı yaratmak, azıcık yapılanı parlatmaktır. Genel geçer konulardan bahsedip bir tek yerel mevzuya değinmemek de ne bileyim nasıl bir şey bu? Pasif direniş diyeceğim, dilim varmıyor.

MHP Grubu adına söz alan Sultan Aşkın, genel yakıcı konulara (kadına yönelik vahşet gibi) değindikten sonra yerel meseleler üzerinden can alıcı bir değerlendirmede bulundu. Konuşmasının ilk 10 dakikasında önemli mevzulara ilişkin görüşlerini aktardıktan sonra, alışılagelmiş önemli gün ve olaylara değinmesi son derece doğru bir sunum tekniğindir. Dinleyicinin beklenti ilgisi 10-15 dakikadır. Ondan sonra dikkat çeken bir şey söyleseniz bile odaklanma zayıflar, yaratmayı düşündüğünüz etki azalır.

Aşkın;

*Merhum Hulüsi Üstün'ün hazırladığı Silivri kitabının önceki dönem belediye başkanı önsözü taşıdığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması,

*Büyük ölçüde Valilik marifetiyle inşaatı devam eden eski belediye binasını çevreleyen afişlerde asıl icracı kurumun adının anılması ile amaçlanan algı,

*Yerel iktidarın tarım desteklerindeki kısıtlamaları üzerinden Başkan Bey'in yönetim performansı sorgulamasına yeterince yol açtı diye düşünürken oturumun önsözü gibi kaldı AK Parti Grup Sözcüsü Celalettin Yazıcı'nın değerlendirmesinden sonra.

Yazıcı;

*Kaçak hayvan üretiminin denetiminden girdi,

*Hükümet destekleri ile devam etti,

* Selimpaşa-Kavaklı, köy planları ile can alıcı vuruşu gerçekleştirdi,

*Selimpaşa'nın kanayan mezarlık alanı ihtiyacını yineledi,

*Alipaşa Sanayi planları,

*Şehir Geçiş Projesi,

*Çöp ve temizlik sorunu,

*Svot analizi hakkındaki ilgisizlik,

*Boğluca'dan yükselen kötü kokular,

*Kahvaltı desteği organizasyon eleştirisi,

*Belediyeye ait işyeri ihale süreçlerindeki sıkıntılara ilişkin değerlendirmeleri ile iktidar kalesinin surlarını dövdükçe dövdü.

CHP Grup Sözcüsü Önder Çolak'ın zayıf performansı belediye çalışmalarını anlatmaya yanaşmamasına karşın, AK Parti Grup Sözcüsü Celalettin Yazıcı'nın Hükümet destekli yatırımları anlatması, Başkan Balcıoğlu'nun Belediye Başkanlık performansını daha da güçsüz gösterdi. Toplamda meclisteki sunumların ardından ortaya çıkan algı; 'muhalefet çalışıyor, iktidar zayıf' oldu.
Yazıcı'nın “Hiç bir şey yapmadan sadece izlersek sistemin mağduru değil ortağı oluruz”, “Kendi yemediğimizi yedirmeyelim yediğimizi esirgemeyelim”, “Hani bir elin verdiğini diğer el görmeyecekti”, “İBB ve ilçe belediye birleşmesindeki fırsatı hissedemiyoruz” çıkışları can alıcıydı.

Balcıoğlu tek çıkış noktası “Cumhur İttifakı olarak ülkeyi bu duruma sokmasaydınız bunları konuşmak zorunda kalmazdık”ı yerinde kullandı ama değil iktidarını, günü bile değil, anı kurtardı.
Aşkın'ın ardından, Yazıcı'nın ironi, tarih ve siyaset söylemindeki üstünlüğünü konuşturduğu muhalefet çıkışında siyasi kariyeri ile alakalı Bora Balcıoğlu ‘tarihi' başka bir duruma daha imza attı aslında. Tarihi oyla seçilen Başkan, tarihi çoğunluktaki mecliste, tarihin en yalnız Belediye Başkanıydı. Açlığını suyla gidermeye çalışan çocuklarla ilgili gözlemini anlatırken asıl gözünü buğulandıran, boğazına düğümlenen başka bir yoksulluktu sanki.
Tam da bu noktada tahminimce meclis sıralarında oturan CHP İlçe Başkanı İbrahim Kömür'ün direktifi ile Grup Sözcüsü Çolak'tan Başkan Bey'e bir duyarlılık teşekkürü ve ardından grup alkışı imdadına geldi.
Muhalefetin istediğinde iki hamlede yere serebildiği Başkanlık özgüven ve imajını, Balcıoğlu ya tek başına onarmayı öğrenecek ya da ekibine sıkı bir çeki düzen verecek. Siyaseten gideceği başka yol ufukta görünmüyor.

 

YORUM YAP