Eğitim Sen Sendikası, yaptığı yazılı basın açıklamasında Torpil Listelerinin ortaya çıkmasıyla, mülakat sınavının neden doğrudan ‘torpil' anlamına geldiğinin açık kanıtı niteliğinde olduğunu belirtti.
Mülakat sınavlarıyla ilgili tartışmalar yıllardır sürmekte. Yönetici Adaylarına yönelik gerçekleştirilen Mülakat Sınav sonuçlarıyla ilgili Silivri gündeme oturdu. İhbar edilen ilçemiz Torpil Listesinin Noter'de tasdik edilmesi ve sınav sonuçlarıyla örtüşmesiyle birlikte torpil resmen kanıtlandı. Mülakat Sınavı konusunda Eğitim Sen Genel Merkezi de bir basın açıklamasında bulundu.
Açıklamada yer alan ifadeler şu şekilde: “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 81 ilde müdürlük ve müdür yardımcılığı atamaları için mülakat sınavını içeren yönetmeliği yayınlamasının ardından, illerde okul müdürlüğü ve müdür yardımcılığı atama mülakat sınavları yapılmış, beklendiği gibi, söz konusu mülakatlarda hükümetin ‘memur kolları' olarak bilinen yandaş sendika üyeleri yüzde 90'ın üzerinde başarılı ilan edilmiştir. Mülakat sorularına büyük ölçüde doğru cevap vererek yüksek puanlar alan eğitim yöneticisi adaylarının tamamına yakının yandaş sendika üyelerinden oluşması, bazı illerde yandaş sendika üyelerinden oluşan ve önceden hazırlanmış torpil listelerinin ortaya çıkması, mülakat sınavının neden doğrudan ‘torpil' anlamına geldiğinin açık kanıtı niteliğindedir.
2017 yılı eğitim kurumlarına yönetici görevlendirme takvimi çerçevesinde sözlü mülakat sonuçları açıklanmış olmasına rağmen, geçmiş yıllarda yayımlanan yönetici atama mülakat sonuç listelerinin bu yıl yayımlanmamış olması, şaibe iddialarını gündeme getirmiştir. Sözlü mülakattan düşük alan ya da aldığı puandan memnun olmayan adaylar sözlü sınava giren diğer adayların puanlarını haklı olarak merak etmektedir. Mülakat sınavlarının sonuçları listeler halinde açıklanmalı, kimin ne kadar puan aldığı görül- melidir.
Eğitim yöneticisi adaylarının sözlü mülakat sonuçlarına itiraz hakkı bulunmakla birlikte, söz konusu itirazın adaylara puan veren aynı komisyon tarafından değerlendirilecek olması başlı başına bir skandaldır. Mevcut haliyle bazı adaylara düşük puan veren komisyona itiraz etmenin hiçbir anlamı yoktur. İl Milli Eğitim Müdürlükleri, mülakat sınavında verilen puanlara yapılan itirazlar için ayrı bir komisyon kurmalı, bu komisyonlarda denetmenler de görev almalıdır.
Geçtiğimiz yıllarda uygulanan ve sayısız adaletsizliklere neden olan mülakat yönteminin eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesinde belirleyici olması başlı başına haksız ve adaletsiz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bugüne kadar eğitim yöneticiliği alanında yapılan bütün mülakat sınavlarında çok sayıda Eğitim Sen üyesi yazılı sınavlardan yüksek puanlarla geçtiği halde, mülakatlarda kasıtlı olarak düşük puanlar verilerek birer birer elenmiştir. Bu konuda sendikamıza çok sayıda şikâyet ulaşmaktadır.
Mülakat sınavlarının başından sonuna taraflı ve objektiflikten uzak olması nedeniyle sendikamızın konu ile ilgili olarak yaptığı başvuru üzerine Danıştay, mülakat uygulaması ile ilgili olarak; … en uygunun seçilmesi yönünde nesnel ölçüt öngörmeyen, … atamaya yetkili makamın öznel değerlendirme ve mutlak takdirine meydan verecek mahiyet taşıyan, … hukuka ve Danıştay'ın önceki kararlarına da aykırı” vb gerekçelerle, idarenin eğitim yöneticilerini liyakate göre değil, siyasi görüşlerine ve sendikal aidiyetlerine göre belirlemesine enden olan uygulamayı iptal etmiştir.
“MEB, DANIŞTAY KARARLARINA RAĞMEN MÜLAKATTA ISRARCI”
MEB, Danıştay kararlarına rağmen eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve atanması sürecinde mülakat uygulamasında ısrar etmektedir. Siyasi iktidarın Türkiye'de doğrudan “torpil” kelimesi ile eş anlamlı olan “mülakat sınavı” üzerinden okulları, çoğu yönetici olma özelliği bile taşımayan yandaşları ile dolduracağı makamlar değildir. Yıllardır okulları ve diğer eğitim kurumlarının birer ‘ticari şirket' gibi yönetmeye çalışan MEB, eğitim yöneticilerini tamamen kendi siyasal çizgisinde olanlardan seçerek, dayatmacı ve laik-bilimsel eğitim karşıtı politikalarını okullarda daha rahat hayata geçirmeyi hedeflemektedir.
“TORPİL ÇAĞRIŞTIRAN YÖNTEMLERE DERHAL SON VERİLMELİ”
MEB, geçmişte çok sayıda haksızlığa neden olan ve yüksek yargı tarafından açık gerekçelerle iptal edilen, eğitim yöneticilerini tamamen siyasallaşmış kadrolardan oluşturma inadından vazgeçmeli, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat gibi doğrudan “torpil” çağrıştıran yöntemlere derhal son verilmelidir.
“SİYASİ REFERANSLAR DEĞİL, LİYAKAT İLKESİ TEMEL ALINMALI”
Eğitimin bütün kademelerinde yöneticiler belirlenirken, hiç kimse kimlik, mezhep, inanç ya da sendika farklılığı nedeniyle fiilen cezalandırılmamalı, değerlendirme ölçütleri tamamen objektif ve bilimsel kriterlere dayanarak belirlenmeli, eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır.
Eğitim Sen, kurulduğu günden bugüne eğitim yöneticilerinin yukarıdan atama ile değil, bütün eğitim bileşenlerin katılımıyla her okulun kendi yöneticisini kendisinin seçmesini savunmaktadır. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde hiçbir baskı ve yönlendirmeye izin verilmemeli, her okul kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle yine kendisi seçmelidir.”
Haber Merkezi