“Silivri'de yaşamak güzeldir”in, 2016 motosu “Biz bu kentin geleceğiyiz” şeklinde açılıma uğradı anlaşılan. Ufak ufak 2019 hazırlıkları temellenmeye başlamış. Olması gereken şeyler.
Olması gerekip hatta çok istenip de olamayanlar var bir de… Onların etkisi daha yıkıcı sanıyorum, eylemin mimarları üzerinde özellikle…
Bir işi yapmaktan daha zordur, diğerlerinin ona yönelik motivasyonunu sağlamak…
“Bizler bu kentin geleceğiyiz!” diyor 7 yıldır Silivri'yi yöneten Özcan Işıklar ve 2016 arifesinde duygu ve düşüncelerini şöyle ortaya koyuyor:
“Yeni doğan bebeğin uyku tulumu,
Okula yeni başlayan çocuğumuzun sırt çantasıyız.
Spor okullarımızda yavrularımızın üzerine giydiği forma,
Amatör ligde oynayan gencimizin futbol ayakkabısıyız.
Mehmet amcanın tertemiz camide başını koyduğu seccade,
Canlar için yapılan cemevi inşaatında karılan harcız biz.
Tüm inançlara hoşgörü ile kucak açan,
Kardeşçe yaşamak tek amacı olan barış güvercinleriyiz biz.
Biz bu kentin geçmişindeyiz!
Bakımevinde yaşlımızın elinden tutan,
İhtiyaç sahibi hemşehrimizin evine kadar giden sağlık çalışanıyız.
Rehabilitasyon merkezindeki fizik tedavi uzmanı,
Mahallelerimizde sağlık taraması yapan EYKOM ekibiyiz.
Gıda Bankasına sırtında eşya taşıyanda biziz,
Onu ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken o mutluluğu yaşayanda.
Hem de O'nu kimseye afişe etmeden...
Biz bu kentin verimli toprakları için gece gündüz çalışanlarız.
TÜRAM'da yeni bir bitki eken çalışan,
Çiftçimizin yeni türleri tanıması için emek harcayan ziraat mühendisiyiz.
Biz bu kentin yağmalanmasına sonuna kadar karşı duran,
Silivri'nin bir huzur ve hoşgörü adası olması için gece gündüz çalışanlarız.
İşte bu yüzden; Bu kentte yaptırmadıklarımız,yaptıklarımızdan önemli.
İşte tüm bu sebeplerden dolayı; Silivri'de yaşamak güzeldir.”
***
Yaş ile mi alakalı nedir bilmiyorum ama sadelik ve doğallığın karşısında, gerçek ayardaki duygu, düşünce ile eylemler karşısında tüm ‘ama'larım hükmünü yitiriyor…
İnsanı yapamadıkları üzer, kabullenememe durumu yıpratır. Yaşam koçumdan bir alıntı; “Elinden geleni yaptıysan vicdanın rahat olsun. Ondan sonrası olan; olması, kabul etmen gerekendir...”
Özellikle vicdanda sulh ilan edemeyip, etrafındakilere çemkirenlere duyurulur : ) İmla hatalarını da düzelttim : ))
Dün “Biz olma ısrarı” üzerinde durmuştum akşamında bu yazıyı görmek dünyaya aynı pencereden bakma hissiyatını uyandırdı. Aynı pencereden bakıp da gördüklerimizin ve onları yorumlama farklılığımız da zenginliğimiz, dinginliğimiz olsun inşallah...
GÜNÜN SÖZÜ
“Bazen su olmak lazım, sessiz sakin.
Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın.
Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla tükenmeyi bekleyen.
Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen.
Kimine su olacaksın kimine sel!
Kimine mum olacaksın kimine volkan!
Ama kimseye asla kul olmayacaksın…”